*2* ~ Geçmeyen Acılar

1.4K 70 12
                                    

Mutluluk da acı da gelip geçiciydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Mutluluk da acı da gelip geçiciydi.

Bize kalan yalnızca hatıralarımız ve hislerimizdi.

Sadece bir sene öncesinde hayata küsmüştüm. Hayatımın ileriki günlerinde, o zamana kadarki sevinçlerimle yetinmeye çalışacağımı sanıyordum. Ama hayat planlanmıyordu. Tahmin edilemiyordu. Bir saniye sonramızın dahi garantisi yoktu.

Şimdi ise eski ben gibiydim. İyiydim. Mutluydum. Dudaklarımın kıvrılmasına sebebiyet veren gülümsemelerim içtendi. Gerçekti.

Gerçi şu an çok da mutlu sayılmazdım. Selin'in zoruyla alışveriş merkezinin içinde saatlerce o mağazadan bu mağazaya koşturup durmuştum. Tonlarca elbise denemiş olmasına rağmen hiçbirini beğenmemiş ve çileden çıkmama neden olmuştu.

Yaklaşık yarım saat önce, alışveriş merkezinde talan etmediğimiz son mağazaya girmiştik. Selin, bu süre zarfında mağazanın altını üstüne getirerek bulduğu elbiselerle kabinlere ilerlemiş; beni de peşinden sürüklemişti.

Gözlerim, yere ritimle vurduğum ayakkabılarıma kaydı. Bu mağazadan da elimiz boş çıktığımız takdirde ne yapacağımızı bilmiyordum. Büyük ihtimalle başka bir alışveriş merkezine gidecek ve akşama kadar orayı da talan edecektik.

Bunu istemiyordum. Hem yorulmuştum hem de canım Batu'yu görmek istiyordu. Selin'in peşinde oradan oraya savrulmaktansa Batu'nun yanında olmayı tercih ederdim.

Aslına bakarsanız, bunu birçok şeye tercih ederdim.

Bakışlarımı ayakkabılarımdan kaldırarak karşımdaki siyah kabin kapısına çevirdim. Beklemekten yorulduğum için kabinin karşısındaki duvara yaslanmış ve kollarımı göğsümde kavuşturmuştum.

Sesimi ona duyuracak bir tona getirerek "İçeride ne halt ettiğini merak etmeye başladım," diye söylendim. "Hayır, tuvalete girmiş olsaydın deliğe düştüğünden emin olabilirdim ama kabinin içinde delik de yok Selin. Harbiden ne yapıyorsun sen içeride?"

Aldığım yanıt koca bir sukut olurken gözlerimi devirdim ve kendi kendime söylenmeye devam ettim. "Yorgunluktan düşüp bayıldı mı acaba?"

Oflayarak ayağımı yere daha sert vurmaya başladığımda beklemediğim bir şey oldu ve siyah kapı yavaşça açıldı. Selin'in kafası görüş alanıma girerken "Şükür çıkabildin!" diye mırıldandım. "Ne yapıyordun acaba içeride? Kazı çalışması falan-"

Gözlerim, gördüğüm elbiseyle kocaman olurken lafımı yarım bırakmak zorunda kalmıştım. Zira şaşkındım. Kendimi öne iterek sırtımı duvardan ayırdıktan sonra göğsümdeki kollarımı çözdüm ve onu hayranlıkla inceledim.

"Oha! Kızım harika olmuşsun!"

Selin alt dudağını ısırarak bana utangaç bir bakış attıktan sonra yan tarafımızdaki aynaya döndü.

İKİ YARALI |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin