33. BÖLÜM

35K 3K 2K
                                    

"Ondan uzak duracaksın."

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

Kalemin arkasını dişlerimin arasına sıkıştırıp gözlerimi kıstım ve soruyu tekrar okudum. Bugün beynimde bir sorun olmalıydı çünkü beşinci tekrar olmuştu. Fizik sorusuydu, çözebilmem için önce anlamam gerekiyordu ama anlamıyordum. Paragraf sorusuymuş gibi hissettiren, sayfanın yarısını kaplayan sorulardan bir tanesiydi. Sınavda çıkabilecek tarzda olmasaydı ikinciye okumadan geçerdim de öyleydi. Altıncıyı, belki de onuncuyu okumalıydım.

Bir farklılık yapıp, altını çizerek okuduğum sefer de soruyu biraz olsun anlayabilmiştim. İçimi temiz havayla doldurup kalemimi işleme başlamak için sayfaya değdirdim. Önce formülü olduğu gibi yazdım. Normalde bu şekilde zaman kaybetmezdim ama bu soru normal değildi.

İlerledikçe bir şeyler ortaya çıkmaya başladı. Güzel gittiğimi sanıp sonuca ulaşmak için sayfada boş yer bırakmadım.

Bulduğum cevap şıklarda yoktu.

"Çok güzel," diye homurdandım. "Mükemmel oldu." İşlemleri silmek için silgimi elimi masanın üstünde gezdirerek aradım. Gözlerimi sorudan ayıramıyordum.

"Eğer yanlış bir soruysan beni bu kadar uğraştırdığın için elimden çekeceğin var." En fazla sayfanın fotokopisini alıp lime lime ederdim. Sayfayı kitaptan yırtacak kadar normal biri değildim. Millet çözemediği soruları maket bıçağıyla kesip bir deftere yapıştırıyordu, ben de tüm o kitapları taşıyıp sorularımı çözdürüyordum. Asla kitaplarımı yırtamazdım.

Belki de bu yüzden boyum kısa kalmıştı. Eğitimim için boyumun bir kısmını feda etmiştim!

"Yaptığın işlemleri silersen nerede hata yaptığını asla bulamazsın." Yanımdaki sandalyenin zemine sürtünürken çıkardığı sesle bu cümleyi söyleyen tanıdık ses birbirine karıştı. Soruyla olan bakışmamı kesmek zorunda kaldım. Hazar yanıma oturdu, bir türlü elimle bulamadığım silgiyi alıp parmaklarının arasında çevirirken vücudunu bana döndürdü. "Çözümden eminsen adımlardan birinde hata yapmışsındır, onu bul."

"Çözümden emin değilim," diye alayla konuşup silgiyi almak için uzandım ama kolunu havaya kaldırıp benden iyice uzaklaştırdı. Kaşlarımı çattım.

Üşenmeyip kütüphaneye gitmeliydim. Bu aralar bir şeyler yapmak için fazla üşengeç davranıyordum ve hiç benlik olmayan bu hareketlerimin sonucunda mutlaka bir bokluk çıkıyordu.

Kafede çalışabileceğime nasıl inandırmıştım acaba kendimi?

"Pekâlâ, birinin işine burnunu sokmasından hiç hoşlanmıyorsun," diyerek kocaman sırıttı. Ela gözlerinde tuhaf bir parıltı vardı. "Kaşlarını çatınca korkunç olmuyorsun. Korkup sana silgini vermeyeceğim."

"Tamam, silgi senin olabilir." Kalemi kitabın arasına koyup kitabı kapattım ve ayağa kalktım. Soruyla uğraşmak için daha sakin bir yer bulmalıydım.

İkinci adımımı atamadan Hazar bileğimi tuttu, durup bileğimdeki eline baktım. "Özür dilemek konusunda berbat olduğum için konuyu dağıtmaya çalışıyordum," dedi yavaşça bileğimi bırakırken. "Dün fazla yılışık davrandım, kendimi her zamanki gibi yanlış tanıttım."

BOY HIRSIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin