35.BÖLÜM

10.4K 725 108
                                    

MİRAÇ'A BİR ŞEY OLMASINI İSTEYEN TAYFAYA GELSİN BU BÖLÜM:)

İYİ OKUMALAR

MİRAY'IN ANLATIMIYLA

Okul çıkışı oğuz abim bizi okuldan almıştı, birlikte alışveriş merkezine gitmiştik

...

Alışveriş merkezinde çok eğlenceli vakit geçirmiştim sadece bir süre sonra insanların yanında kendimi çok huzursuz hissetmiştim.  Oğuz abi'de daha sonra tekrar geleceğimizi söyleyip bizi arabaya bindirmişti

İnsanlardan hala korkuyordum. Sürekli bana, miraç'a zarar vereceklerini düşünüyordum. Eve geldiğimizde evde kimse yoktu.  "hadi aldıklarımızı açalım. Telefonlara kurulum yapmalıyız"

"deniz önce ödevlerinizi yapın sonra istediğinizi yaparsınız"

"ya abi"

"ya abi falan yok deniz sonra ödevlerini unutuyorsun sabaha kadar oturuyorsun hadi yukarı yardım isterseniz çağırın" Hepimiz yukarı çıktığımızda miraç benim odama geldi.

"biyoloji ödevini sevmedim"

"bence eğlenceli"

"miray senin burada bende demen ya da bana arka çıkacak bir şey söylemen lazım" Dediğinde güldüm ve çantamdan defterlerimi çıkardım

...

Ödevler bittikten sonra bugün işlediklerimiz hakkında kısa bir özet çıkarmıştım. Daha sonra da pekiştirmek adına test çözüyordum. Ama bir iki soruda takılmıştım ve yapamıyordum

Acaba oğuz abiye sorsa mıydım? Ne kadar bir şey demeyeceğini bilsem de çekinmiştim. Yavaş adımlarla yerimden kalktım soru bankasını alıp odadan çıktım ve aşağıya indim

Oğuz abi koltukta oturmuş telefonuna bakıyordu

"abi" Evet ona da abi demiştim. Artık buna hazırdım ve ona abi demiştim.  O benim abimdi. Hayır o benim abim değildi o benim babamdı.

Bazen bize öyle güzel davranıyordu ki babam varmış gibi hissediyordum. Abim şaşkınlıkla bana döndüğünde gözlerinin dolduğunu gördüm

"küçük fare'm sen beni kabul ettin" Başımı evet anlamında salladım ve yanına gittim kitapları bir kenara bırakıp ona sıkıca sarıldım ve kokusunu içime çektim

Kendimi çok huzurlu hissetmiştim

Titreyen ellerini saçlarımda hissetim yavaşça okşayıp o da bana sıkıca sarıldı

"abi"

"söyle abim" Sesi titremişti. İlk gün onun önünde ben korkudan titriyordum bir de şimdi ki halimize bakın

"bir iki soruyu çözemedim yardım eder misin?"

"ederim tabi göster bakalım hangi soruymuş" Ondan ayrılıp kenarda ki kitabı aldım ve yapamadığım soruları gösterdim

"tamam bak şimdi" Kalemi eline aldı ve soruyu çözmeye başladı.

...

Ödevlerimiz bittiğinde deniz soluğu bizim odada almıştı ve teknolojik aletlerin kurulumunda bize yardım etmişti.  Bu işleri gerçekten çok seviyordu

"son olarak bir duvar kağıdı seçelim" Telefonu benim ellerime bıraktığında çok heyecanlanmıştım. İlk defa bir telefonum olmuştu Galeriye girip kilit ekranı miraç ile benim bir resmimizi yaptım. ana ekranı da hep birlikte çekildiğimiz resmi yaptım

"aferin kız çözdün bu işi" Bazı konularda Kafam biraz karışmıştı ama temel bilgileri anlamıştım. Miraç'a döndüğümde dalgın bir şekilde yere baktığını gördüm.

"miraç bir sorun mu var" Başını kaldırıp bana baktı ve sahte bir şekilde gülümsedi

"sorun yok ben biraz dolaşıp geleceğim" Bir şey dememize izin vermeden odadan çıktı.  Onun bu halleri canımı yakıyordu. krizden sonra ne kadar düzelse de ya da bize düzelmiş gibi görünse de iyi değildi

Kendi içinde bir hesaplaşma yaşıyordu "merak etme iyi olacak" Deniz'in konuşması ile ona döndüm. İyi olmasını istiyordum her şeyden çok istiyordum

...

Akşam olmuştu ama miraç hala gelmemişti ve ben endişelenmeye başlamıştım "miraç niye hala gelmedi ki"

"bir iki saat önce hava almaya diye çıktı ama hala gelmedi" Tuna'nın gözlerinde endişeyi gördüm ama gülümsedi ve bana bakarak konuştu

"merak etme minik kuşum saati fark etmemiştir gelir birazdan"

"korkuyorum son günlerde iyi değildi" Onlarında endişelendiğini biliyordum  "tamam eğer 1 saate kadar gelmezse aramaya çıkarız olur mu?" Başımı salladım ve tekrar miraç'ı aradım

Yine açmamıştı. Stresle bileklerimi kaşımaya başladım.

Gece 12'yi geçmişti ve miraç hala gelmemişti. Abimler yaklaşık 4 saat önce adamları ile her yerde miraç'ı aramaya başlamışlardı. ama hiçbir haber yoktu ve ben delirmek üzereydim

Deniz abim ve ben evdeydik. Kriz geçirme ihtimalimden dolayı ve belki eve gelir diye bizi evde bırakmışlardı Miraç'ı arıyordum ama açmıyordu salonda deli gibi dolanıyordum.

Korkuyordum ya ona bir şey olursa... ya başı beladaysa, deniz abimde huzursuzdu ama soğukkanlı olmaya çalışıyordu "miray biraz otur güzelim"

Oturmak istemiyordum ben sadece miraç'ı istiyordum

"daha önce hiç gitmedi... keşke onu bırakmasaydım" deniz abim ayağa kalkıp yanıma geldi. Beni durdurup gözlerimin içine baktı "senin suçun yok kendini suçlama merak etme birazdan abinlerle birlikte gelecek ve sana sarılacak tamam mı?"

Hiç durmayan göz yaşlarıma yenileri eklenmişti

"gelsin... lütfen gelsin. Ben onsuz yapamam"

Sesim kısık çıkmıştı. O kadar çok ağlamıştım ki sesim kısılmıştı. deniz abim beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Saçlarımı okşayıp beni sakinleştirmeye çalıştı

"gelecek güzelim gelecek" Korkuyordum. Ona bir şey olmasını istemiyordum. Onsuz kalmak istemiyordum. Neredesin miraç, neredesin

...

Miraç gideli 10 saat olmuştu ve hala dönmemişti. Bin kere abimleri aramıştım ama hiçbir haber yoktu. Endişem her saniye artıyordu. Kalbim sıkışıyordu

Kollarımı kaşımaktan yara yapmıştım. İdil abla bunu görünce kollarımı kaşımama engel olmaya çalıştı ama elimde değildi. İstemsizce oluyordu Kapı çaldığında hızla yerimden kalktım. Koşarak kapıyı açtığımda gördüğümü görmemek bu anı yaşamamak için her şeyi yapabilirdim.

"MİRAÇ!"

SON

BİLİYORUM BİRAZ KISA BİR BÖLÜMDÜ AMA HEYECANLI BİR YERDE BİTİRİP SİZİ HEYECANLANDIRMAYI SEVİYORUM:) 

LÜTFEN ÇOK SÖVMEYİN

NASILDI?

EN SEVDİĞİNİZ SAHNE?

SİZCE MİRAY NE GÖRDÜ?

MİRAÇ'A NE OLDU?

MİRAY OĞUZ'A ABİ DEDİ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ

BUGÜN BELKİ DİĞER BÖLÜMDE GELİR

Yaralı İkizler [Tamamlandı]Where stories live. Discover now