37 - ❝Panzehiri bulmak❞

2.1K 185 169
                                    

TEMMUZ 1977

"Offf, çok güzel koktu!"

Sirius'un mutfağa ani dalışıyla sessizlik bozuldu. Bozulan sessizlik yüzünden irkilip arkama döndüm. Pek sevgili arkadaşım bana sırıtarak yaklaşıyor, önümdeki küçük keklere bakmaya çalışıyordu. 

"Bunlar ne için?" diye sordu saf bir merakla. "Tabii itiraz ettiğimden değil, her gün yapsan her gün yerim ama-" Kafasına hafifçe vurunca ters bir bakış attı ve sustu.

"Bu akşam Potterlara yemeğe gidiyoruz ya." dediğimde hala anlamamış gibi bana bakıyordu. Erkekler bu ince nezaket kurallarını niye bilmezdi ki? Sıkkın bir nefes verdim. "Yani eli boş gitmek olmaz. Naziklik edip çağırmışlar sonuçta."

Sirius anladığını belirtircesine birkaç mırıltı çıkardıktan sonra "Yine de gereksiz. Euphemia bizi düşündüğü için çağırıyor sonuçta." dedi. "Ama güzel gözüküyorlar. Şuna aslan çiz bakayım." dedi keklerden birini işaret ederek.

"Oradan bakınca Picasso'ya mı benziyorum Sirius? Çok biliyorsan sen çiz." dedikten hemen sonra buna pişman oldum çünkü bana kötü kötü sırıtarak elimdeki krema poşetine ulaşmaya çalıştı.

Kim bilir güzel keklerimin üzerine neler yapacaktı.

"Defol!" dedim poşeti ondan uzak tutmaya gayret ederek. 

"E ama sen dedin!"

"Vazgeçtim! Çık mutfaktan, git giyin. Şu haline bak, tıraş ol." Üç gündür kesmediği artık kirli sakal olmaktan çıkmış sakallarını kaşıdı. "Ne varmış halimde? Çok seksiyim hala." dedi.

"Sirius! Hadi kuzenciğim, hadi canım, yoksa o tıraş bıçağıyla münasip yerlerini tıraşlarım." dediğimde korkuyla bana baktı. Çünkü biliyordu ki yapardım. "Kaybol şimdi!" diye tısladığım anda koşturan adımlarla mutfağı terk etti ve üst kata çıktı.

Euphemia'nın davetini alınca çok mutlu olmuştuk. Sirius da ben de Potterları çok seviyorduk. Ayrıca ikimiz de James'i çok özlemiştik. Bizimle birlikte bu akşam evimize gelip tatilin kalanını yanımızda geçirecekti. 

Kısacası James'i kaçırıyorduk.

Renkli renkli süslediğim keklere uzaktan takdir dolu bir bakış attım. Lily'nin doğum günümde bana elleriyle yaptığı keke benziyordu ama benim tarifim onunkinden başkaydı elbette.

Kekleri bir kaba koyup üzerini kapattıktan sonra odama çıkıp hazırlanmaya başladım. Temmuzun ortasında yaz sıcağında terlememek için üzerime ince askılı, uzun bir elbise giydim. Düz siyah saçlarımı gelişigüzel bir topuz yaptıktan sonra çıkmaya hazırdım.

Benden dakikalar önce yukarı çıkmış olan Sirius ise hala hazır değildi. Kapısını tıklamaya bile gerek görmeden hışımla açtığımda onu aynanın önünde, saçlarını düzeltirken buldum. Düzeltiyorum, düzgün saçlarını düzeltirken buldum.

"Eee, hadi, geç kaldık zaten." dedim sabırsızca. Beklemekten de bekletmekten de hoşlanmazdım. 

"Tamam, tamam, geldim. İn aşağı, anahtarları alayım." 

Asamı kapıp -üzerimizde İz olmasına rağmen yanımdan ayırmazdım- aşağı indiğimde üzerimdeki alacalı renkli yazlık elbiseye son kez koridordaki aynadan baktım. Güzel gözüküyordum, sıkıntı yoktu.

Sirius anahtarını elinde sallaya sallaya yanıma geldikten sonra keklerimi koyduğum kabı alıp evden çıktım. 

Kapının önünde duran siyah motora doğru ilerlerken Sirius "Ah, bebeğim!" dedi hevesle ve koşarak kollarını motora doladı. Gözlerimi devirdim. Bu motoru ona alırken ne düşünüyordum acaba?

𝐊𝐔𝐂𝐔𝐊 𝐁𝐄𝐘𝐀𝐙 𝐘𝐀𝐋𝐀𝐍𝐋𝐀𝐑 「Jᴀᴍᴇꜱ ᴘᴏᴛᴛᴇʀ 」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin