29|Serçe Parmağından Bile Küçük

9.8K 915 474
                                    

Kontrol etmeden atıyorum...

Medyadaki şarkıyla okursanız mükemmel olur...

Yorum yapmayı da unutmayın ❤

Jungkook daha önce hiç bu kadar gerildiğini hissetmemişti. O kapının önünde saatler gibi gelen zaman boyunca ordan oraya yürürken içeriden bir haber beklemişti fakat kimse çıkmamıştı henüz. Dudaklarını gerginlikle dişlemiş yeni yaralar açmış saçlarını karıştırmıştı birbirine. Kapının önünde bekleyen herkes gergin sayılırdı ama hiçbiri Jungkook gibi delirmiş gibi ordan oraya yürümüyordu.

"Kaç saat oldu neden kimse çıkmadı?" diye sordu korkusu gözlerinden anlaşılırken. Jimin gülmemek için kendini kasarken yanındaki Yoongi'ye biraz daha sokulmuş ve "Aslında bakarsan daha yarım saat oldu alfa." demişti. Güldüğünü belli etmemek için başını alfasının göğsüne gömmüştü. Başta Jungkook'tan hoşlanmasa da sonradan Taehyung için ne kadar çabaladığını fark etmişti, onu korumaya çalışıyor ve onun için endişeleniyordu. Dakikaların ona saatler gibi geldiğine bakılırsa arkadaşı bu alfayı fena avlamıştı.

Jungkook gerginlikle sandalyelerden birine oturup stresle geriye yasladığında gözlerini kapatmış ve sakinleşmek için birkaç nefes almıştı derince fakat bu uğraşı omzuna değen elle kesilmişti. "İyi misin?" diye sormuştu babası yüzündeki şefkatli gülümsemesiyle. Jungkook bu anı bekliyor gibi başını yavaşça iki yana salladı. "Alfam çıldırmış durumda." diyerek kollarını dizlerine yaslayarak öne eğilmişti. Joonseo oğlunun korkusunu anlayabiliyordu, bunu kendisi yaşamasa da birini kaybetme korkusunu biliyordu. "Omega için mi endişelisin yoksa baba olmanın heyecanı mı?" diye sordu oğlunun sırtını sıvazlarken, bu her zaman onu sakinleştirirdi. "İkisi de." diye cevap verdi Jungkook yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamazken. Önceden düşünmeye katlanamadığı şeyler şimdi birbir başına gelmişti ve o gülmeden edemiyordu, baba olma düşüncesi onu heyecanlandırıyordu ve Taehyung'un bebeğinin babası olması bu heyecanını iki katına çıkarıyordu.

"Ne ara bu kadar yakınlaştınız Taehyung'la?" Jungkook babasının sorusunu bir süre düşündü, tam olarak bu şeyler ne zaman başlamıştı o da emin değildi. "Sanırım o partiden sonra Taehyung'a her şeyi anlattıktan sonra bir şeylerin farkına vardım." dedi, onun o geceki sevimli halleri gözleri önüne gelmişti. Onu dinleyişi, sarılışı ve tatlı tatlı konuşuşu. O omegaya tutulmamak elde değildi.

"Seni fena kapana kıstırmış sanırım, baksana onu düşünürken yüzünün aldığı hâle. Seni  daha önce hiç böyle görmemiştim oğlum, annenden başka birini bu kadar düşündüğünü hiç görmemiştim." diyerek oğlunun saçlarını karıştırmıştı Joonseo. Jungkook ise kendini ondan çekmeye çalışıyordu gülerek.

Kendini babasından kurtardığında yüzündeki küçük tebessümle" Ben de annemden başkasına karşı bu kadar korumacı olacağımı hiç düşünmemiştim. Sanırım yıllardır içimde bastırdığım duygular şimdi tamamen açığa çıktı. İçimdeki alfanın bir eş için sabırsızlandığını hissedebiliyorum ayrıca baba olmak için heyecanlı olduğunu da. "demişti. Bunları söylerken gözlerinin ışıldadığından bihaberdi. Ama babası onun hislerini saf bir şekilde görebiliyordu. Ve oğlunu böyle görmekten mutluydu.

" Bundan sonra ne yapacaksınız? " dedi Joonseo ve Jungkook'un derin iç çekmesine sebep oldu, o da tam olarak bilmiyordu ne yapacaklarını ama bir yanı Taehyung'a bağlanmışken onu bırakmak istemiyordu. En başta birçok hata yaptığını biliyordu ama artık o eski Jungkook değildi, yaptıklarından pişmandı. Annesi belki o gün onları görmese bugün bu durumda olmayabilirdi ikisi de bu yüzden Jungkook içinden birçok teşekkürünü sundu annesine. Taehyung'u ve oğlunu kaybetmemesine yardımcı olduğu için. O gün annesine kızmıştı Taehyung'u getirdiği için ama şimdi ayaklarına kapanıp sabaha kadar ona minnetini sunabilirdi. Böylesine güzel ve narin bir omeganın kendi çocuğunu taşıdığını düşününce hâlâ inanamıyordu, ne yapmıştı da Tanrı onu Taehyung gibi bir mucizeye ödüllendirmişti bilmiyordu.

Surrogate Omega ; KookTae Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin