13.

1K 58 95
                                    

Batuhan'dan:

Poyraz'ın imalı son cümlesiyle şaşırmıştım. "Ne demek istedin şimdi? Anlayamadım "

Güldü. "Öğrenmek istiyorsan oyun bitiminde çalılıkların arkasında bekliyorum seni"

Poyraz'ı bençine oturttuktan sonra farkedilmesin diye mataradan dizine su dökerken sessizce mırıldandım.
"Niye ya şimdi söyle? Hem yakalanırız-" cümlemi tamamlayamadan dizine kaydı gözlerim.

Ne bir şişlik ne bir yara, çizik hiçbir şey yoktu. Kramp girmiştir herhalde diye düşünüp bir şey demedim.

"Merak etme yakalanmayız. Ben Metin abinin yanına gidiyorum diye takımın yanından ayrılacağım. Sende ortadan bir beş dakika kaybolsan kimse farketmez zaten " dedi.

Bozulmuştum. "Ben o kadar silik miyim Poyraz? Aşk olsun"

Gülümsedi. "Olsun tâbi olsun"

Kaşlarım havaya kalktı. "Ne ? Anlayamadım"

Etrafına bakınıp gözlerin üzerimizde olmadığından emin olduktan sonra kolunu bel kavisime atarken gülümsedi. "Aşk olsun işte. Aşk..."

Diken üstünde gibi hissediyordum biri duyacak görecek diye çok tedirgindim. "Tamam geleceğim ama lütfen şimdi sus "

dedikten sonra yanından ayrılıp kendi takımımın bençine gittim.
Oyun devam ediyordu ve skor olarak başabaş ilerliyordu iki takım.

En kritik sayılardan biri birazdan başlayacakti. İsmail abi ile Poyraz yarışı.

İsmail abi çoktan başlangıç noktasına giderken Poyraz'ın da onunla birlikte yürüdüğümü gördüm. Ancak dikkatimi çeken şey Poyraz'ın çok rahat yürüyor olmasıydı. E hani sakatlanmıştı bu çocuk?

Neyse bunun hesabını zaten oyun bitiminde soracaktım. O yüzden tamamen odağımı yarışa vermiştim.

Poyraz parkuru önde bitirmesine rağmen İsmail abi geriden gelip soğukkanlı atışları ile sayıyı kazanmıştı. Bu bizim için çok önemli bir sayı olduğu için coşkuyla yanına koşup sırtına atlamıştım.

Tam bu sırada atışı yapamadığı için zaten sinirli olan Poyraz'ın deli bakışları ile karşılaştığımda , bindiğim sırttan hemen indim.

Poyraz da bençine doğru giderken bakışlarını benden kesmeden, yanımdan geçti. "Atla, atla bakalım sırtına. "


Bozulduğu her halinden belliydi. Bir şey diyip gerginlik çıkarmak istemiyordum. Ama bu anlamsız tavrının da hesabını soracaktım. Ancak şu an hiç sırası değildi.

Kazandığımız bir ödül vardı ve bunun sevincini doyasıya çıkarmak istiyordum.

Sergen, İsmail abi , Melis ve Ben hep birlikte parkurdaki suya takla atarak atliyorduk.

Ödüle daha gitmeden sanki ödüldeymişcesine doyasıya eğlenmiştik.

Hatta ismail abi ile suda bile güreşmiştik. Daha doğrusu o beni tek koluyla kaldırıp suya gömmüştü diyebilirim.

Merve ise kulağımızın dibinde türlü türlü maniler söyleyip duruyordu. Kulağımızı sikmişti...

"Batu seninki niye ortalıkta yok doktora mı gitti acaba? " Melisin bu sorusuyla Poyraz'a verdiğim söz aklıma gelmişti.

Ödül sevincine dalmaktan buluşacağımız yere gitmeyi unutmuştum.
"Melis sen beni biraz idare et, birazdan gelirim" diyip aceleyle havuzdan çıktım.

Bir Küçük PoyBat MeselesiМесто, где живут истории. Откройте их для себя