Dokuz/ uyku

173 24 21
                                    

"Barış uyan."

Kulaklarımın algıladığı en son ses hocanın sıkıcı dersleriyken şimdi sessizliğin içinde Furkan'ın bana seslenişi vardı. Gözlerim biraz daha uyku için direnirken sınıfta olduğumu algılayıp güçlükle gözlerimi açtım. Sabah erken kalkmak gerçekten çok boktandı. Ders olmasa sıcak yatağımda uyuyacağım saatlerde ben rahatsız edici sıralarda hocaları dinliyordum.

Gözlerimi açmamla gözlerimin kesiştiği bedenle irkildim. Ne ara yanıma geldiğini anlamadığım Furkan'ın gözleri benim üzerimdeydi.

"Siktir." diye mırıldandım her yerimin uyuştuğunu hissederken. Elimi gözlerime götürüp kendime gelmek adına ovaladım. Koca sınıfta sadece ikimiz vardık.

"Kalk hadi, ders bitti."

En son not tutmaya çalıştığım defterimi kapatıp kalemi de arasına sıkıştırıp eşyalarımı topladı.

"Çıkalım hadi." dedim hâlâ uykulu sesimle. Kendime gelmem zaman alacak gibi görünüyordu. En iyisi dışarıda bi' sigara yakmaktı. Peşimden usulca gelirken sınıftan çıkıp merdivenlere yönelmiştik. Basamakları uykulu gözlerimle inerken benim aksime yukarı çıkan bedenle hareketlerim yavaşladı. Onur tek başına yukarı çıkıyordu. Ben fark etmeden önce beni fark etmiş olmalıydı çünkü yüzünde rahatsız bir ifade vardı. Benimle hiçbir şekilde göz teması kurmadan yanımdan geçip gittiğinde sesli bir nefes verdim.

"Siz şimdi hiç konuşmuyor musunuz?" Bana doğru fısıldayan Furkan'a göz devirdim.

"Yok konuşuyoruz, arada böyle birbirimizin yüzüne bakmamak hobimiz sadece. Yoksa akşam eve gidince konuşup barışıyoruz." dedim alay edercesine.

"Dalga geçme amına koyayım. Sadece merak ettim. Ne bileyim arkadaşlarınız ortak, arada bir selamlaşacak kadar bile mi aranız yok? Aynı ortamda bulunmadınız mı hiç?"

"Başka sorun var mı? Hepsini bir araya topla, bir ara toplu cevaplayayım."

"Barış taşak geçme benimle." diye çıkıştı Furkan sonunda. Sinirlendiği için daha fazla üzerine gitmeyip boş bulduğum yere oturdum. Furkan'da karşımda oturmayı reddedip aceleyle sigarasını yakıyordu. Susamışçasına sigarasından bir nefes çektikten sonra bana uzattığında paketim bittiği için kabul edip içinden bir tane çıkardım.

"Mert'le aram bozuk. Nehirle'de yalnız buluşuyorum. Melih'le de belirsiz, olmasa da olur anlayacağın. Yani güzel kardeşim, Onur'la aynı ortamda bulunacağımız bir durum yok." dedim istediği açıklamayı ona yaparken. Sigarasının dumanını üflerken dediklerimi düşündü bir süre.

"Eğer sikik sikik yorumlar yapacaksan ağzını bile açma, fena olur." diye baştan tehdit ettim onu geçen sefer yaptığı saçma yorumları hatırlayarak. Eğer o gün adam gibi sorsaydı bunları söylerdim. Anlatacaklarım en fazla bu kadar olurdu, olayların aslına gelirse yine anlatmayacağım ortadaydı.

"Sinirlenince çok seksi oluyorsun." deyip ortamı yumuşattığında buna kahkahası eşlik etmişti. Kaşlarımı çatsam da bende gülmüştüm.

"Şerefsizsin."

Furkan benimle takılmaya devam ederken muhabbet çoktan değişmiş, biz gülüşerek konuşmaya devam ediyorduk.

"Ben acıktım, bir şeyler yiyelim."

Onu başımla onaylayıp birlikte kampüste yürümeye başladık. Eski okuldan birkaç tanıdık Furkan'a selam verse de ben hiçbiriyle göz teması bile kurmamıştım. Muhtemelen götümün kalktığını, ya da ne kadar pislik birine dönüştüğümü konuşuyorlardı. Geldiğimden beri dedikodum dönüyordu, insanlar üzerinde yeterince kötü bir algı yaratmıştım zaten ama bu yeterli değilmiş gibi daha da yeriyorlardı beni. Komikti çünkü hiçbiriyle muhabbetim bile yoktu ve hepsi beni çok tanıyorlarmış gibi varsayımlarda bulunuyordu.

Aşk ÖlüyorWhere stories live. Discover now