𝐗𝐗𝐕𝐈𝐈

10 4 0
                                    


༒༒༒︎
𝔅𝔬𝔩𝔲𝔪 𝔅𝔞𝔰𝔩𝔞𝔫𝔤𝔦𝔠𝔦

༒༒༒︎


XXVII


Yaşlanmış bir ağaç gibi dallarım kırılmış ve belki de eğilmişler düşmeye aykın olarak. Sert rüzgarlar vurur dallarıma, fırtınalar dallarıma konan güvercinleri savurur. Tıpkı öyle bitkin, küsmüşçe yılgın bir şekilde hissettim kendimi. Başıma sert bir cisimle vurulmuş gibi acıyor, kemiklerimde sızıntılar var.

Ensemi tutarak yattığım yerden kalktım. Kaşlarım çatık bir halde etrafıma bakındım. Kırmızı bir ışık himayesinde aydınlanan geniş bir odadayım. Ellerimde ışığın kendisi gibi kırmızı gibi görünüyor. Yattığım yatak çift kişilik, odada tekim, lambadan cızırtılar yükseliyor.

Kendi kendime,"Neredeyim?"diye sordum.

Yataktan ayaklarımı sarkıttım. Ayağa kalktığımda düğmelerin yanında durdum. Üç düğme vardı. Açık olanı söndüürp diğer ikisine basışımla oda beyaz ışıkla aydınlandı. Tam önümde bir boy aynası duruyordu. Geri gittiğimde kendimi seyrettim. Üzerimde mürdüm rengi v yaka bluzla belimi sıkan kemeriyle siyah bir pantolon. Ayaklarımda botlar var.

Saçlarımı fark ettim hemen. Dalgalı saçlarım sırtımdaydı. Ağır gri bir göz makyajı, bordoya çalan bir ruj. Dolgun dudaklarım ortadaydı. Bir katile yardım edecek olduğumdan mıydı bu gösterişli hal? Derin bir nefes verdim.

Odadan ayrıldım. Çıktığımda deli gibi içen insanlar, dans edenler, sevişenler ve daha fazlasıyla karşılaştım. Şaşkınca yürürken yüzümdeki sert bakışı hissedebiliyordum. Bileğimde bileklikler vardı, kulağımda bir küpe ve alışık olmadığım kadınsı bir parfüm. Bir tabure çekip oturdum hızla.

Barmen çapkın bir ifadeyle,"Ne istersin?"diye sordu. Bakışlarımla dövdüm adamı.

"Viski."

Adam sakince arkasını dönüp bir şişe kavrarken başımı piste çevirdim. Üç adam iki kadın şehvet danslaarını sergiliyorlardı. Lobilerde yabancılar ve yukarı Vip katında takım elbiseli mafyatik tipler vardı.

Kadehi aldığımda yudumlarken yanıma bir kadın oturdu. Başımı çevirdiğimde gözlerim tırnaklarıma gitti. Kanamıyorlardı ellerim. Parlatıcı vardı. Sağ işaret parmağımda ve ortadakinde güzel yüzükler vardı. Bunları nasıl giyindiğimi bile hatırlamıyorum.

"Yenisin galiba." Konuşan barmendi. Boğazında ve kollarında dövmeler vardı. Kaşında olduğu gibi çenesinde piercing vardı, yüzüne bakınca fark ettim.

Yeni?

"Bi' ara bize de görün güzelim."

Güzelim? Aklıma Louis geliyordu. Kızgın bir bakışla adama bakarken kadeh elimin altında paramparça oldu. Acı hissetmedim. "Ne halt ima ediyorsun?" Elimi tezgaha vurdum. "Gebertirim seni. Yürü git."

"Yabancısın belli."

Ağzımı bozdum. Yerimden kalkarken yanımdaki kadın kolumu tutarken başıyla adama gitmesini gösterdi. Kadına baktığımda siyah gözlerini mavilerime çevirmişti. Ellerime sıçrayan cam kırıklarını temizlerken elimin kanadığını gördüm.

"Fazla ağresif. Dingin ol biraz." Yüzüme baktığında gülümsedi. "İlk gelen herkese olur bu tepki. Fazla üstünme alınma. Ani davranışlar sergiliyorsun."

"Tanışıyor muyuz?" Sanmam. Tanısa da tanıyamaz zaten.

"Birine benzettim. Yürüyüşün, bakışların." Gülümsedi. Boynunda iki çizgi dövmesi vardı. Yüzüne baktım tekrardan.

MENFURTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon