26.

757 51 135
                                    

Batuhan'dan :

Adaya döndüğümüzde saat çok geç olduğu için İsmail abi ve kızlar uyumak için barakaya dönerken bende sahilde oturmaya devam ediyordum Berkay ile.

"Poyraz ne dellendi bugün ya harbi ayıp etti sana" diye mırıldandı.

"Poyraz hakkında konuşmak istemiyorum Berkay. Lütfen bu konuyu açma" dedim net bir şekilde.



Gülümsedi. "Tamam açmayacağım o konuyu ama bir şeylerin farkında olman sevindirdi beni. Sen zeki adamsın, hoşsun... Senin hayatında olması gereken kişinin o olmadığını anlaman gerçekten çok iyi"

Güldüm. "Ben öyle bir şey söylemedim Berkay. Götünden element uydurma "


O da güldü. " İyi tamam sustum ama çok gergin gözüküyorsun. Gerginliğin almamı ister misin ?" Omzuma kolunu attı.

Kaşlarımı havaya kaldırdım. "Nasıl olacak o ? "


İyice yanıma sokulup ellerini çeneme doğru çıkarttı. Nefesini yüzümde hissetmemi sağlayacak kadar yaklaşmıştı. Napiyordu bu adam?

"Gözlerini kapatman yeterli Batu, gerisi bende. "

Dediğini yapıp gözlerimi yavaşça kapatır kapatmaz nefesinin dudaklarıma sertçe ve yakından çarptığını hissettim.

Aniden gözlerimi açtığımda beni öpmek için bir hamlede bulunmaya çalışan Berkay'la karşılaşmış olmam şaşkına çevirmişti beni.

Berkay'in çenemdeki ellerini yavaşça yere indirdim. "Berkay napiyorsun ? Ne yapmaya çalışıyorsun?"


Omuz silkti gülümseyerek. Sanki son derece normal bir şey yapmış gibi...
"Sadece rahatlamanı sağlayacaktım. "


Başımı iki yana hızlıca salladım. "Öperek mi ? "



"İkimize de iyi gelecekti Batu. Eğer kendini bana bıraksaydın son derece keyifli bir gece geçirtecektim sana. Ama hâlâ geç kalmış sayılmayız. Herkes uyudu zaten. Kimse duymaz , görmez"



O kadar şok olmuştum ki ona kızacak , tepki verecek halim kalmamıştı duyduklarım karşısında. Resmen bir kamera şakası gibi geliyordu.
Sadece "Sen delirmişsin Berkay" demekle  yetinebildim.


Başını iki yana salladı Berkay.
"Artık hayatında Poyraz yok, kimseden çekinmene gerek yok Batu. "


Kaşlarım çatıldı. "Ben zaten kimseden çekinmiyorum sadece beni öpme cesaretini nereden buldun merak ediyorum? Ya da dur açıklama da yapma ben bu olayı hiç yaşanmamış gibi sayacağım. Çünkü bu davranışı sana hiç konduramıyorum. "



"Ben ciddiyim Batu. Üniversiteden beri ilgimi çekiyorsun. Ne kadar seninle tanışmak için çaba harcasam da hep hayatında birileri oldu. Tanışmaya cesaret edemedim.
Adaya geldim ve burada sana olan ilgimin aşka dönüştüğünü hissettim. Sana açılmak için doğru zamanı beklerken bir anda en yakın arkadaşımla ilişkin olduğunu öğrendim. Yine açılamadım. Şimdi hayatında o yok ama ben olabilirim. Evet belki az önce seni öpmeye çalışmam kötü bir adımdı ama eminim ki bu sana iyi gelecekti."



Oturduğum yerden ayaklandım. "Sen gerçekten kafayı yemişsin Berkay. Çok saçma ve iğrenç yerlere gidiyor konu. Bundan sonra uzak dur benden!"


Sahilden barakalarin olduğu yere doğru sinirle yürüme başlarken Berkay'in kolunu belimde hissetmemle durdum. Kolunu indirdim.

"Sana benden uzak durmanı söyledim Berkay. Git başımdan "



"Olmaz. Beni anlamak için çaba harcayana kadar bırakmayacağım peşini "




"Sen harbi sorunlusun Berkay? Sevgilimin en yakın arkadaşının aşk itirafını normal karşılamamı mı bekliyorsun ? Nereden baksan iğrenç bir durum. "


"Eski...yani eski sevgilin "



Güldüm. "Biz Poyrazla ayrılmadık ki. Sadece bir süre ara verdik. O yüzden hâlâ sevgiliyiz. Ayrıca nereden bilebilirdik ki senin gibi fırsatçinin bu ara verme durumundan faydalanmaya çalışacağını?"




O da güldü ama gülüşü sinir doluydu. "Hâlâ Poyraz'la sevgili olduğunu düşünerek kendine yazık ediyorsun Batu. Poyraz seni sikine saymıyor. Umrunda bile değilsin. Benle olsan seni ondan daha çok mutlu edeceğimi sende göreceksin. "


Dişlerimi sıktım. Daha fazla dayanamayıp üstüne yürüyüp göğsünden ittirdim.

"Aptal herif! Poyrazla bu durumdaysak sebebi senin sikik iftiraların, algıların yüzünden. Bir de utanmadan hâlâ Poyraz'a ve ilişkimize laf etme haddini buluyorsun. Rezilsin Berkay!'


Kahkaha attı. "Benim yüzümden mi? Sevgilinin beynini mi yıkadım? Kendi özgür hür iradesiyle yaptı ne yaptıysa. Sana azıcık değer verse güvense benim dolduruşuma mı gelirdi bir düşün bakalım güzelim. Yakışıklı olduğun kadar zeki olduğunu da düşünüyorum lütfen yanıltma beni. Düşün hak vereceksin bana"




Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. "Poyraz da İsmail abi de sana karşı beni uyarmaya çalıştığında ben hep seni savundum, yapmaz öyle bir şey iyi çocuk dedim ya... Bana yazıklar olsun. Seni gerçekten bir dost, arkadaş sanmıştım. Hayal kırıklığısın benim için" Gözlerimden birkaç damla göz yaşı aktı yanağıma doğru.



"Hadi ama yapma güzelim , sil gözyaşlarını" diyip aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdi. Sağ elini yanağıma düşen birkaç damla göz yaşına uzattı ve sildi.

Sinsice sırıttı. "Bu göz yaşlarını sadece altımda inlerken akıtmanı istiyorum "



Yüzümdeki elini sertçe indirip geriye doğru birkaç adım attım.
"Sen gerçekten iğrenç bir adamsın. Senden nefret ediyorum Berkay, nefret ediyorum! Allah'ın cezası pislik!"




Öyle sesli bağırmıştım ki barakadan yanımıza İsmail abi koştu.
Uykulu gözlerini ovuşturup bana baktı. "Noldu Batu?"



"Ne olacak? Haklıymışsın "dedim karşımda duran Berkayi işaret ederek.

İsmail abinin bir şey demesini beklemeden uyumak için barakaya doğru ilerledim. Sinirden çenem titriyor, göz yaşlarım yağmur misali akıp gidiyordu.

O an sadece,  Poyraz'a sarılmak geçiyordu içimden. Beni bu berbat ruh halinden çıkaracak tek şeyin bedenimi sımsıkı saran kolları olduğunu biliyordum.

Bir Küçük PoyBat MeselesiWhere stories live. Discover now