Yirmi/ eskisi gibi

195 24 16
                                    

İkimiz de az önce yaşananların etkisiyle derin derin nefesler alıyorduk. Ne kadar aptal olduğumdan bahsediyordum değil mi? İşte şimdi onu daha net hissediyordum. Aptal gibi yardım etmiştim ona. Onca şeye rağmen ona yardım etmiştim. En son ne zaman birine bir iyilik yapmıştım ya da yardım etmiştim hatırlamıyordum bile. Yapacaksam bile bu Mert olmamalıydı.

"Oldu o zaman." diye mırıldandım rahatsız olduğumu hissederken. "Ben gideyim."

"Bekle."

Mert'in suratı hariç her yerde gezdirdiğim göz bebeklerimi isteksizce ona çevirdim. Kaşlarını çatmış benimle ne yapacağını çözmeye çalışıyordu. Kendini bana karşı borçlu hissediyor olmalıydı ama borçlu falan değildi. Hiç yaşanmamış gibi yapabilirdik.

"Kendini kasmana gerek yok. Gidiyorum ben."

"Onur gelecek şimdi, buradan hemen gitmemiz gerek. Nereden bilebiliriz arkadaşlarını da çağırıp peşimize düşmeyeceklerini?"

Onun adını duyunca karnım gerginlikle kasılırken kendimi bu boktan duruma düşürdüğüm için öfkem artmıştı.

"Gereksiz dram yaratmasak. Sen yoluna, ben yoluma hadi." Ona son bir bakış atıp arkamı döndüm. Saçmalıktı, ona karşı hala içimde merhamet bulunması saçmalıktı. Onun dayak yediğini gördüğümde hissettiğim öfke saçmalıktı. Aynı dayağın bin katını ben ona atmak isterken başkası atınca sinirlenmem saçmalıktı.

Sokağın başında bize doğru gelen kalabalığı fark etmemle sesli bir küfür ettim ve Mert'e döndüm hızla. "Sikeyim geliyorlar."

"Orospu çocukları, ben demiştim amına koyayım." diye söylendi Mert. Kalabalığın ters yönünden gelen arabanın sesiyle arabaya baktık. Bu Onur olmalıydı. Hızla yanımıza yanaştığında Mert kapıyı açıp kendini beyaz arabaya attı. Benim arabaya binmediğimi görünce gerginliği ve öfkesiki katına çıkmıştı.

"Öleceksin amına koyayım, sikik gururunu sonra yaparsın Barış." sesi oldukça yüksek çıkarken benim hareket etmeyeceğimi anlayınca kolumdan tutup zorla arabanın içine sürükledi ve kapıyı kapattı. Kapının kapanmasıyla araba geri geri giderken kalabalıkla aramızda neredeyse hiç mesafe kalmamıştı. Onur 5 dakika daha geç gelseydi işimiz bitmişti. Büyük bir hızla sokaktan çıkarken arabadaki gerilim seviyesi arşa çıkmıştı.

"Mert bir kere de başını belaya sokma amına koyayım. Elli kere uyarıyorum seni, bulaşma böyle adamlara diye. Almıyor mu o kafan, biraz daha geç gelseydim ne bok yiyecektin?"

Onur'un sesi fazlasıyla sinirli geliyordu, eğer onu biraz bile tanıyorsam da kolay kolay geçmeyecekti.

"Yemin ederim bu sefer benim suçum yoktu. Köşeye sıkıştırdılar beni iş çıkışı. Cüzdanımı almaya kalktılar. Akşama kadar çalışıyorum üç kuruş için, o sokak serserilerine de onu kaptıramazdım."

"Kazandığın üç kuruş canından daha mı değerli beyinsiz herif? Geberip gitsen arkandan üç kuruş para için öldü ama olsun en azından parasına sahip çıktı deyip seviniriz bizde artık."

Mert sinirle oturduğu yere sinerken öfkeli nefesler alıp veriyordu. Onur'un öfkesinin üzerine gitmemesi gerektiğini gayet iyi biliyordu.

"Sen ne alakasın ayrıca amına koyayım?" Öfkesini bu sefer bana yöneltirken benim gözüm yoldaydı. Sinirden dikkatsiz kullanıyordu. Bu kadar hız yapması zaten gergin olan ortamı daha da germişti.

"Sağa çek ineceğim ben."

Onur bana dikiz aynasından sert bir bakış atarken onun bu öfkeli halleri bende işlemiyordu. Eskiden olsa köpek gibi her dediğini yapardım. Artık beni ona bağlayan hiçbir şey yoktu.

Aşk ÖlüyorWhere stories live. Discover now