6.

1K 61 99
                                    

Poyraz'dan:

Parti alanına ilk olarak gönüllüler takımı olarak biz gelmiştik. İçeceklerimizi alıp takımca sohbet ediyorduk.

O sırada karşı takımın da parti alanına geldiğini gördüm. Hepsi birbirinden şık olmuştu. Özellikle de Batuhan. Kavruk tenine beyaz gömlek öylesine yakışmıştı ki partiyi bırakıp doyasıya seyredebilirdim saatlerce, o derece.

Koluna Melisi takıp o eşsiz gülüşüyle bizim masaya doğru geliyorlardı.
Bize doğru attığı her adımda kalp atışlarımın sesi duyulacak diye paniğe kapılıyordum.

Masaya gelir gelmez bizim takımın kızlarıyla sohbet etmeye başladı. Benimle direkt sohbet etmek yerine sadece yani başımda dikildi. Sanki benim onunla sohbet başlatmamı bekliyor gibiydi.

Ama konuşsam heyecanım kendimi ele verecek diye ağzımı açmaya çekiniyordum. Konuşursam kekelerim ve bizim takımın önünde kendi kendimi patlatirsam bizimkilerin diline düşebilirdim.

Neyseki imdadıma Sergen yetişti. Sanki konuşmak isteyip de çekindiğimi anlamış gibi hali vardı.
Yanıma gelip kolunu omzuma attı.

"Aaa Batu ile pişti olmuşsunuz kanka" diye konuya girdi.

Sergen'in bu sözüyle aklıma birkaç saat önce odadaki Batuhan ile yaptığımız konuşma gelmişti. O yüzden gülmeden edemedim. Batuhan ile göz göze geldiğimizde Batuhan'ın da yüzünde küçük bir tebessüm olduğunu farkettim.

Yüzümüzdeki gülümsemeyi kahkahaya çevirecek sözler ise Ayşe'den geldi. "Pişti değil de daha çok couple gibi olmuşsunuz "

Bu sözleri duyar duymaz Batuhan ve ben aynı anda kahkaha atmaya başladık. Bizim neye neden güldüğümüzü masadakiler anlamamış olacaklardı ki yüzlerinde hiçbir mimik yoktu. Biz uzun süre gülmeye devam ettiğimiz için bizi masada yalnız bırakıp diğerlerinin yanına gitmişti herkes.

Batuhan ile başbaşa kalır kalmaz ikimizin de gülmeleri kesilmişti.
Yanımda duran Batuhan'ın yanından ayrılmak için bir hamle yaptığımda Batuhan kolumdan tutmuştu.

"Beni yalnız bırakacaksın?"

Bu sorusuna gülmüştüm. Kolumu tutan bileğine elini koyup okşadıktan sonra kolumdan indirdim ve masada tam karşısına geçtim.

"Seni yalnız bırakmak şu an isteyeceğim son şey bile değil. Sadece karşında durmak istiyorum ,yanında değil"

Bozulmuş gibiydi. "Bunca zaman hep karşımda olmadın mı zaten Dora ile birlikte? Bir sefer de yanımda olsan?"

Gülmeden edemedim. "Öyle değil ya karşında durmak istiyorum derken ciddiyim. Çünkü yanında durduğumda karşı masada duran İsmail'in suratını görmek zorunda kalıyorum. Ama benim karşımda görmek istediğim manzara sensin "

Söylediğim son cümle ile kızarmıştı yanakları.

"Lütfen beni bundan mahrum bırakma" diye ekledim.

O kadar utanmıştı ki gözleri sürekli masanın üstünde gezinip duruyordu. Bir türlü göz teması kuramıyordu benimle.

Bu utangaç halleri daha çok hoşuma gidiyordu. Dakikalarca onun yaptığı tatlı mimikleri, tedirgin hâllerini seyrettim. Sonunda dayanamayıp konuştu.

"Böyle bakmaya devam edersen olduğum yerde eriyeceğim "

O sırada içeri giren Yunan yarışmacilar yüzünden konuşmamız bölünmüştü. Acun bey bizi tüm Türk yarışmacılarını bir araya toplamış ve karşı tarafta duran Yunan yarışmacılara tanıtmaya başlamıştı.

Bir Küçük PoyBat MeselesiWhere stories live. Discover now