7. Bölüm

19.2K 287 22
                                    

Cengiz ilk önce elini tutan Melisa'ya daha sonra Gamze'ye baktı. Elini çekmek istedi ama yapamazdı. Artık Gamze'yi unutacak ve Melisa'yı sevmeye çalışacaktı. Hem de elini çekmesi şüpheleri üzerine çekebilirdi.

Murat, Gamze'ye gülümseyerek baktı ve "sonunda geldiler." dedi. Elini tuttu. Gülümsemediğini gördü ama kafasına takmadı. Kendine doğru yürüyen Cengiz ile boşta kalan eliyle tokalaştı.

"Hadi! Hemen atalım şu imzaları."

Cengiz bir Murat'a bir Gamze'ye bakıyordu. Baktıkça baktı ikisine de. İçinden "etme bulma dünyası." dedi. Sonra dışından konuşmaya karar verdi. Aynı zamanda kar ince ince yağmaya başladı.

"Hepimiz de evlenmeye bir hayli meraklıyız herlade."

Gamze, Cengiz'e öfkeyle baktı ama kimse fark etmedi. Tebessüm etti. Murat'a kısa bir bakış attıktan sonra tekrar Cengiz'e bakarak gülümsemesine bir son verdi ve "öyle." dedi. Sonra üşüdüğünü belli ederek kollarını birbirine kavuşturdu.

"Ben dondum. Hadi içeri girelim artık."

Cengiz başını salladı ve kar şiddetini arttırırken içeriye girdiler.

İçeride onları Silivri Belediye Başkanı Mustafa Karaberber karşıladı.

Başkan, pek kısa olmasada uzun da olmayan, hafif şişman ve ablak yüzlü bir adamdı. Sakal tıraşı henüz bu sabah olmuştu ve Hitler bıyığı bırakmıştı. Saçı siyah renkti ve özenle sağa doğru yatırılmıştı. Zeytin gözlerinin içi gülüyordu. Mavi bir kumaş pantolon, düz beyaz gömlek ve mavi bir ceket giymişti.

"Sizin gibi önemli şahsiyetlerin nikahını alt kademelere kıydırmak istemedim. Bizzat ben kıymak istedim Melisa Hanımefendi."

Melisa gülümseyerek teşekkür etti.

Murat, güldü ve Başkan'a baktı.

"Burada biz de evleniyoruz Başkanım. Bizim hiç mi hatırımız yok?"

Mustafa, Murat'ın bu espirili sorusuna gülerek karşılık verdi ve "var var!" dedi. Nikahı kıyılıcağı yeri eliyle gösterdi.

"Buyrun hanımlar beyler! Her şey hazır."

Murat gülümseyerek başını salladı. Gamze'ye baktı. Önüne düşen saç telini kulağının arkasına attı.

"Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?"

Gamze göz ucuyla Cengiz'e bakarken bir yandan da Murat'a gülümsedi. Dudağına bir öpücük kondurdu ve "Biliyorum." dedi.

"İşte seni bu yüzden hiçbir zaman bırakmayacağım!"

"O zaman bu sözünün ilk adımını atalım."

Gamze gülümseyerek göz ucuya tekrar Cengiz'e baktı. "Atalım!" dedi. Cengiz'in de Melisa'nın elini tutup gülümsediğini fark etti. İçinden "Herkes durumundan hoşnut." dedi.

Ama Cengiz değildi. İçi kan ağlıyordu. Başından buz gibi soğuk sular dökülmüş gibi hissediyor, ayaklarının tutmadığını, bir adım daha attırmayacağını sanıyordu ama nikah salonuna girecek, masaya oturacak kuvveti kendinde buldu. Kendi kendine "Sakin ol. Böyle olmasını sen istedin." diyordu. Duygularını göstermeyen bir adam olmanın ekmeğini yiyordu şu an.

"Böyle olmasını sen istedin!"

Melisa Cengiz'in elini tuttu. Kulağını ona yaklaştırdı.

"Bir şey mi dedin hayatım?"

Cengiz hemen kendine geldi ve gülümsedi. "Yok." dedi.

"Sadece sevinç ve heyecandan birkaç bir şey mırıldanıyordum."

Melisa gülümseyerek Cengiz'in koluna girdi ve omzuna yaslanarak "Tamam." dedi.

Cengiz şahitleri olan anne babasına baktı. Belediye Başkanının dediklerini duymuyordu bile. Çok yakınında bir bomba patlamış gibi bir uğultu geliyordu kulağına. Birden Murat'ın "Bu fasılları kısa keselim." diye gülümseyerek sesini yükseltmesiyle kendine geldi. Tebessüm etti. "Aynen başkanım." diyerek Murat'ı destekledi. Bunların hemen bitmesini istiyordu.

Sonunda imzalar sırasıyla atıldı ve nüfus cüzdanlarını erkekler kadınlara kaptırdı ve ayaklarında bir acı hissetti. Adet olduğu üzere ayaklara basılmıştı ve ayağa basanlar kadınlar olmuştu.

Başkan gülümseyerek "Eşlerinizi öpebilirsiniz." dedi.

Cengiz gülümsedi ve ellerini Melisa'nın boynuna götürdü. Baş parmaklarıyla yanaklarını okşadı ve alnından öptü. "Benimsin bundan sonra!" dedi.

Melisa boynundaki ellerden birini tuttu ve avuç içini baş parmağıyla okşadı, öptü ve "Seninim!" dedi.

"Hem de ölene kadar seninim."

Cengiz kollarını Melisa'nın boynuna doladı. Ona sımsıkı sarıldı ve tebessüm etti. Sonrada annesi ile babasının elini öptü. "Kısa zamanda toplanın." diye kulağına fısıldadı. Gamze'yi gördü.

Gamze de isemeden kendisine bakan gözlere bakmıştı. O gözlerden kurtulmak istiyordu ama yapamıyordu. Henüz kurtulmayı isteyip istemediğini bile bilemiyordu.

Cengiz, Gamze'nin yapamadığını yaptı ve başka bir yere baktı. Belki o da Gamze'in gözlerinden kurtulup kurtulamayacağını bilmiyordu ama bunu yapmalıydı. Sonunda yapmaya karar verdi ve Melisa'yı gördü. Ona da acıdı. Onun da kötü hissetmesini, onun da kalbinin kırılmasını istemiyordu. İçinde kötü bir his vardı. "Çok kötü şeyler olacak." dedi kendi kendine. Sonunda içinden kötü hisleri atmaya çalıştı ve tebessüm etti. Melisa'ya baktı. "Seni sevmeye çalışacağım." dedi kendi kendine.

Gamze de Cengiz'den gözlerini ayırdı ve Murat'a baktı. Parmaklarını çenesinde hissetti. Gülümsemeye çalıştı.

"Seni öpebilir miyim?"

Gamze bu sefer güldü. "Tabiki." dedi.

"Sonuçta artık kocamsın?"

Bunun üzerine Murat da güldü. Dudaklarını Gamze'in dudaklarına değdirmeye hazırlandığı zaman telefonu çaldı. Öfkeyle gözlerini kapattı ve dişlerini sıktı. "Tam da zamanıydı amına koyayım!" dedi.

Gamze güldü ve eliyle Murat'ın ağzını kapattı.

"Şşt! Küfür yok."

Murat da güldü ve ikisi birden gülüştüler. Gamze, elini geri çekdi.

Murat hala çalan telefona oralı olmadan gülümseyerek Gamze'ya baktı. Belinden yakalayıp kendine çekiverdi.

"Küfür ederken beni elinle değil dudaklarınla susturmanı tercih ederdim."

Gamze "Burada olmaz." dedi ve Murat'ın kollarından kurtuldu.

"Hem bak! Hala telefonun çalıyor. Önemli bir şey olmalı."

Murat "tamam." dedi ve cebinden telefonunu çıkardı. Bekletmeden açtı.

"Efendim Akif?"

"Mekanı basanın kim olduğunu öğrendim patron."

🎴Bölüm Sonu🎴

Vuranlar Ve Vurulanlar (+18) (Tamamlandı, Düzenlenecek)Where stories live. Discover now