Surrogate Omega ; KookTae

FİNAL|Tanrı Aşklarını Sonsuz Kıldı

Hayatımızda öyle şeyler gelirdi ki başımıza, dayanacak gücümüz kalmazdı. Günlerce haftalarca ağlardık, neden ben? Ben bunu hak ettim mi? Diye düşünürdük. Ama asla bunun cevabını bulamazdık. Tanrı ne yaptım da beni böylesine cezalandırdı diye düşünürdük. Ama asla bunun altında bizim için iyi bir şey çıkacağını düşünmezdik. Taehyung da 1 yıl öncesine kadar böyle düşünüyordu. Hastanede hamile kaldığını öğrendiği anda tüm dünyası başına yıkılmıştı. Nefes alamadığını hissetmiş, ne yapacağını bilememişti. Haftalarca bu olanlar için ağlayıp tanrıya yalvarmıştı bunların rüya olması için. Ama şimdi ellerini tutup parlayan gözlerine baktığı alfada kendi yanısmasını görürken düşünüyordu, en acılı zamanları şimdi ona em büyük hediyesini vermişti. Biricik eşi ve kendinden çok sevdiği bir tanecik bebeği. Hayat bizi sancılı dönemlere sokarken sonunda öyle güzel, tatlı anlar da sunuyordu ki siz her şeyi unutuyordunuz.

Taehyung karşısında beyazlar içinde olan eşinin güzel gülüşünde kaybolurken dudakları arasından 'evet' kelimesine engel olamadı. Herkes onlaru alkışlarken alfasının kolları çoktan beline dolanmış kalabalığı umursamadan eşini bulutlar üstünde hissettirecek bir öpücüğün içie sokmuştu. Düğünleri evlerinin bahçesinde sade bir şekilde sevdiği arkadaşlarıyla olmuştu. Herkes evlilik yeminlerinden sonra kendi arasında eğlenmeye çekilirken Taehyung ve Jungkook da bahçenin en ücra köşesinde salıncakta sessizce sallanıyordu. Alfa omegasını kolları arasına çekmiş göğsüne yatırmışken onun özenle yapılmış saçını okşuyordu. Burnuna dolan feromanlar alfayı gevşettiği kadar omeganın da olduğu yerde uykusunu getirmişti. Jungkook parmak uçlarıyla okşadığı yanağa uzanarak küçük, tüy kadar hafif bir öpücük verdiğinde bir kıkırtı yayılmıştı ortamda. Omegasının kalın sesinden çıkan bu sevimli kıkırtı alfanın onu parçalayarak sevme isteğini arttırıyordu. Taehyung'un hamilelikte ortays çıkan yanakları bir türlü gitmemişti. Jungkook bundan ne kadar memnun olsa da omegası her seferinde bunun için mızmızlanıyordu. Tabi Taehyung'un mızmızlanmasından sonra alfasının onun yanaklarını öpüp sevmesi hoşuna gidiyordu, alfası bunu bilmese de.

"Kocacığım, alfam." Omega mırıldanarak alfasına biraz daha sokuldu. "Seni çok seviyorum..." toprak kokusunun geldiği boyuna derin bir öpücük verdiğinde cebinden bir kutu çıkardı. Siyah kutuyu eşine gösterdiğinde onun meraklı gözleriyle karşılaştı. Tatlı hallerine dayanamadı ve çilekli lipbalm sürdüğü için parlayan dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. "Bu ne bebeğim? " alfanın meraklı bakışları ona döndüğünde gülerek kutuyu açtı ve içinden yeşil taşlı kolyeyi çıkardı.

" Bu taş Aventurin, aşk enerjisini çeken önemli kristallerden biri. Şefkat ve sabır titreşimini yayar. İlişkimizi  şifalandırmak, aramızdaki anlayışı yükseltmek için çok güçlü bir taştır. Duyguları dengeleyeci titreşimleri sayesinde hem seni hem de ilişkimizi dengeleyerek olası sorunlara karşı koruma sağlar. Hayatımıza düzeni, huzuru, mutluluğu ve pozitif enerjiyi çeker. Bir taş mı ilişkimizi ayakta tutacak diye düşünüyor olabilirsin ama ben bu taşın gücüne de senin aşkına da inanıyorum. ." Omega her kelimesinde biraz daha yaklaştığı alfasının dudaklarına gecenin en masum öpücüğünü verdi. O kadar ufak bir temastı ki bu, neredeyse bir rüzgar vrurup geçti sanacaklardı. Biraz geriye çekildiğinde alfasının boynuna zinciri taktı. Beyaz takımında yeşil adeta parlıyordu. "Bu sana düğün hediyem." Dedi omega, neşesi yüzünden belli oluyordu. Jungkook gözlerini önündeki güzel eşiyle akşama kadar nasıl dayanacağını düşündü. Eşinin beline sarılıp onu kendine çektiğinde kulağının altına öpücük bıraktı, Bugün ikisi de öpmelere doyamıyordu. "Ben hediyemi gece vereceğim." Diye fısıldadı eşinin kulak memesini dişleri arasına alırken. Taehyung'un bedeni titrerken gözleri kapandı. Elleri sıkıca eşinin ceketine tutunurken. "Heyecanla bekliyorum alfam." Diye fısıldadı.