"Bana bir şans versen ve ben kalbine sığınsam çok mu kötü olur?"
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬
Uzun bedeniyle duvar arasında kalmıştım. Elimdeki filme parmaklarımı öyle sıkı bastırıyordum ki canım yanıyordu. Şaşkınlıkla açılmış gözlerime dudaklarım da eşlik etmişti ama aralıktan herhangi bir ses çıkmıyordu.
Gözlerinin mavisi çok farklıydı. Güzeldi ama güzel olduğu kadar korkunçtu. Gök rengiydi ama deniz olmasını diliyordum, oraya dalıp boğulsam da derinlerinde bir yerde kendime ait bir bölge oluşturmak istiyordum. Ödüm kopuyordu gözlerinden, düşlerime karışmasını istemediğim için sürekli kaçıyordum.
Yine yaptım bunu. Gözlerimi gövdesine indirirken "Ne yapıyorsun?" diye sordum ama sesim istediğim gibi yüksek değildi.
"Hiç," dedi inadıma fısıldayıp. İnadıma yaptığını, fısıldadığında tüylerimin diken diken olduğunu bildiğini düşünüyordum. "Seni odama attım sanırım."
Yutkunup güçsüz bacaklarımı hareket ettirmek için biraz bekledim. İki elini de başımın yanlarından duvara yaslamıştı, beni göndermeye hiç niyeti yoktu ama kalmak istemiyordum.
Çoktan yanaklarıma kan toplamıştı, utanç verici anı mantıklı tarafımın parmağını tekrar tuşunun üstünde tutması yüzünden zihnimde sürekli başa sarıyordu. En az bir yüzyıl sonra konuşmayı düşündüğüm adamla şimdi konuşmam mümkün değildi.
Bunları ona söyleyemek için dudaklarımı yalayarak araladım ama kelimeler çıkamadan hemen yanımdaki kapı açıldı ve elimden film çekildi. Başımı çevirdiğimde Nisan'ı gördüm.
Arşın kardeşi geldiği için çekinip kollarını indirdi ve benden biraz uzaklaştı. Utanmayaacak kadar arsız değildi en azından!
"On dakika," dedi Nisan bir bana bir abisine bakarken. Yüzünde keyifli bir ifade vardı, dudakları neredeyse kıvrılmıştı. "Abini oyalarım Yüsra."
"Konuşmak istemiyorum," dedim kaşlarımı çatarak. Arşın'la iş birliği yaptığına inanamıyordum. Ben onunla aramızın bu yüzden bozulacağını düşünüyordum ama o resmen abisine beni ayarlamaya çalışıyordu!
Yüzündeki keyifli ifade yok oldu. "İstemiyor musun?" diye sordu yavaşça. Başımı kararlı bir şekilde salladığımda nefesini sesli bir şekilde dışarı verdi. "O zaman konuşma," diyerek elimi tuttu, beni yanına çektiğinde şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım.
Bunu gerçekten beklemiyordum.
"Nisan," dedi Arşın ellerini yumuşak saçlarının arasından geçirerek. "Bize biraz izin verir misin?"
"Konuşmak istemiyorsa konuşmaz abi."
Arşın'ın bakışları kardeşinden bana kaydı. "Gerçekten konuşmak istemiyor musun Düş Gözlü?" diye sordu kısık sesle. Gök mavileri kırgındı.
Gözlerime böyle bakarken kararlılığım yavaşça beni terk etti. Nisan'ın elinden elimi kurtarıp içimden kendime küfürler ederken "Beş dakika," diye mırıldandım.
Nisan beni içeri itip kapıyı arkasından kapatırken karşı koymadım. "Oturalım mı?" diye sordu Arşın, yatağına oturduk.
"Böyle bir garip oldu," diyerek güldü gerginlikle. Dediği gariplikten kurtulmak için ona bakarken güldüm hafifçe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOY HIRSIZI
Humor"Ulan, diyor insan ister istemez. Bu kadar küçük bir şey de yaşıyor, konuşuyor. Hatta iç organları da var." Arşın yıllarca kardeşinden dinlediği Yüsra'ya karşı içten içe bir ilgi besler. Ufak, sevimli bir buzdolabı poşetine benzettiği kızı görmek iç...
