12.KARA BÜYÜ

3 0 0
                                    

Apella ve ben sınıfın en arka sırasına oturduk, Profesörün dikkatini çekmemeye çalışıyorduk. Yanımıza bir de John oturmuştu. "Nasılsınız kızlar görüşmeyeli?"

"Nerelerdesin sen?" Apella'nın hesap sorarmışçasına yönelttiği sorusuyla John afallamıştı.

"Beni çok mu özledin güzelim?" Sırıtarak söylediği cümleye gülmeden edemedim.

"Ha sen! Seni kim özler be. Kaç gündür kafamız rahat."

"Hey tamam sakin. Takılıyorum sadece." İkisi de aniden susup sıralarında arkaya yaslandılar. Gerçekten çocuk gibi davranıyorlardı ama onların bu halleri beni bir nebze de olsa gülümsetiyordu. O sırada sarışın bomba sınıfa geldi. Herkes konuşmayı bırakmış pür dikkat ona bakıyordu.

"Merhaba gençler. Ben Profesör Parsh. Kara büyü dersini bundan sonra benimle işleyeceksiniz. İlk gün diye ders işlemeyeceğiz sanmayın. Zaten Prof.Jasmine'in başına gelen kötü şeylerden dolayı bir süredir derslerden gerisiniz. Herkesi yavaş yavaş tanırım. O yüzden ilk dersimize biraz giriş yapalım. Bildiğiniz herhangi bir büyü var mı?" Kimseden ses çıkmamıştı. "İlginç, genelde herkesin ilk öğrenmeye çalıştığı derslerin başında geliyordu bu ders. Peki o zaman başka bir soru sorayım. Kara büyüyü duyan var mı?" Ön taraflardan bir kız cılız sesiyle söz istedi.

"Prof.Parsh kara büyü ölümcül bir büyü değil mi?"

"Evet. Adın neydi?"

"Salina efendim."

"Aferin Salina. Başka bilen yok herhalde. Size kara büyüyü öğreteceğim. Ancak bunu herkes başaramaz. Çok iyi bir büyücü olmak gerekir. Belki aramızda vardır öyle biri ne dersiniz?" Herkes arasında konuşmaya başlamışken Prof. tekrar konuşmaya başladı.

"Kara büyü için önce içinizdeki nefreti acıyı dışarıya vurmanız gerekir. Herkes şu an en kötü anılarını aklında canlandırsın ve o kötü anıları avuçlarınızın içine doğru gönderin. Yavaş yavaş hissederek." Herkes deniyordu ama ben en kötü anılarımı düşünmek istemiyordum. En kötü anılarım zaten her günüm değil miydi? Herkes gözlerini kapatmış deniyordu. Profesör benim denemediğimi fark etmiş olmalı ki bana doğru geldi.

"Sen neden denemiyorsun küçük hanım?" Bana küçük hanım diye seslenmesi çok sinir bozucuydu.

"İstemiyorum." Cevabım onu şaşırtmış olmalı ki yüzünde kısa bir an afallamayı görür gibi oldum.

"İlginç." Ön sıralara doğru yürümeye devam etti ve sınıfa döndü.

"Peki çocuklar bunu ilk denemede yapabileceksiniz diye bir şey yok zaten. Ders burada bitmiştir. Dağılabilirsiniz. Bu arada Aymira kim?" Herkes bana döndüğünde ayağa kalkmak zorunda hissettim kendimi. "Benim?" Profesör şaşırmış gibiydi ama yüzünde anlamlandıramadığım bir ifade vardı.

"Aymira hariç herkes çıkabilir arkadaşlar." Ben Apella'ya ne oluyor bakışlarını atarken bana Profesörlerin özel ders vereceğini hatırlattı. Doğru ya aklımdan nasıl da çıkmış. Herkes çıktıktan sonra Profesörle baş başa kalmıştık.

"Aymira demek sensin küçük hanım?" Konuşma tarzı çok sinir bozucu değil mi ama? Neyse yeterince düşmanın var kızım belki bir düşman daha edinmek istemezsin ha? "Evet" Kuru bir evete memnun olmamış gibiydi.

"Seninle kara büyüye çalışacağız. Bizim okulu temsil edecek olan senmişsin. Hangi soydan geliyorsun?" Ahh TANRIM! Bir an sanane dememek için kendimi zor tuttum.

"Bu dersimizi pek ilgilendirmiyor gibi. Kara büyüye odaklanabiliriz." Profesör kısa bir süre afalladıktan sonra kendini hemen topladı.

"Peki o zaman bana en kötü anlarından birini anlatmak ister misin?" Yine bir geçmiş sorgulama! "Sanki iyi bir günüm varmış gibi!" Ağzımda gevelediğim bu cümleyi anlayamayan Profesör anlamadım bakışlarını attı.

Pisagor'un Gelini /TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now