5. BÖLÜM

75.1K 5.3K 1.9K
                                    

"İnsanın sevdiği kadını küçük olunca daha dikkatli olması gerekiyor."

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

"Bak, anlaştığımız gibi."

Sultan belki yüzüncü kez söylüyordu bunu. "Talha, Nisan'ı götürünce abileri oyalayacağız. Nil ablayla konuştum, Oğuz abi onda. Sezgin abi ve Arşın abi de bizde, tamam mı?" Gözlerini kıstı. "Talha kırk yılın başı bizden bir şey istemiş, sakın batırmayalım."

"Anladım, anladım," diye bağırdım gürültüden dolayı. "Sezgin'i ben oyalasam olur mu?" Arşın'a abi demeyi bırakınca kardeşleri de abilikten çıkmıştı. İki yaş çok da fazla değildi.

"Olmaz!" diye karşı çıktı. "Ben çoktan onu oyalamak için gerekli cümleleri buldum. Arşın abiyi sen oyala." Nedense çok sinsi sinsi bakıyor gibi gelmişti. Reddetmeme fırsat vermeden insanların arasına karıştı ve o kadar kişi arasında Utku'yu bulup kollarının arasına girdi. Utku, yüzüne yayılan huzurlu gülümsemeyle birlikte onun beline sarıldı.

Önce Nisan ve Talha, şimdi de Utku ve Sultan...

Daha düne kadar bunlar kanlı bıçaklı değil miydi?

İç geçirerek elimdeki meyve suyundan bir yudum aldım. Gözlerimi köşede yalnız kalan Nisan'ın üstünde tutup zamanını beklemeye başladım. Kanlı bıçaklı arkadaşlarım sonunda duygularını ortaya dökmeye karar vermiş ve bir anda vıcık vıcık aşkların ortasında bulmuştum kendimi, Çağan'ın bu kervana katılmaması ve yalnızlığıma ortak olması içimi rahatlatıyordu. Başımda bir Arşın vardı ama ihtimal bile vermiyordum. Yeterince uğraşım vardı.

Doğum gününde Talha onunla yalnız kalmak için bizden yardım istemişti. Abilerin engel olmasından korkuyordu. Biz de Nisan'ın mutluluğunu düşünüp seve seve kabul etmiştik etmesine de Arşın'ı nasıl oyalayacağımı bilmiyordum. Parti boyunca ondan kaçmıştım.

Bir de birkaç saat önce attığı o mesajlar vardı!

Sandığım kadar çabuk sıkılmayacağa benziyordu. Mesajlarına basit ve fazla umursamaz cevaplar vermiştim ama önemsememişti. Doktor adayı olduğunu da öğrenmiştim bu arada. Ne yalan söyleyeyim doktor adayı olması ilgimi çekmişti. Ben de doktor olmak istiyordum, olanlara ya da olma yolunda olanlara çok özeniyordum.

Üniversite sınavına çalışmaya çoktan başlamıştım, okul konularıyla birlikte zor oluyordu ama ders çalışmak benim için sıradan bir şeydi. Ders çalışmak zorundalık değil eğlenceydi.

Talha Nisan'ı elini tutarak, arkaya doğru götürdüğünde abiler fark etmiş mi diye bakındım. Ayarlanmış gibi romantik bir şarkı çalmaya başladı; Nil, Oğuz'u sürükleyip dans edenlerin arasına karıştırdı. Biri tamamdı.

Şansım varsa Arşın ve Sezgin fark etmezdi.

İki kardeşin Nisan'la Talha'nın gittiği yöne doğru yürüdüklerini gördüm. Şansım yoktu.

Hareketlendim, elimdeki meyve suyunu yanından geçtiğim masaya bırakıp Arşın'ın birkaç adım önünde durdum. Sezgin'in de Utku ve Sultan tarafından önü kesilmişti. Sultan, Utku'yu da peşinden sürükleyip işini garantiye almıştı.

Arşın beni görmeyerek ezip geçmek istermiş gibi bir hızla bana çarptığında burnum göğsüne çarptı ve acı içinde inledim.

Aşağıya niye bakmıyordu ki!

"İyi misin?" Arşın başını eğip bana bakarken ben de kafamı kaldırdım ve telaşla parlayan gök mavisi gözlerine baktım. "Görmedim seni, bir şeyin var mı?" Sesini ulaştırmak için bağırmıyordu çünkü müzik alçak perdeden geliyordu, kısıktı.

BOY HIRSIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin