22|Açığa Çıkan Gerçekler

9.5K 947 522
                                    

Jimin şaşkındı. Yoongi'nin elindeki zarfı almış ve yırtarak içindeki kağıdı çıkarmış ve bir süre okumuştu. Herkes merakla ona bakıyordu ama Jimin'den hiçbir ses çıkmıyordu. Gözleri dolmuş birkaç yaş kağıda akmıştı hatta. Kimse ne olduğunu anlamazken Yoongi Jimin'in elinden kağıdı almıştı. Ve şaşkınlığını gizleyemeyerek konuşmuştu. "DNA testi mi?"

...

Ortamda büyük bir sessizlik vardı. Yoongi'nin sorusundan sonra ne Jimin ona cevap verme cesaretini toplamış ne de Yoongi ona daha fazla soru sorabilmişti. Herkes diken üstündeydi ve kimsenin ilk kelimeleri söylemeye cesareti yoktu. Jooheon bile ortamın gerginliğini anlamıştı, dolan gözlerinden bunu açık bir şekilde anlayabilirdik.

Jimin ağlayacak gğbi duran oğlunu gördüğünde kendi dolan gözlerini ellerinin tersiyle silerek ona bakan Chan'a gözleriyle oğlunu ve üst katı göstererek onu odasına götürmesisini istedi. Chan ona sıcak bir gülümsemeyle karşılık vermiş ve minik bedeni yerden kaldırarak kucağına almıştı. Ardından ona sokulan bebekle üst kata çıkmıştı.

Jungkook ortamın gerginliğinden nefes almayı unutmuştu. Nefesini yavaşça bıraktığında yanında parmaklarıyla oynayan bedene dönmüş ve kulağına fısıldamıştı. "Taehyung en iyisi ben gideyim, aile meselelerine karışmasam daha iyi. Daha rahat olurlar." Taehyung yakınında sıcak nefesini boynuna üfleyerek konuşan bedene dönmüş ve hafifçe gülümsemişti. "Artık sen de bizim arkadaşımızsın." Onun gülümseyen yüzü ve parlak gözleri Jungkook'u da gülümsetmişti ve yavaşça başını sallamasını sağlamıştı.

"Jimin Jooheon kimin çocuğu?" Yoongi'nin sorusuyla herkesin bakışları ona dönerken Jimin kendini tutamaarak yavaşça incilerini akıtmıştı. Tombul parmakları sanki kıracak gibi birbirine dolanmıştı. Yoongi onun korkusunu hissedebiliyordu bu yüzden onun ayaklarının dibine oturarak omeganın yerdeki bakışlarının kendisine dönmesini sağlamıştı. Ellerini onun birbirine kenetlenmiş ellerine sarmış güven verir bir şekilde sıkmıştı. "Bana artık olanları anlatman gereken kısım gelmedi mi Jimin? Korkuyor musun? Korkma, seni anlamaya çalışacağım söz veriyorum." Onun yumuşak sesi ve dokunuşların Jimin'i daha çok duygusallaştırırken Taehyung da kendini tutamamış Taehyung da ağlamaya başlamıştı. Jungkook yanından gelen burun çekme sesleriyle ona baktığında şaşkınlıkla fısıldamıştı." Sen neden ağlıyorsun? " Taehyung göz yaşları eşliğinde bilmiyorum anlamında dudaklarını büzmüş ve omuzlarını silkmişti. Hamilelik hormonlarından olsa gerekti.

Jimin derin bir nefes alarak gözlerini kapatmıştı. Eğer şimdi anlatmazsa bir daha anlatamazdı, biliyordu. Üstelik ona ışıldayan gözlerle bakan Yoongi cesaret vermişti.

"Babamın ne kadar otoriter birisi olduğunu biliyorsun." dedi fısıldayarak Yoongi yavaşça başını salladı. Jimin tekrar konuşacaktı ki Taehyung lafını kesti. "Jimin istersen biz gidelim, siz rahatça konuşun." Jimin ilk Taehyung'un kızarmış güzeline baktı ve gülümsedi ardından yanındaki alfaya baktı. Düne kadar ondan pek hoşlanmasa da bugün kendilerine çok iyi davranmış hatta Jooheon'a gereğinden fazla ilgi vermişti. Bu yüzden sorun olmadığını belirtmek için başını salladı.

"Seninle olan ilişkimden dolayı zaten aramız açıktı, üstüne bir de..." sustu ve gözlerini kapatarak birkaç yaşın yere düşmesini sağladı.

"Devam et bebeğim." dedi Yoongi yumuşacık sesiyle. Jimin uzun zaman sonra ondan duyduğu bu kelimeylr şaşırsa da dudaklarının iki yana kıvrılmasına engel olamadı. Kızarmış gözleri ve iki gülümseyen dudaklarıyla Yoongi'nin gözünde nasıl bir görüntü oluşturduğunun farkında değildi.

"Babam bir gün eve birini yemeğe getirdi. Çocukluk arkadaşı olduğunu vr brn küçükken beni çok sevdiğini hep benimle ilgilendiğini söyledi. Ona tam babamın istediği gibi yakın davrandım, bize geldiğinde hep ona yakın davrandım. Babamı memnun etmeye çalıştım. A-ama bir gün onun davranışları değişti. " çatallaşan sesiyle yutkundu ifadesi sertleşen Yoongi'ye baktı." Bana daha yakın davranıyordu, bana d-dokunmaya çalışıyordu. "

Surrogate Omega ; KookTae Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin