𝐗𝐗𝐕𝐈𝐈𝐈

9 5 0
                                    


༒༒༒︎
𝔅𝔬𝔩𝔲𝔪 𝔅𝔞𝔰𝔩𝔞𝔫𝔤𝔦𝔠𝔦

༒༒༒︎

XXVIII

Kırık hayatlar yaşıyorum. Kontrolü kaybettiğim her anım için kendimden, yaşamaya uğraştığım çocukluğumdan özür dilemek zorundayım. Kırık hayatlar yaşıyorum ben. Hassasiyete, benliğime ödünç verdiğim anılarımla tüm zamanın felaket acısıyla ayağa kalktım ve şimdi kalemim sayfayı aydınlatmak için uğraşıyor.

Güneş doğuyor.

Kumlarda oturuyoruz Christina ile beraber. Güneşin doğuşu yüzümüze vururken aynı pozisyonda, dizlerimiz göğüslerimize yaslanmış bir şekilde hüznün izleriyle denizin dalgalarına gidiyor gözlerimiz. Parmaklarım donuyor, şimdi soğuğum. Sakinim, yalnız.

"Neden tek başınasın?" Bana baktı Chris. Bir cevap bekliyordu benden. "Yani kocaman bir ailen varken neden tek kalmayı seçiyorsun?"

"Birinin yüzüne bakarken kırık hissetmeyi yaşadın mı hiç?" Gözlerini çevirdi, yaşamıştı. Nefesim kaldırdığım başımla göğe yükseldi. "Gördüğüm yüzler bana ailem yerine beni bırakmayı seçmiş kişileri gösteriyor. Bunu gördüğümde her ne kadar affetmeyi seçsem de bir çaba göremiyorum Chris. Sanki alev almışım."

"Seni seven birisi de var ama."

Gülümsedim. "Yanımda olduğunu hissettiğim kişilerden birisi. En baştan baktığımda aslında hep yanımdaydı. Kendime bunu yeni kanıtladım sadece."

"Değerini bil."

"Sen?" Meraklı bakışlarımı gözlerine çevirdiğimde bedenimi döndürdüm ona. "Hatıralarını neden unutuyorsun?"

"Bir kaza geçirdim."

Susarak onu dinledim. "Komada kaldığımı söylediler. Beni buldular ve seri katil olduğumu anlattılar. Hazırlandım, ava çıktım. Beklediğimin dışında hatırlamam gereken geriye dönük hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Ne annemi ne babamı ne de sevdiğim birileri varsa kimseyi. Sadece ben ve taşıdığım silah var."

O bir katil değil. Öyle olsaydı o silahı o kadar kolay alamazdım.

"Birini öldürdün mü peki?"

Omuz silkti. "Birkaç kişi. Emirler bana ulaşmadan tanıdık gelmesini beklediğim her yeri dolaştım. Bir şey çağrıştırması gerekiyordu bana. Herhangi bir şey...bir iz en azından. Olur ya böyle..."

Berbat duygulardan sadece bir tanesi.

"Hiçbir şey yok değil mi?"

Başını salladı.

Parmaklarım yavaşça eline uzandığında,"Hatırlayacağına söz veriyorum."diye mırıldandım. Belki bu sözü vermek yerine daha basit konuşabilirdim ancak hatırlanmamak kadar boştu hatırlamamak. "Elimden ne gelirse yaparım."

"Neden?"dedi. Çok haklıydı. "Kim olduğumu bile yeni öğreniyorsun. Neden yardım ediyorsun Elena?"

"Beni dinliyorsun." Güldüm o an. "Çok nadirdir bana bakan, beni gören. Sende beni yeni biliyorsun ama dinledin. Her ne kadar kafamı patlatmaya yemin etsen de bu böyle."

Güldük. Sonra,"O zaman nereden başlıyoruz?"

"Önce kalacak bir yer ayarlamam lazım. Sokak soğuk oluyor."

Üç gecedir sahildeki bankta uyukluyordum. Birileri gelince de denize atlıyordum ve o soğuk dayanılmaz derecedeydi.

"Bende kalırsın." Sigara yaktı. Bir dal da bana uzattı.

MENFURWhere stories live. Discover now