12|Alfanın Feromanlarına Olan Açlık

11K 1K 452
                                    


Bölüme geçmeden bir şey söylemek istiyorum. Ben geçen duyuru paylaştım bir uwu bölüm gelecek diye ama o bölümden önce böyle bir şey yazmam gerektiğini düşünwrek bu bölümü yazdım. Umarım seversiniz. Tatlı olan bölüm bundan sonraki bölüm. İyi okumalar.

Yazım hataları olabilir kontrol etmeden atıyorum...

Karnına giren ufak sancıyla elini mızmızlanarak karnına götürdü ve dudakları arasından çıkan inlemeye engel olamadı. Dün gece yatağa uzandığı anda karnına ufak sancılar girmiş fakat bunu umursamamış bu ağrıları tabak tabak yediği tatlılara yormuştu. Fakat sancılar şiddetini ve sıklığını arttıdığında bunun sadece ufak bir karın ağrısı olmadığını anlamıştı. Sabaha kadar düzgün bir uyku da çekememişti. Gözlerinin şiştiğine ve yüzünün berbat bir halde olduğuna emindi.

Elini geceliğinden içeri sokup çıplak teniyle buluşturdu ardından hafif dokunuşlarla karnını okşamaya elinin sıcaklığı ile rahatlamaya çalıştı. Sancılarının azalmasını beklerken bu sefer iki elini de şişkin karnına götürdü. Dolu gözlerinden akan yaşlar şakaklarını ıslatırken geçmeyen sancısıyla kollarını karnına sararak yana döndü ve cenin pozisyonunu aldı. O sırada Minseo hazırlanan kahvaltı için Taehyung'u çağırmak üzere üst kata çıkmıştı. Kapısının önüne geldiğinde ilk yavaş bir tıklama ardından ona seslendi. Uyanmadığını düşünerek bir kez daha tıkladı, bu kez daha şiddetliydi. "Taehyung canım uyandın mı?"

Yavaşça kulağını kapıya yasladı ve içeriyi dinledi. Uyuduğunu düşünerek geri çekilecekti ki gelen çığlık benzeri sesle panikleyerek kapıyı açtı ve hızlı bir şekilde yatakta uzanan bedenin yanına geldi. Yatak içinde kıvranan ter içinde kalmış bedeni gördüğünde şaşkınca ne yapacağını bilemedi. "Taehyung, bebeğim iyi misin? Neyin var?" diyerek aşağı çömeldi. Taehyung boğazından kaçan hıçkırıklardan kendinde konuşacak güç bulamıyordu. Minseo alamadığı cevapla korkarak yerinden kalktı ve koşarak kapıya ilerledi. "Jungkook çabuk Taehyung'un odasına gel!" diye bağırdı koridorda. Elleri korkuyla titrerken ağlayan bedenin yanına adımladı. Yatağa oturdu ve bir elini onun saçına diğerini de karnına koyarak onunla birlikte okşamaya başladı. "Sakinleş bebeğim sakinleş, hiçbir şey olmayacak şimdi hastaneye gideceğiz tamam mı? Tamam mı Taehyung?" diyerek onun bilincini açık tutmaya çalıştı. Taehyung boğuk boğuk duyduğu şeylerle sadece başını sallayabildi. Ama sadece başını sallaması bile Minseo'yu rahatlatmıştı.

Jungkook oturduğu masada annesini beklerken onun çığlığını duyduğunda kendinden beklemediği bir hızla yerinden kalktı. Ne ara üst kata çıkıp Taehyung'un odasına girmişti bilmiyordu fakat yatakta kıvranan bedeni gördüğünde annesi gibi o da başta bocaladı.

"Jungkook çabuk ol. Taehyungvu hastaneye götür." diyerek yataktan doğruldu Minseo. Jungkook kendine geldiğinde panikle yataktaki ufak bedene yaklaşarak onu kollarıyla sararak kucağına aldı. Taehyung'un sızlanış ve ağlayışlarını şimdi daha yakından duyabiliyordu.

Hızlı adımlarla odadan çıktı kucağındaki bedenle. Annesinin arkasından geldiğini duyabiliyordu. Omeganın elleri üstündeki gömleğin yakalarına tutunmuş ve yüzünü onun göğsüne yaslayıp hıçkırıklarını dindirmeye çalışmıştı. "Canım acıyor alfa" diyerek elleri arasındaki gömleğe daha sıkı tutunarak burnunu çekti. Jungkook ne yapması gerektiğini bilmiyordu, onu ilk defa böyle görüyordu hatta ilk defa birini bu halde acı içinde kıvranırken görüyordu.

Dışarıda hazırlanmış  arabanın  açık kapısının içeri girerek küçük bedeni koltuğa bıraktı ardından ön tarafa geçmek için kollarını omeganın üstünden çekmişti ki omega ani bir atakla ellerini onun kollarına koyarak sızlanmış ve alfanın yanında kalmasını istediğini belli etmişti. Alfa onu kucağına aldığı zamandan beri sancıları azalmıştı bu da acılarının daha fazla dinmesi için alfanın yanında durmasını gerektiriyordu.

Surrogate Omega ; KookTae Where stories live. Discover now