57. BÖLÜM

38.4K 2.6K 2K
                                    

Wattpad'e uzun zamandan sonra ilk defa güzel bir güncelleme gelmiş. Etiket eklenebiliyor paragraflara. Önceden yazdığım bölümlerdeki etiketlere bakıp eğleniyorum kaç gündür kendi kendime.

Bu bölümü etiketlerle doldursanız ve Boy Hırsızı'nı genel olarak düşündüğünüzde hangi etiket uygun oluyorsa bu paragrafa ekleseniz nasıl olur?⚘

Bir de bu bölüm Boy Hırsızı'nın en uzun (7400 küsür kelime) ve bence en güzel bölümü. Ona göre bir sürü yorum yapmanızı istiyorum. Yorumlarınızı okumak en keyif aldığım şeylerden.♡

"Dizlerinin üstüne çökmemek için onu boynumda taşımamı istiyorsun, değil mi?"

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

Nisan'ı takip ederken Arşın'ın bakışlarını sırtımda hissediyordum. Uzun süredir görüşmeyen iki arkadaşın buluşmasından daha fazlası olacağını elini bıraktığım an fark etmişti. Gözleri ikimizin üstünde bir süre gezinmiş ama hiçbir şey söylememişti, sadece bakmıştı.

Bunu nasıl yorumlamam gerektiğini bilmiyordum. Nisan'ı haklı buluyor ve burnumun sürtmesini mi istiyordu?

Hayır, Arşın'dı o. Hak etsem de beni üzecek bir şey olmasını istemezdi. Aramıza girmek istemiyor olabilirdi. Bir tarafı seçmekten kaçıyor da olabilirdi.

Onu bir tarafı seçeceği duruma sokmak istemiyordum. Nisan ne söylerse söylesin vazgeçecek, geri çekilecek değildim ama Arşın'ın onun düşüncelerine katılmasında bir sorun yoktu. Nisan arkadaş grubumuzdaki en aklı başında olan karakterdi, söylediklerinde haklı olacağı kesindi.

Arşın'ın odasının önünden geçerken beni abime rağmen konuşmak için odaya çekmesi geldi aklıma. Dudaklarım tüm endişelerime rağmen kıvrıldı. Üstünden ne kadar zaman geçerse geçsin unutmayacağım bir andı. "İzin ver de avucum kadar yüzüne dünyam olacak kadar güzel gülümsemelerinin konmasını sağlayayım," demişti.

O zamanlar dünyamın, gülerken kısılan gök mavisi gözlerinde saklandığını bilmiyordum.

Nisan'ın odasına geldiğimizde kapıyı açıp içeri geçmem için kenara çekildi. Yüzüne bakmadan yürürken arkamdan gelip kapıyı kapattı. Ona dönmeden önce gözlerimi bir saniyeliğine sımsıkı kapatıp açtım. Dünyamı kaybetmenin yolu Nisan'ı üzmekten de geçiyordu. İşin daha kötü yanı Nisan'ı üzersem Arşın da dünyasını kaybederdi.

"Otursana," dedi Nisan yatağını işaret ederken. Ayakta duracağını düşünüp itiraz edecektim ama beni beklemeden yatağa oturdu. Terliklerini çıkarıp yatağın ortasına geçti, bağdaş kurduğunda dikilmeye son verip onu taklit ettim. Bir an onun gibi tayt, tişört giymiş olmayı dileyip elbisemin eteğini düzelttim. Karşılıklı otururken onu incelemekten alamadım kendimi.

Hiç değişmemiş gibiydi. Kızıl saçları her zamanki gibi parlak, omuzlarından aşağı dökülüyordu. Saçlarını benim gibi uzatmıştı, koyu kahverengi gözlerinde tanıdık bir bakış vardı. Aslında bu bakış hiçbir şey ifade etmiyordu. Nisan sadece bakıyordu. Dudakları kıvrılmamıştı, yanakları soluk bir pembeydi. Gözlerinin altı yorgunluğun rengiyle süslenmişti.

Kilo almamıştı. Aşırı zayıf bir hâli de olmamıştı hiçbir zaman. Spor yaptığı için sağlıklı duruyordu. Bu süreçte sporu bırakmadığı belliydi. Onun aksine en son ne zaman spor yaptığımı hatırlamıyordum.

BOY HIRSIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin