𝐈

325 30 7
                                    


༒︎༒༒︎
𝔅𝔬𝔩𝔲𝔪 𝔅𝔞𝔰𝔩𝔞𝔫𝔤𝔦𝔠𝔦


༒༒༒︎


I

Küçük bir kapı deliğinden bakmak gibiydi hayata bir sıfır yenik düşmek. Yavaşça düştüğüm yerden kalkıyor ve kimin, neyin ne getireceğini bilmeden devam ediyorum asılında. Bir kaçış oyunu olabilirdi, tam tersi bir yüzleşme ya da. Bilinmez bir yolculuk gerçekte. İlahımız bizi yaratmıştı, boş bir hayat için değildi bu doğuş, gerçek bir imtihan için ve biz bu yüzden savaşıyoruz kendi kendimizle.

Savaşmaktan kastım deli düşüncelerimizde boğulup alışkınlıklarımızı bırakmak değildi. Kim olduğumuzu bulmak. İyilik ve kötülük ayrımında kimleriz aslında? İyilerden yani meleklerden miyiz yoksa kötüler yani şeytanlardan mıyız? Bizim seçimimizde ki çoğulculuk hangisine çıkıyor sahiden?

Bir adım attım ve koca kuyruktan çoktan kopmuştum. Gömleğin sıyrılan kolumdan damarı gözüne kestiren hemşire kadın şırıngayla kan alma işlemine kolumu eline geçirdiği beyaz renkli eldivenle tutarken başlamıştı. Elleri iriydi ve gözleri keskindi. Kadın şırınganın ignesini koluma bastırırken,"Hemen bitecek."diyordu.

Arkalardan bir olgun erkek sesinin,"Bu kuyruk cidden çok uzuyor ve sonunda kan alırlarken yatıştırıcı tavırlarının altındaki şeytani dürtülere ne diyorsun?" Kulak asmadım. Aslında bir fısıltı bile yankı yapardı bu binada, değişik.

"Doğum tarihiniz nedir?"

"17 Kasım 1996."

"En son ne zaman teste girdiniz?" Kadının gözleri masanın üstünden bilgisayarın ekranına kaydı. Bilgilerimi inceliyor olmalıydı.

"Girmedim. Bu ilk olacak."
"Buna neden gerek duydunuz? Riskli olduğunu biliyorsunuz...değil mi? Kabul edilirseniz geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkacaksınız."

"Sanırım bu soru herkese sorulmuyor." Küstahça mı? Olabilir ama bu şu anda umrumda değil. "Yapmak istediğim için buradayım. Sonuçları beni ilgilendirmiyor."

"Her koşulda teste giriş sağlanmamaktadır. İsminizi soy isminizle lütfen."

Artık bilgisayara bir şeyler yazıyordu ve benden ismimi istedi. Omuz silkmiş gibi endişesizce,"Elena Owens."dedim ve klavyede parmakları gezinmeden duraksadı.

"Owens?" Dili yabancı uyruk aksağanına kaymıştı biraz.

"Evet, Owens. Bu şey ne zaman bitiyor."

Kadın sesini düzeltti ve şırıngadaki kanı küçük tüpe koyup bantla yapıştırırken üstüne ismimi yazdı. Gözlerime yöneldi bakışları ve,"Kabulunüz telefonunuza gelecek kodla beraber onaylanacaktır...sıradaki!"

Kadının gözündeki gizemi fark ettim ve bu o an için beni ilgilendirmedi.

Sıradan çıktığımda o gözler üzerimde bir an bile gezinmedi. Dikkat çekmeyen görünümüm kimsenin dikkatini dağıtacak cinsten değildir. Kollarım iki yanımda sallanırcasına, endişesizce yavaş adımlarla, çevreyi gözlemleyerek çıktım binadan etrafı saran o ilginç küf kokusuyla. Burnumu tıkama gereksinimi duymadan binadan çıkar çıkmaz yerlerdeki toprakları sürüp giden arabaların hızlı maratonu sayesinde yüzüme biraz toprak tozu sıçradı, ciğerlerim
geldiğim yeri özledi. O garip döngü bana başka şeyler hatırlatıyor.

Bu testin sonucu eğer olumlu olacak olursa hayatıma olumsuz damgalar vuracağını biliyordu zihnim ama zaten bunu göze alarak form doldurup buralara kadar gelmiştim. Otobüse ya da bir taksiye binmedim, ayaklarıma eziyet ettim ve tüm yolu yürüdüm. Kaç durak arası kadardı evim kim bilir? Beş var mıdır? Ya da on filan?

MENFURWhere stories live. Discover now