30. ÖDÜL

4 0 0
                                    

   Adada yarım saattir yürüyorduk ve herhangi bir anormallik yoktu.

"Efendim acaba babanız adanın ne tarafında?"

"Hiçbir fikrim yok. Görünürde kimse de yok."

"ıııııaaaa" B-bu bir bebek sesiydi. Nerden geldiğini anlamak için durmuştuk. Bu sefer daha yüksek sesle bir ağlama sesi geldi. İlerideki büyük ağaçların arasından gelen sese doğru koşmaya başladık.

"Dur AYMİRA!"

Ray kolumdan tuttuğunda küçük bir erkek bebeğin yerde uzanmış ağladığını gördük. Etrafında hiçbir şey yoktu ama bize bu durum tuhaf gelmişti.

"Aymira bebeği boşver. Şu taraftan gidelim." Bebeğin olmadığı tarafı gösteriyordu. Estefaras da onu onaylarken ben de onlara hak vermiştim. Bebek tuhaf bir hava yayıyordu. Biraz ilerledikten sonra karşımıza tekrar bebek çıktı ve bu sefer oturmuş gülüyordu ve elindeki oyuncakla oynuyordu. Tam yolumuzun ortasında duruyordu ve durmak zorunda kalmıştık. Ray bir anda beni tutup arkasına almasıyla gerilmiş kaslarının ortaya çıkardığı yüz ifadesine baktım. Çok temkinli ve sinirli duruyordu. Bebek elindeki oyuncağı düşürmüş bizim önümüze gelen oyuncağına baktığımızda dehşetle açılan gözlerime engel olamadım. B-bu bir gözdü. İnsan gözü mü hayvan gözü mü ne bilmiyorum ama sinir hücrelerine kadar taze bir şekilde duruyordu.

"Aymira Estefaras ile kal."

"Sen nereye?" Kolunu tutmuş gitme dercesine bakıyordum.

"Bu dokunaklı manzara karşısında ağlayacağım birazdan." Bebek konuşmuştu ve tuhaf olan değişik şekillere dönüşmeye başladı. Bir sürüngen gibi yerde kıvranırken etrafımızı sis kapladı. Arkamda hissettiğim şeyle o tarafa döndüğümde sisler içindeki küçük erkek çocuğuna baktım. Bana gülümsedi.

"Gözlerin çok güzel." Ray bir anda beni kendine çekince ona çarpan bedenimle az kalsın dengemi kaybediyordum.

"Ondan uzak dur!"

"Ah şu senin sahiplenici tavırların. Bana söz vermiştin. Bir sonraki buluşmamızda onun gözlerini koleksiyonuma ekleyecektim."

Duyduklarımla şok olurken çocuk bir anda ortadan kayboldu. Nereye gittiğini çözmeye çalışırken aniden önümde belirdi v elindeki bıçağı bana doğrulttuğunda son anda kaçındım. Hızlıydı ve tehlikeliydi. Onun kim olduğunu bilmiyordum lakin Ray onu tanıyor gibi.

"Ray o kim?" Ray cevap vermeden sessizce etrafına bakıyordu. Çocuk karşımızda sislerden bulut yapmış oturuyordu.

"Of çok sıkıcısınız. Bizim patron sizde ne buluyor anlamıyorum. Azon'muş. BLA BLA BLA..." Oturduğu sisten bulutun üstenden kalktığı gibi Ray'e bıçak saplamıştı. Ne zaman yapmıştı görememiştim bile. Ray yerde kıvranırken ben olanları çözmeye çalışıyordum. Ona ne yapmıştı ve o Azon'u nerden biliyor? Lanet olsun. Kılıcımı çıkarttığım gibi çocuğa saldırdım. Tekrar kaybolmuştu ve Ray kendine geldi. Çocuk tekrar yanımızda bittiğinde ona kılıcımla kesmiştim. Kolunu tutan çocuk bana gülümseyerek baktı.

"Ahh hiç fena değil. Çok tatlısın güzelim. Ne olur benim olsan." Tekrar psikopat gülümsemesini bana yollarken havada takla atarak yanıma gelmişti. Kılıcını bana saplayacakken son anda savurdum ama koluma çizik atmayı başarmıştı. Tam ucuz kurtuldum derken aniden kalbime giren sancıyla yere çöktüm. Neler oluyor? Bu bu nasıl bir acıydı böyle?

"Aymira, lanet olsun seni çizdi mi?"

"Neyden bahsediyorsun, lanet olsun! Canım çok yanıyor. Ölecekmiş gibi hissediyorum."

"Kes şunu ona acı vermeyi bırak!" Ray yerden kalkıp ona saldırmasıyla kahkaha atmaya başladı. Estefaras ejderhaya dönüşmüştü ve havadan ona saldırmaya başladı. Ani saldırılarla kahkahası kesilen küçük çocuğun yüz ifadesi değişti. O sırada acımın gittiğini fark ettim. Demek ki acı verme gibi bir yeteneği vardı. Kılıcımı sallayıp ona saplamamla şaşkına döndü. Çok sinirlenmişti ve üstüme çullanıp boğazımı hedef aldığında kılıcımı düşürmüştüm. Lanet olsun! Uzayan tırnaklarını boğazıma batırmasıyla çığlık attım. Kanıma karışan o iğrenç kanı beni acı içinde bırakırken beni öldüreceğini anladım.

"Bu kadar oyun yeter!" Her şey durmuştu ve Ray öfkeli bir şekilde bize doğru geliyordu. Küçük çocuğu tuttuğu gibi yere yapıştırdı. Yer çatlayıp ikiye ayrılırken bastırmaya devam ediyordu. Çocuk nefes alamıyordu ve Ray duracak gibi değildi.

"Hey bakın millet burada ne varmış?"

Sesin geldiği tarafa baktığımda donup kalmıştım. Bunlar Garonlardı. Her tarafımız Garonlar tarafından kuşatılmıştı.

"Ray!" Ray ve Estefaras da etrafına bakarken küçük çocuk kahkahalar atarak Ray'in elinden kurtulmuştu. Zar zor nefes alan çocuğun dedikleriyle donup kaldım.

"Oyun bitti AZON. Bugün o aranızdaki düğümü ödüllendireceğim."


Pisagor'un Gelini /TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin