27.BÖLÜM

16.9K 1K 350
                                    

İYİ OKUMALAR

MİRAY'IN ANLATIMIYLA

Araba durduğunda bakışlarım camdan dışarıya kaydı. Sahil'e gelmiştik. Hepimiz arabadan indik ve sahilde ki bir cafeye oturduk. Kimse konuşmuyordu. Herkes susmuş bir şekilde duruyordu. Tuna en sonunda konuşmak için biraz öne eğilip masada duran elimizi tuttu

"takmayın onları, biliyorum söyledikleri çok kötü ama onları umursamayın olur mu?"

"aynen onlar aileye yeni katılanlar pek sevmezler zaten bir iki güne giderler"

deniz abi bize gülümseyerek bakmaya çalışıyordu. Ayağa kalktığımda herkes bana baktı ama onları umursamadan cafeden çıkıp ileride ki kayalıklara oturdum.

Gözlerimi kapatıp dalga seslerini dinledim.

Niye bizi istemiyorlardı. Neden herkes bizden kaçıyordu. Biz ne yapmıştık onlara

Yanımda hissettiğim hareketlilik ile oraya baktım. Miraç gelmişti. O da benim gibi oturdu ve tek kolunu açtı. Ne dediğini anladığım için başımı göğsüne koyup elimi beline sardım

"herkes bizden kaçıyor... bizde bir problem mi var miraç"

"hayır ay ışığım" bir süre düşündü, kafasından geçen kelimeleri toparlamaya çalıştı. "sadece bizi tanımıyorlar. İnsanlar bazen tanımadıkları insanlara karşı önyargılı olurlar"

"peki banu hanım" banu hanım'ın bizi hiç korumaması kalbimi kırmıştı "o niye sessizce oturdu neden bir şey demedi"

"onunda kendince haklı sebepleri vardır eminim"

"sence abilerimiz bizi bırakır mı?"

"bırakmaz, onlar bizi çok seviyor"

"bende onları çok seviyorum ama sıkıldım artık insanların bizden kaçmasından bizi istememelerinden çok sıkıldım"

"biz sizi istiyoruz" Arkadan duyduğum ses ile oraya baktım. Hepsi oradaydı bize bakıyorlardı. Doğruydu. Onlar bizi istiyorlardı

Birkaç adım atıp yanımıza geldiler "biz sizi istiyoruz... biz sizi çok seviyoruz" ikisi de yanımıza oturdu.

"siz bizim ailemizsiniz kimse yanınızda olmasada biz sizin yanınızdayız" Deniz'in konuşması ile ona döndüm. Onlar bizim ailemizdi demi? Bizimde bir ailemiz vardı. sanırım artık buna alışmam lazım

...

Hava kararmaya başlamıştı ama biz hala sahildeydik. Evde ne olduğunu deli gibi merak ediyordum

"abi bence artık gitmeliyiz"

"ikizlere söylediklerinden sonra onlar gitmeden eve gitmem"

Tam bir şey söyleyecekken cafe'den içeriye kırmızı görmüş boğa gibi giren oğuz abim ile ona bakmaya başladım.

Sert adımları ile yanımıza geliyordu. Herkes benim baktığım yere baktı. Abim yanımıza ulaşınca sinirle sandalyeye oturdu ve ellerini başının arasına aldı.

Sakinleşmeye çalıştığı her halinden belliydi

"abi iyi misin?"

"sakinleşirsem daha iyi olacağım"

O an aklıma gelen ilk şeyi yapıp ayağa kalktım ve yanına gidip ona sarıldım. Miraç'ta ne zaman sinirlense sarılırdım ve siniri geçerdi. Benim ardımdan miraç'ta yanımıza gelip sarıldı. Sakinleşmesi için kimse konuşmuyordu. Oğuz abim ise ikimizin elini tutmuş sakinleşmek için bir şeyler mırıldanıyordu

Yaralı İkizler [Tamamlandı]Where stories live. Discover now