2|Beklenmeyen Misafir

21.2K 1.5K 895
                                    

Bu bölüm benim ve Taehyung'un doğum günü için...

Jungkook o güzel omega ile geçirdiği sabahın ardından kendini daha iyi hissetmişti. Gece uzun sürmüş omegayı bir saniye bile boş bırakmamıştı. Taehyung çok zevk almıştı ama bunun acısı ondan çok kötü bir şekilde çıkacaktı biliyordu. Ama paraya ihtiyacı vardı, yapmalıydı.

Güneş doğduğunda durulmuştu alfa. Kendini yatağa atmış dağılan odayı ve etrafı saran sex kokusunu umursamadan güzel bir uyku çekmişti. Omega ise gözlerinden akan yaşlar ve acısı ile birlikte alfa uyanmadan evden çıkmıştı. Onu görmemesi daha iyi olurdu sonuçta. Evden çıktı, gözlerini ellerine sildi ve arkasına dönerek eve baktı son kez. Yıllardır sakladığı ilkini tanımadığı birine bu evde vermişti. En azından iyi sevişiyordu üstelik yakışıklıydı diye düşündü.

Yavaş yavaş ilerlerken çalan telefonunu çıkardı cebinden ve aramayı cevapladı. "Taehyung iyi misin?" hyungunun sesini duyduğunda daha fazla dayanamadı ve kendini arkasındaki duvara yasladı ve kısılan sesi ile onu yanıtladı. "Hyung lütfen beni almaya gel."

"Sana dedim Taehyung. Jungkook'a dayanamazsın dedim." Taehyung çaresizlik kokan sesi ile onu yanıtladı. "Hyung başka çarem yoktu biliyorsun değil mi?" Yoongi sessiz kalmak istedi ama minik bebeğinin ne kadar acı çektiği biliyordu onu böylece bırakamazdı.

"Ben geliyorum tamam mı? Ordan da hastaneye götürürüm seni." sadece mırıltılar ile onayladı onu Taehyung. Yere çöktü ve ağrılarını unutmak ister gibi gözlerini kapattı. Bir eli cüzdanını sıkı sıkı tutuyordu. O parayı kaybedemezdi.

...

Güzel omega koşarak odasından çıktı. Hızla mutfağa girdi ve bir kaç saat önce fırına bıraktığı tavuğu acale ile çıkardı. Şanslıyıdı ki onu yanmaktan kendini de aç kalmaktan kurtarmıştı.

"Hyung yemek hazır!" diye bağırdı ve tabakları masaya koyarken Yoongi içeri girdi. Kardeşinin acele tavırları onu güldürmüştü. "Boş boş dolanacağına otur de yemek ye. Bugünlerde doğru düzgün bir şeyler yiyemiyorsun." omega yorgunlukla kendini sandalyeye bıraktı tabağına yiyecek bir şeyler koydu ve yemeye başladı. O günden beri çok durgundu.

"Taehyung duyuyor musun beni? Kapı çalıyor." Taehyung irkildi. Ve yerinden hızla kalkarak kapıya koştu. Kapıyı açtığında karşısında gördüğü kişi ile şaşkınlıkla olduğu yerde kalakaldı. "S-sen.." kekeledi ama devamını getiremedi. Ne demesi gerek bilmiyordu. "Ben geldim...çok özledim. " ikisi birbirine öylece bakarken Yoongi'nin sesi duyuldu. "Kim gelmiş-" herkes susmuştu. Ortamda gerginlik sürüyordu kimse ne ilk lafı ne de ilk adımı  atmıyordu.

"Neden bana öyle bakıyorsunuz?" onun kırılgan sesini duyduğunda omega ileri atıldı ve sıkıca kollarını ona sardı. Ellerini onun saçlarına saldırdı ardından kendini tutamadı. Onun gibi ağlamaya başladı. Onu ayıran ise duydukları sert kapı sesiydi. "O-o iyi mi?" Taehyung cevap vermedi. Ve karşısındaki omeganın bavulunu alarak onu içeri çekti. "İçeri gir lütfen." Onu takip etti. Sessiz kaldı ve koltuklardan birine yerleşerek ona döndü.

"Sen burdasın Jimin. Ben hâlâ çok şaşkınım." Jimin ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Verecek bir cevabı bile yoktu.

"uçağım 1 saat önce indi ve ben hemen buraya geldim. Sizi görmek için." derin bir nefes aldı Jimin ve konuşmaya devam etti. "O, yani Yoongi..."  Taehyung Jimin'e yaklaştı ve ellerini sıkıca tutarak ona güç vermek istedi. "O sen gittiğin gün öldü Jimin." Jimin gözlerini sıkıca kapattı. Gözleri yanıyordu kalbi sıkışıyordu. Onu bırakıp gitmek onun için de hiç kolay olmamıştı o da ölmüştü o gün Yoongi ile birlikte.

"Taehyung burda kalabilir miyim gidecek başka yerim yok...." Taehyung elini onun elleri arasından çekip saçlarına götürdü ve hafifçe okşadı. "Sen şimdi elini yıka ve mutfağa geç. Ben de yukarıdaki koca bebeği getireyim." ikisi de kıkırdamış ardından Taehyung sır vermek ister gibi Jimin'in kulağına eğilip fısıldamıştı. "Biliyorsun, ne yaparsan yap. İstersen onu öldür ama o sana kıyamaz." Jimin gülmedi. Buraya gelirken birbir kaybolan umutları şimdi Taehyung sayesinde tekrar  gün yüzüne çıkıyordu.

Taehyung koltuktan kalktı ve abisinin odasına ilerledi. Kapının önüne geldiğinde yavaşça tıkladı. Abisinin sesini duyduğunda yavaşça kapıyı araladı ve minik adımlarla yanına ilerledi. Yoongi yatağa uzanmış öylece tavana bakıyordu. Birden onu görmek kendine zorla unutturduğu şeyleri hatırlatmıştı.

"Hyung aşağı gelip yemek yemelisin."

"Aç değilim." Yoongi lafı kestirip attığında Taehyung dayanamadı ve Hyung'unun yanına uzandı. Ona kollarını sıkıca dolarken fısıldadı. "Hyung, Jimin çok üzgün. Ayrıca Jimin bana burda kalıp kalmayacağını sordu. Gidecek hiçbir yeri yokmuş ama ben ses istemezsin diye olmaz dedim. Gitti o." Yoongi hızla Taehyung'un bedenini kendinden uzaklaştırdı. "Bunu nasıl yaparsın? Nereye gidecek şimdi o?!" Yoongi odadan hızla çıkarken Taehyung gülerek yerinden kalktı. Onun arkasından ilerledi ve Yoongi'nin tepkisini izledi. Koltukta oturmuş ellerini birbirine geçirmiş mahcup bir şekilde ona bakan Jimin'e bakıyordu. Elinde araba anahtarı ayağında topukları çiğnenmiş ayakkabısı ile olduğu yerde donakalmıştı. "Herkes burda olduğuna göre hep beraber yemek yiyoruz." Taehyung Yoongi'nin elindeki anahtarı almış Jimin'e işaret vererek mutfağa gelmesini işaret etmişti. Taehyung'un peşinden ilk Jimin girmiş ve yanındaki sandalyeye oturmuştu. Ardından da Yoongi kireç gibi suratı ile mutfağa girmiş az önce oturduğu yere geri oturmuştu. Masada kimse konuşmamıştı. Jimin arada Yoongi'ye bakıyor bir şey söyleyecek gibi oluyor ama vaz geçerek önüne geri dönüyordu. Yoongi ise başını kaldırmamıştı geldiğinden bu yana. "Jimin neden döndün?" Taehyung daha fazla bu sessizliğe dayanamamıştı. "B-ben daha fazla sizsiz yapamadım." ortam bir süre sessizdi taaki Yoongi'nin kahkahas duyulana kadar "Şimdi mi aklın başına geldi?" Taehyung ortamın gerilmesini istememiş hızla ayağa kalkmıştı ki aniden dönen başı ile dengesini kaybetmiş yere yığılmıştı. Yoongi kardeşinin düştüğünü gördüğünde yerinden kalkmış düşen sandalyeyi umursamadan kendini kardeşinin yanına attı. Ellerini onun yanaklarına sardı ve onu sarsmaya başladı. "Taehyung! Taehyung bana bak bebeğim lütfen..." Taehyung'tan bir cevap gelmezken Yoongi onu kucağına aldı ve kapıya yöneldi. "Jimin anahtarı al." başından beri onları olduğu yerde donmuş bir şekilde izleyen Jimin Yoongi'nin sesi ile kendine gelmiş az önce Taehyung'un bıraktığı anahtarı almış Yoongi'nin peşinden çıkarak arabayı açmıştı. Yoongi kucağındaki kardeşini arka koltuğa yatırdığında Jimin de onun yanına oturmuş Taehyung'un başını kucağına alarak endişe ile onu izlemeye başlamıştı.

Yoongi arabanın önüne geçtiğinde anahtarı takmış arabayı çalıştırarak yakınlardaki hastaneye sürmüştü. Arada Jimin'in sesini duyuyordu, Taehyung'a sesleniyordu. "Jimin sakin ol ona bir şey olmayacak." Yoongi dikiz aynasından arkaya baktığında omeganın gözlerinin dolu dolu olduğunu gördü. Kalbinde bir sızı yayılırken arabayı hastanenin önüne park etmişti. Arabadan çıktı ve kardeşini sıkıca tutarken tüm hastaneyi inletti." Biri yardım etsin kardeşime yardım edin!"

...

Doktor sedyede uzanan omegayı uzun bir süre muayene etmiş ardından ondan uzaklaşarak ona endişe ile bakan bedenlere dönmüştü. "Omega gayet sağlıklı gözüküyor." Yoongi gerginlikle elini saçına atıp çekiştirdi. "Hepsi benim suçum! Son günlerde onda değişiklik vardı. Sevdiği şeyleri yiyemiyor nefret ettiği şeyleri de yemek istiyordu sonra midesi bulanıyor ve -" doktor Yoongi sözünü tamamlamadan Yoongi'ye bir kutu uzattı. " Omega'ya bu testi yapmanızı istiyorum." Yoongi doktoru sorgulamadı. Kutuyu aldı ve halsiz olan kardeşine ilerledi." Bebeğim ayağa kalkabilir misin? " omega başını salladı ve hyungunun yardımı ile odadan çıktı.

...

Doktor elindeki kağıdı tutmuş gözlüğü ile oynuyordu." Artık konuşacak mısınız doktor bey?" diye sordu Yoongi. Doktor derin bir nefes aldı. "Bay Min. omega bir aylık hamile." doktor başını kaldırıp onlara döndüğünde omega bu sefer de şoktan bayılmıştı.

Surrogate Omega ; KookTae Where stories live. Discover now