61.

272 20 29
                                    

Finalden önce son bölüm 🥺 bol bol yorumlarınızı bekliyorum ❤️

Batuhan'dan ;

Amerika'ya geleli neredeyse tam üç ay olacaktı. Poyraz ile aramızdaki anlaşmanın sonlarına gelmiştik.

Ancak gidişat hiç beklediğim gibi değildi. Poyraz 3 aylık tedavisi için beni yanında istemiş olsa da tedavi sanki günden güne geriliyor gibiydi.

Her geçen gün gözümün önünde eriyordu koca adam. Her geçen gün bana aşkla bakan gözlerindeki parıltı azalıyordu. Zayıflamaya başlamış ve yüzünde çökmeler kendini göstermeye başlamıştı.


Elimden gelen tek şey sadece yanında olup ona tedavi süresince yalnız olmadığını hissettirmekti. Zaten beni buraya çağırmasindaki amaç da buydu.

Yaklaşık üç ay kadar önce Poyraz benimle buluşmak istediğinde bana kan kanseri olduğunu ve tedavisinin çok ağır ve zorlu bir süreç olduğu için Amerika'da tedavi göreceğini, ancak bu süreçte geçmişin hatrina benim de onunla gitmemi istediğini söylemişti.

İlk başta bu teklifine sıcak bakmasam da, o arkadaş çevresine iş için İsviçre'ye gidiyorum bahanesini sunup Türkiye'den ayrılıp tedavisine gittiğinde çok düşünme fırsatı buldum.

Saatlerce, günlerce düşündüm. Geçmişin hatrina, beni ne kadar üzmüş de olsa benim merhametime ihtiyacı olan bu adama yardım etme kararı aldım.

Bu kararı alırken çok zorlandım. Çünkü bir tarafta bana ihtiyacı olan bir adam varken diğer tarafta beni dünyanın en mutlu insanı yapan, her şeyden bihaber sevgilim vardı.

Ancak bu ikilemde aşkımdan çok ağır basan vicdanım oldu. Vicdanımın sesini dinledim...
Belki Anıl'in 3 ay sonra döndükten sonra anlatıp gönlünü alabilirdim. Ama Poyraz için bu çok geç olabilirdi.

Poyraz'ın kız arkadaşı dahi bu süreçte onu terk ederken o sadece bana sığınabilmisti. Kimsesi yoktu onunla gelecek.

Ailesi , kız kardeşinin sınav sürecine odaklandığı için onları üzmek istememisti. Bu yüzden hasta olduğunu sadece ben, Furkan ve Barışa anlatmıştı.

Bu üç aylık süreçte elimden gelenin en iyisini yapıp onu mutlu etmeye çalışıyorum. Kırgınlıklarımı bir kenara bırakıp hastanede aynı odada o yaşam mücadelesi verirken ben köşedeki refakatçi koltuğunda tüm günümü geçiriyor ve sürekli dua ediyorum.

Keşke bu mücadeleyi kazansa da beni üzmeye devam etse diye yalvarıyorum Tanrıya.

Poyraz'ın yanında iken Anıl'i düşünmüyor muyum diye merak ediyor olabilirsiniz... Hemde çok merak ediyorum, özlüyorum.

Ona Hollywood teklifi yalanını söyleyerek buraya gelmek beni çok üzüyor. Bir de üstüne ilk hafta onunla konuştuktan sonra Poyraz kriz geçirdiği sırada telefonumu paramparça ettiği için hiçbir şekilde iletişime geçemiyordum.

Bu belki bir bahane değil. Evet yeni bir hat ve telefon alıp ona ulaşabilirdim ama yapmadım.

Belki de böyle iletişimsiz olmanın daha doğru olduğunu düşündüm. Onunla sürekli her gün konuşurken yalan söyleyecek olmak daha kötü hissettirebilirdi.

Onu bu şekilde fazlasıyla meraklandırmış olduğumun farkındaydım. Ancak az kalmıştı. Poyraz'ın tedavisi birkaç gün içinde son bulacaktı.

Ve ben de böylelikle Türkiye'ye sevdiğim adamın yanına geri dönebilecektim. Bir süre beni affetmeyecekti biliyorum ancak beni dinlemeye karar verdiğinde yelkenlerini indirecekti eminim.





Bir Küçük PoyBat MeselesiWhere stories live. Discover now