14.NEFES

3 0 0
                                    

Gerçekten delirmiş olmalıydım. Her ne kadar tereddüt etsem de o göle bugün girilecekti. Önce ayaklarımı suya sokarken gölün buz gibi suyu tüylerimi diken diken etmişti. Su o kadar soğuktu ki kendimi buzullarda bir suya giriyormuş gibi hissettim. Gölün dibi görünmüyordu ve derinliği ne kadar hiçbir fikrim yoktu. Biraz daha ilerlerken ayağım boşluğa geldi ve kendimi suyun zifiri karanlığında buldum. Ne kadar debelensem de yukarıya çıkamadım. Profesör'ün sesi o kadar uzaktan geliyordu ki hiçbir şey duyamıyordum. O sırada yol gösterenleri gördüm ve onları takip etmeye çalıştım. Nereye yüzdüğümü bilmeden ilerliyor bir o kadar da korkuyordum. "Aymira!" Bu ses tanıdık geliyordu, lanet olsun hiçbir şey göremiyordum. "Aymira acele et!" Bu ses hep duyduğum sesti. Beni uyaran ses. Nefesim tükeniyordu, acele edip buradan çıkmalıydım. Nereye gittiğimi bilmiyordum, gidecek halim de kalmamıştı. Vücudumu zorlasam da artık hareket edemiyordum. Kendimi zifiri karanlığa bıraktım. "Aymir, ölemezsin!" Zihnimde yankılanan ses beni kendime getirmişti. Son anımda bile onun sesini duymam sinir bozucu olsa da beni rahatlatıyordu. Keşke burada olsa ve bana o tok, güven verici sesiyle 'Aymir buradayım, yanındayım' dese. Ama hayır ölmeyecektim, böyle çaresiz ölmek bana göre değil. Ben daha babamı kurtaracağım! HAYIR! Vücudumdan fışkıran enerjiyle savrulduğumu ve havalandığımı hissediyordum. Gözlerimi açmaya korkuyor ama bir o kadar da olan biteni merak ediyordum. Gözlerimi yavaşça araladığımda bedenimden yayılan ışık gözlerimi kamaştırmıştı. VE... Öylece kalakaldım. Göl ikiye ayrılmış ve yürüyebileceğim bir yol oluşmuştu. O sırada yol gösterenleri gördüm ve onlar da şaşırmış gibi duruyordu. Profesörün dediği gibi onları takip ettim. Bütün vücudum parlamaya devam ediyordu ve o sırada ileride çaresizce beni arayan Profesör Parsh'ı gördüm. Beni gördüğünde şaşkınlıkla bana ve ikiye ayrılmış gölete bakakaldı. "Aymira iyi misin? Ne kadar endişelendim biliyor musun?!"

"Üzgünüm Profesör. Gerçekten öleceğimi sandım ve onun sesini duydum ve-ve bir anda bunlar oluverdi." Profesör şüpheli şekilde bana bakarken gerildiğini görebiliyordum.

"Kimin sesi?" Sesi görüntüsünün aksine oldukça sakindi.

"Kimin sesi olacak... Immm Apella, Apella'nın sesi. Onu bırakıp ölmek istemedim." Evet düşününce gerçekten onu bırakıp orada neredeyse bir hırs uğruna ölecektim.

"Neyse ki o kadar da yeteneksiz ve güçsüz değilmişsin. Kara büyüyü bu kadar özverili kullanan birine az rastlanır."

"Bu kulaklar yanlış mı duyuyor yoksa Profesör Parsh beni takdir mi etti? Alışılmadık..."

"Biraz daha uzatırsan takdirin peşine bir de azar gelecek!" Profesör bunu gülerek söylemişti ve ben de gülümsedim.

"Tamam sustum!"

"Hadi odama gidelim de biraz ısın. Gölün suyu normal bir insanı donduracak kadar soğuktur."

Profesörün dediği gibi gerçekten donmak üzereydim. Bedenimden yayılan ışık da gölün ayrılması da ben sudan çıkınca eski haline dönmüştü. Profesör ceketini bana verirken ilk kez centilmen bir adam gibi görünüyordu gözümde. Yavaşça odasına ilerlerken ikimiz de sessizliğimizi korumuştuk. Odaya geldiğimizde Profesör bana döndü ve ciddi görünüyordu. Ciddi bir şeyler demesini beklerken...

"Duş almalısın." Ciddi miydi?

"I-ımm odamda alabilirim."

"Aymira ben ciddiyim ve şu an dışarıda havanın bozuk olduğunu bilmiyorsun sanırım. Gerçekten bu dönemde hasta olmamalı ve eğitimlerini aksatmadan devam etmelisin. Konuyu uzatmadan şu arkadaki kapıdan içeriye gir ve duş al. Bütün gerekli eşyaları rahatlıkla bulabilirsin orada."

Ben de uzatmadan dediği gibi duş almak için gösterdiği kapıdan içeriye adımımı attım. İçerisi modern bir duş alanıydı ve dediği gibi her tür gerekli ekipman vardı. Kapıyı kilitledikten sonra sıcak suyun altına girdim ve kaslarımın yavaşça gevşemesine izin verdim. Vanilyalı şampuanın saçımda bıraktığı kokuyla kaslarım daha da gevşedi ve sıcak suyun yeni yeni vücudumu ısıttığına yemin edebilirim. Isındıktan sonra aldığım temiz havluyla vücudumu kurularken aklıma kuru kıyafetimin olmadığı geldi. Dolapta temiz kıyafet var mı acaba diye karıştırırken kapımın tıklamasıyla sıçradım.

Pisagor'un Gelini /TAMAMLANDIWo Geschichten leben. Entdecke jetzt