𝐈𝐗

40 10 4
                                    

༒༒༒︎
𝔅𝔬𝔩𝔲𝔪 𝔅𝔞𝔰𝔩𝔞𝔫𝔤𝔦𝔠𝔦

༒༒༒︎

IX

   Her varlığın benliğinde nükseden korkular vardır. Onu her an yaşayacakmış gibi gelen. Birine olan korkularınız, bir şeye olan korkularınız...Sevgisizlik ya da bu dışlanmışlık bir birey için kötü eylemdir bir bakıma. Hiçbir şekilde görülmüyor, hiç yerine konuluyorsunuz. Ölmek bu. Diri diri ölmek ama bedenin varlıklar arasında hala dolaşabilmesi. Son olabilir mi? Benim sonum böyle olamaz.

   Ben Elena Owens. Gerçek bir son hak ediyorum. Berbat hayatıma karşılık bir güzellik görmeyi diliyorum ve bu geçekleşecek. Ben istersem olacak. Tek başıma olduğum yerden istediklerimi yapamam. Yardıma ihtiyacım var.

   Yarım saat öncesinde gelen köle kadın beni giydirdi. Bileklerimde zincirler vardı ve neredeyse hareket edemiyordum. Zindandaydım. Tavandan damlayan sular yerle buluşmasında bir kıvılcım yaratıyordu. Tam tamına on beş dakikadır bir şeyler anlatmasını bekledim ancak kadın sadece işini yapıyordu.

   Saçlarıma dokundu. Tarayıp örerken başımı hafifçe sola kaydırdım. "Beni ne için hazırlıyorsun?"

   "Konsey." Tanrıya şükürler olsun. "Karar alınacak. "

   Saçlarıma altı yaşımdan sonra kimse dokunmamıştı. O saçlarımı örüp bağlarken üstümdeki elbiseye bakıyordum. Bir hayalete benziyordum. İnce askısıyla V yakasıyla başlayan elbise dizimin üstünde genişçe bitiyordu. Saçım sırtımı kapatamıyordu. Soğukluk vardı ama fazla hissetmiyorum.

   Kadın kalkınca ben peşinden gitmeye çalıştım. Metal zincirler bileğime ağırlık verirken sırtım duvara yapıştı. "Beni neden götürmüyorsun? Burada kalamam."
"Bana sadece hazırlamam söylendi." Başını eğdi ve gitti.

   "Çıkarın beni!" Kapı kapandı. Ayağa kalkarken zincirleri çekiştirerek bağırdım. "Çıkarın beni! Kahretsin, çıkmam lazım."

   Zindanın yarısına bile yürüyemiyordum. Sadece kalktığım yerden iki adım atıyordum. Zincirler kısa ve kalındı. Çekiştirip ileri gidemeden olduğum yere yığıldım. Köşeye çekilip büzüştüğümde aklımda sorular dönüp duruyordu. Konsey için hazırlanyorsam ben neden konseyde değilim?

   Ruhum daralıyor burada. Kapı kapandığında kendi bedenimi bile göremiyorum. Zifir burası. Tavandan damlayan zehirlerin yere düşüş sesiyle harmanlanıyor nefeslerim. Yakıcı bir sıcaklıkla yanıyor tenim. Başımı duvara yasladım. Uyuyamam, uyursam uyanamamaktan korkarım.

   İlk defa uyumaktan korkuyorum.

   Gözlerim kapanmak üzereydi. Zamanın farkına varmazken kapının kilidinin açılışını duydum. Bileğimden süzülen birkaç damla yere düşerken kapı yavaşça açıldı. Bir şey göremedim, gözlerim kapalı. Zindanın pis küf kokusuna başka kokular karışıyordu. Birileri geliyordu.

   "Ona iyi bakmanızı söyledik."diyordu bir adam.

   "Nefret edilen birine nasıl davranmamızı emredersiniz? Bizim görevimiz budur."

   Bileklerime eller değerken,"O sıradan birisi değil. Cehennemin azabından korkun muhafızlar!"

   Soğuk şey tenimden koparken ellerim kucağıma düştüler. Yüzüme bir el
giderken,"Elena..."fısıltısını duydum. "Gözlerini açabilirsin. Biraz dayan."

   "Zed..." Evet bu onun sesiydi.

   "Evet güzelim." Yanaklarımda soğuk eller ısımla ısınıyordu. "Ayılman lazım. Artık konsey seni bekliyor."

MENFURWhere stories live. Discover now