41. Bölüm

5K 120 17
                                    

Murat, tarif edilemez bir acıyla "hayır!" diye bağırdı. Akif'in sertçe başını bağrına bastırdı. Yanağını okşadı ve "bırakmam seni." dedi.

Zaten bir insan en yakın dostunu nasıl bırakabilirdi ki? Murat da Akif'i bırakamıyordu.

Murat, birden elindeki mektubun tamamen farkına vardı ve zarfı açıp içindeki kağıdı çıkardı. Göz yaşları mektubu ıslatınca göz yaşlarını sildi. -Birazdan tekrar akacaktı- Mektubu yüksek sesle okumaya başladı.

"Sana birkaç sırrımı hiç anlatmadım abi. Daha doğrusu anlatamadım. Bu yüzden ben de yazmaya karar verdim. Biz kötü insanlarız abi. Kötülük bizim kanımıza işlemiş. Biz bu pisliğe bir kere bulaştık. Bir daha da çıkamıyoruz. İkimiz de bu pislikten çıkabiliriz. Bizi bu pislikten çıkartacak olanlar sevdiğimiz kadınlar. Evet 'miz' dedim çünkü benim de bir sevdiğim var abi. Hatta yakında bir de çocuğumuz olacak. Evlilik dışı bir çocuk olacak ama olsun. Çok yakında evleneceğiz zaten. Ve sonra ben İrem'im sayesinde bu pislikten sıyrılacağım. Umarım sen de Gamze yengem sayesinde bu pislikten sıyrılırsın. Ben sıyrıldım ve çok yakında İrem ile birlikte Hollanda'ya gideceğim. Biraz birikmiş param var. Orada üçümüz gül gibi yaşarız. Seni de ziyaretimize bekleriz. Abi! Sana bunları söylemeyip yazmamın sebebi senden çekiniyor olmam. Kendine iyi bak abi. Sen de bu pislikten tez zamanda kurtul. Sonra bizi ziyarete gel."

Murat, mektubu yüksek sesle okurken ağlamaya devam etti. Güçlü Murat, en yakınlarından birisinin başına bir şey geldiğinde işte böyle yerle yeksan oluyordu. Bütün dünyası başına yıkılmıştı. En has adamı ve dostu uçmağa varmıştı. Gerçi böyle pisliğin içinde sürekli yuvarlanıp duranlar nasıl uçmağa varabilirdi? Orası da meçhuldü.

Murat, mektubu okurken göz yaşlarıyla ıslatmıştı ve ıslattığı bu mektubu katlayıp cebine koydu. Başını göğe kaldırdı ve ay ile yıldızlara baktı. Sonra etrafına baktı ve birçok insanın toplandığını gördü.

Polis arabasının siren sesleri duyuldu.

Murat, siren seslerini duyunca aklına Servet geldi. Akif'in neden Servet'in adını söylediğini düşündü düşündü ve düşündü. Düşünürken de "Servet" demekten geri durmadı ve Cengiz'in de düşünmesini sağladı.

Cengiz de Muratla birlikte düşündü ve aklına bir düşünce geldi. Murat'a bakarak "Servet tehlikede olabilir." dedi.

Murat, başını iki yana salladı ve "sanmam." dedi.

Cengiz, anında "neden?" diye sordu. Murat'ın büyük bir kayıtsızlık içinde olduğunu düşünmüştü. Ama bu konuda büyük bir yanılgı içerisindeydi.

Murat, "Servet bir polis." dedi ciddi bir tavırla.

"Ben bile bir polis öldürmemişken Alan'ın böyle bir şeye cesaret edebileceğini sanmıyorum."

Cengiz, "haklısın." dedi ve bu sırada telefonu çaldı. Telefonunu bekletmeden açtı. "Efendim Servet?" dedi.

Murat, dikkatle Cengiz'e baktı ve ondan duyacaklarını dinlemeye başladı.

Bu sırada polisler arabadan çıktı.

Murat, arabadan çıkan polislere bakarken Cengiz, Servet'i dinlemekten başka bir şey yapmıyordu. Servetten aldığı bilgiyle Akif'in ölümüne rağmen büyük bir mutluluk duydu. Hüzün göz yaşları bu sefer sevinç göz yaşlarına dönüştü. Polislerin yanlarına geldiklerini ve Murat ile konuştuklarını bile sonradan fark etti. "Sağ ol Servet!" diyerek telefonu kapattı. Murat ile polis memurlarının konuşmalarını dinlemeye başladı.

Murat, büyük bir bitkinlikle Akif'in yanından kalkmadan olanları anlattı. Memurlar rüşvet verdiklerinden birkaçıydı. Bu yüzden pek sıkıntı çıkmayacaktı ama Murat'ın başının belaya girip girmeyeceği umurunda bile değildi. En yakın arkadaşı ve en has adamı ölmüştü bu gece.

Vuranlar Ve Vurulanlar (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin