Bir/Başlangıç

631 28 13
                                    

Elimde sıkıca tuttuğum valizimle etrafa bakınırken titrek bir nefes vermiştim. Hava tahmin ettiğimden de soğuktu, bunun sebebi muhtemelen gecenin bir vakti olmasıydı. Aynı otobüsle geldiğim insanların arasından sıyrılmak amacıyla kalabalıktan uzaklaşırken bulduğum sakin bir köşede durup elimi valizimden çekip cebime attım. Cebimden çıkardığım sigara paketinden bir dal çıkartıp dudaklarımın arasına yerleştirdim. Sadece bir kez mola vermiştik gelirken ve ben saatlerdir sigarasızdım. Aceleyle dudaklarımın arasına yerleştirdiğim sigarayı ateşledim. Zehirli dumanı içime çekerken saatlerdir içimi kemiren sigara içme isteğimi bastırabildiğim için mutluydum. Etrafım sevdiklerine kavuşan, birbirine sarılan insanlarla çevriliydi. Zaten yolculukta yeterince bunalmıştım, bir de bu görüntüye katlanamayacağımı hissettiğimde çenemi hafifçe kaldırıp karanlık gökyüzüne baktım. Ayın ihtişamlı görüntüsüne bakarken dudaklarımın arasından usul usul zehirli duman sızıyordu. Kafamın içine nazaran gökyüzü sessiz ve ıssızdı. Yüzüme vuran ılık rüzgar eşliğinde hızlıca sigaramı içip söndürdüm.

Babama söylediğim saatten daha önce buradaydım. Kendime zaman tanımak istemiştim. Geçmişle yüzleşmek tam da tahmin ettiğim gibi kolay değildi. Çok geçmeden babamın arabası karanlık sokakta belirdiğinde gülümsedim. Bu koca şehirde tutunacak tek dalım babamdı, ona tutunarak hayatta kalacaktım belki de. Hayatıma girmesine izin verdiğim, saçlarımı okşamasına izin verdiğim bir o kalmıştı. İnsanlık adına unuttuğum ne varsa onun sayesinde yeniden hatırlayacaktım. Her yeni güne onun da içinde olduğu bir evde uyanmak beni heyecanlandıran tek şeydi.

Arabasının kapısını açıp karşımda belirdiğinde engelleyemediğim gülümsememle kollarına atladım. Koca adam olmuştum ama hâlâ onun sevgisine deli gibi muhtaç hissediyordum. Onun yokluğu beni çok eksiltmişti ve şimdi her şeyi telafi etmek istercesine sarılıyordum. Hiçbir şeyin telafisinin olmadığını bile bile.

"Hoş geldin aslanım."

Birbirimizi sıkıca sararken içimdeki huzursuzluk çoktan dağılmıştı. Onu çok özlemiştim. Kollarını benden ayırmadan önce "Leş gibi sigara kokuyorsun." deyip saçlarımı karıştırmıştı. Bunu dert etmediği için ona kısaca gülümsedim.

"Gel hadi."

Babam valizimi bagaja yerleştirirken ben çoktan arabaya geçip kemerimi bağlamıştım. Gözüme oldukça yabancı gelen arabayı kısaca inceledim. Gittiğimden beri çok şey değişmişti aynı bu araba gibi. Neyseki bu değişimlere ayak uyduramasam da alışmış gibi davranmayı öğrenmiştim

"Nasıl geçti yolculuğun?"

"Bir daha gece yolculuğu yapmayacağım." diye homurdandım. "Horlama sesinden başka hiçbir şey hatırlamıyorum." Bu dediğime karşılık gülerken benim de dudaklarım kıvrılmıştı. Gecenin karanlığında babam arabayı eve doğru sürerken belli etmesem de aynı anda binlerce duyguyu yaşıyordum. Karmakarışıktım, her şeyin iyi olacağını, doğru olanı yaptığımı kendime hatırlatıp duruyordum. Tanıdık caddelerden geçerken sokak lambalarının aydınlattığı boş yolları izledim. Eve gidinceye kadar sessizce hiçbir detayı kaçırmamak istercesine gözlerimi camdan ayırmayıp dışarıyı izledim. İki sene önce annemle birlikte terk ettiğim bu şehire karşı içimde büyük bir özlem vardı ama aynı zamanda da bastıramadığım bir öfke hâkimdi. Bastıramayacağım kadar kesinkindi bazı duygular. Yok sayamıyordum, en fenası da üstesinden gelemiyordum.

Çok geçmeden evin önüne geldiğimizde kapıyı açıp arabadan indim ve sokak lambalarının aydınlattığı gri apartmana baktım kısaca. Bu evden çıkarken hissettiğim o dehşet verici üzüntüyü anımsadım. O temmuz ayında bir daha asla toparlayamam sanmıştım, doğru bildiğim her şey tek bir günde karanlığa boğulmuştu. Daha da yolumu bulamam, artık benim için bu son dediğim günün üzerinden nerdeyse iki yıl geçmişti ve ben yeniden buradaydım. Arabadan sırt çantamı alırken hissettiklerimi dizginlemeye çalışmakla meşguldüm. Babam arabanın bagajından valizimi kolayca alırken bagajın kapasını kapatıp bana döndü.

"Sadece bu kadar mı eşya getirdin?" diye sordu meraklı gözleri eşliğinde.

"Evet." diye mırıldandım belli belirsiz. Neredeyse her şeyimi o evde bırakmıştım. Bana orayı hatırlatacak hiçbir şey istemiyordum. Kurtulmak istiyordum tüm bu yüklerden, yeni bir başlangıç yapacaksam bana kötü hissettiren her şeyden kurtulmalıydım.

Babamın peşinden apartmana girerken sessizdim. Gittiğimden beri sadece bir kez uğramıştım bu eve. Ayrılığı sindirebilmem için babam sık sık gelmeme izin vermemişti. Herkes bana ne diyorsa onu yapmak zorunda kalmıştım. Annem istediği için gitmiş, babam izin vermediği için de dönememiştim. Ama şimdi kendi isteğimle yeniden dönmüştüm. Hayatıma kimsenin müdahale etmesine izin vermeyecek kadar da karartmıştım gözümü. Kolay bir evlat değildim, bunun farkındaydım ama onların yörüngesinde savrulup durmayı da hak etmemiştim.

Asansörün durmasıyla düşüncelerimden sıyrılırken babam kapının önüne geçmiş çıkardığı anahtarıyla kapıyı açıyordu. Kapıyı açmasıyla omzunun üzerinden bana bakıp "Hadi!" diye komut vermişti. Ayaklarım babamın istediğini yaparken içeriye geçmiştim. Evin tanıdık havası beni esir alırken bir omzumda asılı duran sırt çantamın askısına sıkıca tutundum.

"Evine hoş geldin." diyen babamın sıcak sesiyle  gülümsedim. Buradan başka hiçbir yeri ev olarak benimsemediğim için evimde, güvende olma hissini çok özlemiştim. Gözüm kendi odama kaydığında adımlarım oraya doğru gitmişti. Kapıyı açıp ardından ışığı da yaktığımda her şeyin yerli yerinde olduğunu fark etmemle dudaklarımda iğreti bir gülümseme yerleşmişti. Sanırım eski hâlinde kalan tek yer burası olmuştu. Hâlâ duvarda astığım posterler duruyordu. Yatağıma doğru ilerlerken yatağın bitişiğindeki çalışma masasına çantamı usulca bırakıp ceketimi de yanına bıraktım. Çalışma masasında duran küçük çerçeveye elim giderken kalbimin üzerine koca bir ağırlık yerleşmişti. Tanıdık surata bakarken parmaklarım çerçeveyi sıkıca tutuyordu. Kendi mutlu ifademe baktım, sonra onunlayken ne kadar mutlu olduğumu anımsadım. Geçmiş pişmanlık ve acıdan başka hiçbir şey getirmiyordu. Bunu çok iyi öğrenmiştim. Çerçeveyi bulduğum ilk dolaba koyup kaldırdım bir daha görmemek adına.

Sonunda geri dönmüştüm.



***

Uzun bir aradan sonra bende geri döndüm. Bu kurguya başlayalı çok oluyor aslında ama bir türlü yayınlama isteği gelmedi. Bu platformun gittikçe toksik bir yere dönüştüğünü fark etmiştim ve buna ayak uydurmak istemedim. Biraz kendi içime döndüm, büyüdüm, fikirlerim değişti. İlerleyen bölümlerde bu hikaye ve kendi hayatımla ilgili bir benzerliği söyleyeceğim. Unutturmayın ama..

Üniversiteler açıldı, benimde son senem bunca yoğunluğa rağmen burada olmam çok çelişkili farkındayım. Var mı üniversiteye yeni başlayan ya da üniversite ile ilgili soruları, kaygıları olan?? Bana yazabilirsiniz❤️

Yorum yapmayı unutmayın :)))

Aşk ÖlüyorWhere stories live. Discover now