14. Bölüm

12.9K 191 21
                                    

Melisa, koşarak Murat'ın yanına gitti. Bu sırada polisler yatakta uzanan Murat'n ifadesini alıyorlardı.

Melisa, kardeşinin başucuna geçti. Sessizce bekledi.

Murat, son sözlerini söylemek için hazırlandı. Ablasına gülümseyerek baktı ve sonra tekrar polis memurlarına döndü.

"Bu akşam benim misafirimsiniz. Karım Gamze ve ablam Melisa size kendi elleriyle güzel yemekler yapsınlar yiyelim içelim."

Polis memurları gülümseyerek "bize uyar." dediler ve bu sırada içeri Servet girdi.

"Sayın Emniyet Müdürümüze hörmetleriniz gönderildi Murat bey."

Murat, bu habere sevindi ve gülümseyerek Servet'e teşekkür etti. "Peki savcı ve hakim beylere de gönderildi mi?" diye de bir soru yöneltince Murat gülümseyerek başını salladı.

İçeriye doktor Ömer girdi. Polislerden izin istedi. Polisler de birkaç soru daha sorup odadan çıktı.

Ömer, Murat'ın kısaca yarasına baktı. Yarayı hemşirelere temizlettirirken gülümseyerek "sizi iyi gördüm." dedi.

"Cengiz Bey'in aksine yaranızı tekrar açıp kanatacak bir şey yapmamışsınız."

Ömer böyle söyleyince Murat telaşlandı. Ayaklanmak istedi. Hemşireler onu durdurdu.

"Cengiz kardeşime bir şey mi oldu?"

Ömer tebessüm etti. "Önemli bir şeyi yok." dedi.

"Sadece yarası rahat durmadığı için tekrar kanamaya başlamış o kadar."

Murat "iyi bari." dedi. Sonra gülümsedi, teşekkür etti.

Melisa, Murat'ın iyi olduğunu ve içeriye atılmayacağını öğrenince içi rahatladı ve tebessüm ederek kardeşine baktı. "Ben Cengiz'i haberdar edeyim." diyerek odadan çıktı ve Cengiz'e gitti. Sevinçli bir şekilde olanları anlattı.

Cengiz de sessizce dinledi ve içi ferahladı. Sonra sırıtarak Melisa'yı belinden yakaladı ve yanına yatırdı.

Melisa; Ömer'in, Cengiz'in yarası ile ilgili söylediklerini hatırlattı.

"Yoksa burada akşama kadar kalmak mı istiyorsun?"

Cengiz, gülümseyerek Melisa'ya baktı.

"Seninle burada değil akşama kadar, bir ömür kalırım."

Melisa güldü ve Cengiz'in gözlerinin içine içine baktı.

"Hastane köşelerinde değil de evimizde bir ömür beraber kalsak daha iyi değil mi?"

Cengiz, gülümseyerek "haklısın balım." dedi. Bir daha Melisa'ya ilişmedi. Ama yataktan da çıkarmak istemedi. Yan yana öğlene kadar mışıl mışıl birlikte uyudular.

Öğlen olduğunda Murat ile Gamze kol kola içeri girdiler. Cengiz ile Melisa'yı beraber uyurken gördüler.

Gamze'nin yüzü düştü. Cengiz'i böyle görmeye dayanamıyordu. Onu başkasıyla görmeye dayanamıyordu ama dayanmak zorundaydı. Herkesin iyiliği için birbirlerini görmeye katlanmak ve birbirlerini unutmak zorundaydılar.

Murat "hop!" diyerek onu düşüncelerinden ayırdı.

"Haydee, kalkın uykucular! Saat kaç oldu da!" 

Cengiz gözlerini kırpıştırarak açtı. "Ne oldu?" diye sordu. Aynı zamanda Melisa da uyandı.

"Ne oldusu mu var daa! Öğlen oldu. Siz buraya iyi alıştınız ha! İsterseniz sizin eviniz olsun burası."

Cengiz, Melisa ile birlikte gülerek yataktan kalktı. "Abartma." dedi.

"Biraz uyuduk o kadar."

"Neyse gevezeliği bırakalım da hemen çıkalım buradan."

Cengiz gülümseyerek başını salladı. Üzerine birkaç parça bir şeyler geçirdi. Çıkmaya hazırlanıyorlardı ki Ömer odaya girdi. "Nereye?" diye sordu.

Murat iki kollarını hafifçe yana açarak "evee!" dedi.

"Benden izin aldınız mı da?"

Ömer, Murat'ın damarına bastığını fark etmedi. Murat'ın öfkesine fena yakalandı.

Murat, ona doğru yaklaştı. Kabadayı bir tavırla hırlayarak "ben kimseden emir almam doktor!" dedi.

Ömer, Murat'ı sinirlendirmemesi gerektiğini biliyordu. "Peki." dedi ve Murat ile Cengiz'i yolcu etti.

Murat, hastaneden çıkınca derin bir nefes çekti. Sonra Akif'i gördü, en has adamına sarıldı. Kulağına "Piccini'yi bulabildin mi Akif'im?" diye fısıldadı.

Akif de gülümseyerek "buldum abi." dedi ve abisi geri çekildi.

"Ama adamlarının sayısı azalsa da bir hayli iyi korunuyor. O da polislere senin gibi rüşvet vermiş olmalı. Büyük ihtimalle iki tarafta hapse girmeyecek."

Murat memmun değildi ama yine de mutluydu. Piccini'nin yenilip geri çekildiği aşikardı. Ya barış yapacaktı ya da kanının son damlasına karşı savaşıp can verecekti.

"Bu akşam onu bir ziyaret edelim ama yanına fazla adam alma."

Akif baş eğdi ve "tamam abi." dedi. Siyah Transporter'ın kapısını açtı. "Buyrun!" dedi.

Herkes içeri girdi. Akif de şoför koltuğuna oturdu. Arabayı sürebildiği kadar hızlı sürdü eve.

🏛Bölüm Sonu🏛

Vuranlar Ve Vurulanlar (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz