29 - ❝Hiç mi görmüyorsun?❞

2.2K 212 149
                                    

EKİM 1976

Lily ile kütüphanedeydik. O, ödevlerini yetiştirmeye çalışıyor ben de kitap okuyordum. Benim ödevlerim çoktan bitmiş olduğu için bu denli rahattım, yoksa Lily gibi son dakikaya kalsaydım gecemi gündüzüme katarak ödev yapıyor olmalıydım şu anda.

"Of!" diye hayıflanıp tüy kalemini kenara bıraktı. "Bıktım artık."

Sırıtarak parşömenine baktım. "Hadi az kalmış, sonuna gelmişken bırakma." dediğimde dudak büküp yazmaya devam etti.

Lily'nin işleri bittiğinde nihayet kitabımı kapatıp çantama attım. Okurken gözlerim ağrımaya başlamıştı ama en yakın arkadaşımın zoruyla geldiğim kütüphanede yapacak daha iyi bir işim olmadığından mecburen kitap almıştım.

Kütüphaneden çıkıp aşağı inerken Lily'ye "Bir daha seninle asla kütüphaneye gelmem." dediğimde kıkırdadı. "İyi, ben de Remus'u çağırırım." 

Gözlerimi kıstım. "Çocuğumu kütüphanelere getirip bozamazsınız Bayan Evans. O doğasına, Sirius'un yanına ait."

Lily büyük bir kahkaha attıktan sonra "Çok tatlılar ama değil mi?" dedi. "Sirius'un böyle biri olacağını hiç düşünmezdim. Remus'un çok içine düşüyor ve ondan bahsederken kızarıyor." 

Başımla onu onayladım. Hangi ara ilişkileri gelmişti bilmiyordum ama iyi olmuştu. Sirius'u zapt edebilen tek kişi zaten Remus'ken sevgili olduklarında Sirius üzerindeki hakimiyeti daha da artmıştı. 

Bir süre daha ikilinin ilişkilerinden bahsedip gülüşürken gelen yüksek sesler karşısında sohbetimiz kesildi. Bakışlarım sesin geldiği yöne döndüğünde gördüğüm manzaraya karşın kaşlarım kalktı.

Çapulcular'ın karşısında Slytherin evinden öğrenciler vardı ve her zamanki gibi kavga ettikleri barizdi. "Bir gün..." dedi Lily sıkıntıyla oflayarak. "Yalnızca bir gün Gryffindor binasına puan kaybettirecek şeyler yapmasalar nasıl olur?"

Çarpık bir sırıtış belirdi yüzümde. Onlara doğru ilerlerken Lily'ye "Sen kuleye git istersen, ben biraz eğlenceye katılayım." dedim.

Gözlerini devirdi. "Saçmalama, bensiz eğlence mi olur?" İkimiz de birbirimize sırıttığımızda yanlarına yaklaştığımızı ilk fark eden Remus oldu.

"Ihım." dedim sahte bir öksürük sesiyle. Dikkatler üzerime toplandığında benim gözlerim Slytherinlerin üzerindeydi, onlara tatlı tatlı gülümsedim. "Konu nedir beyler?"

"Seni ilgilendirmez Val, kendi aramızda çözeceğiz." dedi Sirius dik dik onlara bakarak.

Slytherinlere uzun uzun baktıktan sonra tek kaşımı kaldırdım. "Eee?" dediğimde yeşil cüppeliler yerlerinde rahatsızca hareket ettiler. "Senin bu çok sevgili arkadaşların Bertram'ı lanetlemişler Black." dedi Millicent.

"Eee?" dedim sakince. "Bu yüzden mi toplaşıp kavga etmeye geldiniz?"

"Günlerini göstermeye geldik!" diye tısladı Yaxley. "Bir Slytherin'e saldıramayacaklarını öğrenmeleri gerekiyor."

Sirius ve James hışımla öne atılmak üzereyken onlara elimi kaldırdım ve durmalarını işaret ettim. Remus ikiliyi cüppelerinden çekip saldırmalarını önlediğinde yüzümden eksik olmayan sevimli gülümsememle ortamı izledim bir süre daha.

James'in öfkesi buradan bile belli oluyordu, elleri titriyordu sinirinden ve hızlı soluk alıp vermekten burun kanatları şişip genişliyordu. Ela gözleri kararmış, siyaha bırakmıştı rengini. 

Sirius en yakın arkadaşına nazaran daha sakin gözükse de onun içindeki öfkenin kokusunu da alabiliyordum. Acaba ne olmuştu da bu kadar zıvanadan çıkmışlardı? Bertram'ı tanırdım, Jamesler ile hiç olayı olmamıştı ve şimdi bir anda onlar tarafından lanetlenmesi ilginçti.

𝐊𝐔𝐂𝐔𝐊 𝐁𝐄𝐘𝐀𝐙 𝐘𝐀𝐋𝐀𝐍𝐋𝐀𝐑 「Jᴀᴍᴇꜱ ᴘᴏᴛᴛᴇʀ 」Where stories live. Discover now