37. KAÇINILMAZ SON

1 0 0
                                    

     Odanın içi buz kesmişti adeta. Herkes odadan çıkmıştı ve beş kişi kalmıştık. Hatta altı kişi kızımı da sayarsam. Doktor her ne kadar Estefaras'ı odadan kovsa da Estefaras gözleri donuk ve anlamsız bakıyordu. Doktor onu kendi haline bırakırken Ray doktoru sert ama ürkek bir şekilde dinliyordu. Büyük bir korkuyla doktorun ne diyeceğini bekliyorduk. Korkuyla bekliyorduk çünkü yabancının bize bakışları acı doluydu.

"Öncelikle geçmiş olsun." Kafasında kapüşon olan genç sesli bir adam konuştu.

"Teşekkür ederiz."

"Aranızdaki düğümü biliyor musunuz?"

"E-evet."

"Neden o düğümü bozmadınız?"

"Neden bozalım?" Konuşan bu sefer Ray'di.

"Çünkü bozmalıydınız. Hamileliğin için tebrik ederim. Kızın çok sağlıklı duruyor ama senin için hatta sizin için aynı şeyi söyleyemem."

"Ne saçmalıyorsun yabancı?"

"Ben üzgünüm. Azon ve gelini hakkındaki gerçeği bilmiyor gibisiniz?"

"Ne gerçeğinden bahsediyorsunuz?" Kelimeler ağzımdan dökülüverdi.

"Azon ve gelini birbirlerine âşık olmadan o düğümü bozmalılar. Çünkü onların sonu mutsuz sonla biter."

"Anlamıyoruz. AÇIK KONUŞ!" Ray sabırsızca yabancıya seslendi.

"Pisagor'un gelini gün geçtikçe zayıflayacak. Azon onun ruhunu yavaş yavaş emerken birbirlerinin sonu olacak. Gelin ölecek, Azon daha acı ölecek. Asla sonsuza kadar mutlu yaşayamayacaklar. Bunu bilmeniz lazımdı."

Aymira, uzaklaş ondan. O tehlikeli. Lütfen ondan uzaklaş. Pisagor'a geldiğimden beri duymadığım o ses tekrar kafamda yankılanıyordu. Demek bu yüzdendi. Biz asla birlikte olamazdık. Duyduklarımı sindirememiştim ve Ray'in haykırarak yabancıya saldırdığını duyamıyordum. Kulaklarım çınlıyor, başım dönüyordu. Estefaras'ın şok olmuş bir şekilde odadan fırlayıp kaçışına tanık oldum ama bir şey diyemedim.

"HAYIR, HAYIR, HAYIR, HAYIR!" Ray kendi etrafında dönüp duruyordu ve tekrardan yabancıya saldırdı.

"Sen ne saçmalıyorsun? Ne istiyorsun? SÖYLEEE!"

"Ben hiçbir şey istemiyorum. Sadece üzgünüm." Yabancı Azon'un karşısında titremeden tüm soğukkanlılığıyla duruyordu. Ray odada tur atmaya devam ediyordu. Ellerini ensesinde birleştirmiş büyük bir of çekiyordu.

"Yok mu bir yolu?" Artık sesi ağlamaklıydı. Ben de daha fazla tutamadığım gözyaşlarımı salıvermiştim.

"ÜZGÜNÜM." Bu yabancının bize söylediği son şeydi. Odadan çıkmak üzereyken durdu ve bize döndü.

"Bana inanmak istemezseniz Azon'un yattığı lahitte kaynaklar var." Odadan çıktıklarında Ray ile bu soğuk odada baş başa kaldık.

Ray beni odamıza ışınladıktan sonra hiç konuşmadık. Ben duyduklarımın etkisiyle kendimi uykuya teslim ederken Ray evi terk etmişti. Nereye gittiğini tahmin ediyordum ama düşünmek istemiyordum. Sabah olmuştu ve yoktu. Dolaptan kendime bir şeyler hazırlarken tekrar midem bulanmıştı. Zar zor yemek yedikten sonra yatağıma geri gittim. Akşam olmuştu, sonra sabah ve sonra tekrar sabah derken 3 gün olmuştu. Ray ortalıkta yoktu. Daha fazla görmezden gelemeden onu bulduğum çukura gittim. Dışarısı serindi. Buz gibi rüzgârı iliklerimde hissederken o çukura geldim. Tehlikeliydi evet ama onsuz bir gün daha geçirmek istemiyordum. Zaman ne çabuk geçmişti değil mi? Buraya geldiğim ilk günü hatırlıyordum. Korkmuş bir şekilde çukura düşmüştüm ve nasıl çıkacağımı bilmiyordum. Bu sefer tedbirli bir şekilde çukura atladıktan sonra boş ve küflü koridorda ilerlemeye devam ettim. İleride onu gördüm. Ray lahitin üstünde uyuyakalmıştı ve her yerde kağıtlar vardı.

"Ray?" Duymamıştı ve ben artık dibine kadar gelmiştim. Saçlarını okşarken ufak bir kalp krizi geçirdim çünkü kaşlarını çatarken çok tatlıydı. Daha fazla dayanamayıp dudağına buse kondurduğumda beni tutup kendine çekmişti ve daha derin öpmeye başladı. Sanki elinden kaybolup gidecekmişim gibi büyük bir özlemle öpüyordu. Dudakları tüm tenimde gezinirken gözyaşları tenimi ıslattı. Buz gibi bir titremeyle ona sıkıca sarıldım.

"Hey, ağlayamazsın."

"Üzgünüm, Aymir. Hiçbir şey bulamadım. Hiçbir çıkar yolu yok. Ne yapacağım? Seni, bizi koruyamadım!" Sesi öfkeli ve kırgın çıkıyordu.

"Senin bir suçun yok Ray. Sana âşık olmak benim seçimimdi. Aşk öyle seçebileceğimiz bir duygu değil. Lütfen artık buna bir son ver." Artık zar zor tuttuğum gözyaşlarımı ben de salmıştım.

"ÜZGÜNÜM! Sen, son zamanlarda çok yalnız bıraktım."

"Evet Ray. Hadi artık buna bir son ver ve kaderimize teslim ol. Bak karnımda bizim çocuğumuz var ve yaşamak istiyor. Bizden sonra yaşayacak bir parçamız var. Sadece ona odaklanalım ve bizden geriye bir parça bırakalım."

"Turuncu kafa ama hep haklısın. Bu böyle olmuyor." Dudaklarını boynumda gezdirirken ona döndüm ve gözlerine baktım. Bu bizim savaşımızdı ve bizim seçimimizdi.

Pisagor'un Gelini /TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now