38. BÖLÜM

37.1K 2.9K 2.2K
                                    

KAOSİSTİYORUMÇILDIRDIM

"Beni tutabileceğine inandın mı gerçekten?"

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

Kulaklıklarımı çıkarıp gözlerimi sokağın ilerisine, beni görünce arabasına binmekten vazgeçip bana doğru gelmeye başlayan kişiye diktim. Gerçekten şaşkındım. Dün Arşın'ı bir daha görmeyeceğimi söylemiştim, değil mi? Üstünden daha yirmi dört saat geçmemişti!

"Senin burada ne işin var?" diye sordum gök mavisi gözlerinin ne kadar uykulu baktığını göreceğim kadar yakınlaştığında. Gözlerinin beyazı kızarmıştı, her an uyuyacakmış gibi bakıyordu. Normal olan buydu. Saat çok erkendi, sokak lambaları hâlâ yanıyordu. Hava aydınlanmaya başlamıştı ama onun gün ışığının altında parladığını söylersem yalan olurdu.

Uykulu hâli çok tatlıydı! Bana cevap vermeden önce elinin tersini ağzına bastırıp esnediğinde kalp krizi geçireceğimi düşündüm. "Asıl senin bu saatte burada ne işin var?" diye sordu gözleri kısılırken. Yataktan çıkıp da gelmiş gibi bir havası vardı. Beyaz, bol bir tişört ve eskimiş eşofman altı giymişti. Daha önce onu bu kadar dağınık ve rahat görmüş müydüm? Sanmıyordum. Etrafına şöyle bir baktı. "Buralarda mı oturuyorsun?"

"Yok," dediğimde dilimi ısırdım. "Önce ben sordum."

Elini yumruk yapıp sol gözünü ovdu. Çocuk sen böyle yaptıkça nasıl seni unutacağım?

Fotoğrafını da atamamıştım zaten. Bazanın içine, kışlık kıyafetlerimin arasına saklamıştım. Oradan sık sık alıp bakamazdım sonuçta, yavaştan da olsa kendimi daha güçlü hissetmiştim.

Üç dakika mı sürmüştü?

"Dilara buralarda oturuyor." Sabah sabah adını duymaya çok meraklı olmadığım nişanlısıyla ilgili bilgiyi benimle paylaşırken gözlerimi kaçırdım. Gerçek hayata dönmem için sağlam bir uyarı olmuştu. O nişanlısının yanına bu saatte mi gelmişti?

Geceyi onda geçirdiğini düşünmek istemiyordum. Bu kıyafetlerinin Dilara'nın evinde olduğunu da aynı şekilde...

Ben düşünmesem ne olacaktı? Nişanlıydı, bir sebepten bu saatte nişanlısının evinin yakınlarındaydı. Bu ona ne kadar değer verdiğini görmeme yetiyordu. Arşın için eski arkadaşından fazlası değildim. Olmayacaktım.

Olmak da istemiyordum. Dilara iyi bir kızdı, güzeldi. Çok güzeldi. Arşın'ın yanında çocuk gibi durmuyordu. Fiziksel özellikleri umurumda değildi ama bunu herkes söylerdi. Yakışıyorlardı. Komik durmuyorlardı.

"Nöbette, kedilerine mama çıkarmadığını hatırlayınca beni aradı. O yüzden," diye konuşmaya devam etti. Başrolünde âşık olduğum olmasa içimi eritecek bir olaydı. Oğlan kızın kedilerine mama vermek için güneş doğmadan evine gitmişti. Uykusundan vazgeçmiş, kıyafetlerini değiştirmeden sokağa çıkmıştı. Ne kadar da sevimli!

"Kedileri mi var?" diye gereksiz bir soru sordum, başını sallayıp cebine uzandı. Telefonunda bir şeyler yaptıp ekranı bana çevirdi. Dilara minik, sarı bir kedi yavrusuna sarılmış, kocaman gülümsüyordu. Altında "Babaya el salla!" yazıyordu.

Üç saatlik bir temizlik beni bekliyordu, enerjimi daha ne kadar sömürmeyi düşünüyordu?

"Üç yavru ve bir tane de anne..." Bu kadar detayı bilmeme gerek yoktu.

BOY HIRSIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin