18|Yaralı Kalbin Ağrısı

10.3K 987 650
                                    

Medyadaki şarkıyla yazdım, güzel olabilir dinlerseniz...

Lütfen yorum yapın. Ne kadar yorum yaparsanız o kadar çabuk gelir bölüm.

Jimin çıldırmak üzereydi, kucağına aldığı bebeğini sabahın altısında beri susturmaya çalışıyordu fakat ufaklık susmaya pek niyetli değildi. Gözleri ve yanakları ağlamaktan kızarmıştı dudakları da tuzlu gözyaşları nedeniyle şişmişti. "Bebeğim lütfen daha fazla ağlama bak beni üzüyorsun, hadi düzgünce söyle bana neden ağlıyorsun?" Jimin de ağlamaya hazır bir haldeydi ama oğlunun daha fazla ağlamasını istemediği için kendini kasıyordu.

"B-baba tavşan iştiyoy b-ben." Jooheon hıçkırıkları arasında zorla konuştuğunda Jimin ağlamaklı bir inleme çıkardı. Oğlu sadece tavşanı istediğini söylüyordu ama tavşanın ne olduğunu sorduğunda bir şey söylemiyordu. Üstelik onun tavşanlı olan bir oyuncağı bile yoktu, nerden aklına gelmişti bu tavşan anlamış değillerdi.

Jooheon uyandığı andan itibaren tavşan için ağladığında Yoongi de onun sesine uyanmış ve uykulu, sersem haliyle Jimin'in odasına dalmıştı. Kabarmış koyu kahve saçları, ince bir çizgi halinde gözleri, beyaz süt teniyle Jimin'i kendinden geçirmişti ama Jimin oğlunun ağlayışı ile kendine gelmişti. Sonra da Yoongi Jooheon için tavşan almak üzere markete gitmişti. Uykusunu her şeyden çok seven Min Yoongi evindeki korunmaya muhtaç bu iki küçüğe kıyamamıştı. Her ne kadar Jimin'e başta çok fazla kızıp onu evden atmak istese de onun varlığına Taehyung'un yokluğunda daha çok alışmıştı. Jooheon'un da tatlı halleri de arada hoşuna gitmiyor değildi.

Marketten bulduğu büyük tavşanı alıp eve döndüğünde Jooheon'un hâlâ ağladığını duymuştu. Üst kata çıkıp odaya girdiğinde beklemediği bir görüntü ile karşılaşmıştı. Jimin oğluna sıkıca sarılmışken kendisi de iç şekilleriyle ağlıyordu. Esmer teninden bile belli olan kızarıklar gittiğinden beri ağladığını gösteriyordu.

Tavşanı kapının yanına bıraktı ve yatağa doğru endişeli adımlarla ilerledi. "Jimin neden ağlıyorsun?" diye sorduğunda Jimin onun geldiğini daha yeni görüyordu. Burnunu çekerek gözlerini elinin tersiyle sildi ve oğlunun yumuşak saçlarına öpücük bıraktı. "Bebeğim ağlıyor, canı yanıyor."

Yoongi Jimin'in verdiği cevaba ne diyeceğini bilemedi ve sessizce ona bakan sulu gözlere karşılık verdi.

"Hyung tavşan." Jooheon'un ağlamaktan kısılmış sesini duyduğunda ona doğru döndü Yoongi ve babasından ayrılıp ona kollarını uzatan bebeği kolları arasına aldı. Minik bebek kollarını onun boynuna dolamış ve başını geniş göğsüne yaslamışken ağlayışları biraz dinmiş gibiydi. Alfa feromonları onu rahatlatmıştı.

Yoongi ona zarar vermekten kaçınarak yataktan kalktı ve kapının yanındaki büyük tavşanı aldı. Yatağa geri oturduğunda tavşanı da yatağın üstüne koydu ve gözleri kapalı iç çeken bebeğe seslendi. "Jooheon bak Hyung sana tavşanı getirdi." Jooheon başını onun göğsünden kaldırıp arkasına döndüğünde gördüğü büyük tavşan ile Yoongi'nin kucağından kalkarak tavşanın üstüne atlamıştı. Ona sıkıca sarılmış ardından eski yerine, Yoongi'nin kucağına geri oturarak tavşanla oynamaya başlamıştı.

" Belli ki rüyasında bir tavşan görmüş." diye mırıldanarak Jimin'e dönmüştü Yoongi. Ama minik omegayı gözlerinden akan yaşlarla gördüğünde bir kez daha ne yapacağını şaşırmıştı. Yatağa yaslı eli yavaşça kalkıp Jimin'e doğru uzandığında duraksadı, çekingence ona bakan sulu gözlere baktığında titreyen göz bebeklerini fark etti. İkisi de birbirini o kadar çok özlemişti ki. Ama ikisinde de o cesaret yoktu.

Yoongi yavaşça elini onun yanağına koydu ve baş parmağını nemli yanağın üstünde gezdirdi. Jimin'in gözleri yavaşça kapandığında kalbi özlemle yandı, bu hissi ne kadar özlediğini şimdi daha çok fark etmişti. İstemsizce başını yanağında ele doğru yatırdı. Gözlerini yavaşça araladığında maviye dönmüş bakışlarıyla kırmızılara karşılık verdi. Yavaşça alfaya yaklaştı ve başını omzuna yaslayarak onun kokusundan derin bir nefes aldı.

Surrogate Omega ; KookTae Where stories live. Discover now