34. KATİL

4 0 0
                                    

Tık tık tık...

Çalan kapı ile gözlerimi açtım.

"Hey benim Estefaras, efendim orada mı?"

"Evet burada ne oldu?"

"Yemek hazır." Uzaklaşan ayak sesleri ile yumruklarımı Ray'in karnına geçirdim.

"Hey neden öyle söyledin? Yanlış anlayacak."

"Neyi yanlış anlayacak ufaklık." Burnumu öpüp tekrar gözlerime baktı. Lanet olsun! Evet zaten bir ilişkiye girmiştik neyi yanlış anlayacaktı ki? Dün olanlar bir bir gözümde canlanırken battaniyenin altına saklandım. Battaniyenin üstümden çekilmesiyle göz göze geldik.

"Aaa burada kim varmış? Benim küçük çilli turtam varmış."

"Turta mı?"

"Ne o beğenemedin mi?"

"Turta sever misin?"

"Bayılırım hele elmalı turtaya. Kırmızı elmalı..." İmalı bakışlarıyla tekrar kızarırken dudaklarıma kapanan dudakları ile birbirimize sıkıca sarıldık. Beni kucağına alıp yataktan çıkardı.

"Senin o bal dudaklarından hiç ayrılmak istemiyorum ama kapıyı birazdan yumruklamaya gelirler tekrar." Dedikleriyle küçük bir kahkaha atarken mutlulukla gülümsedim. İkimiz de sıcak duşa girmiş bedenlerimizi yıkıyorduk. Benim saçlarımı yıkarken bu anın hiç bitmemesini diledim. Babamı bulmuştum ve Ray'in de bana âşık olduğunu öğrendim. Daha ne isteyebilirdim ki...

Herkes masaya geçmiş yemek için hazırlık yapıyorlardı. İsmini öğrenmediğimiz genç hanım da arkası dönük bir şeyler hazırlıyordu.

"Bu arada senin ismini öğrenemedik."

"İsmim Lora. Sütüne kimler kakao ister?" Elinde süt şişesiyle gülümseyerek bize döndü. Yüz ifadesi birden buz gibi bir ifadeye bürünmüştü ve elindeki şişe yerde dağılmıştı. Herkes şaşkınlıkla yerinden kalkarken Estefaras Lora'nın kolundan tuttuğu gibi dışarı çıkardı. Biz ne olduğunu anlayamamıştık ama tek duyduğumuz Estefaras'ın kimsenin dışarıya gelmesin diye uyardığıydı. Ben yine de meraklı bir şekilde peşlerine takılıp kapının arkasına saklanmıştım.

"Ne gördün?"

"B-ben üzgünüm."

"Ne gördün söyle!"

"Bir kehanet."

"Düzgün açıkla şunu!" Estefaras artık bağırıyordu.

"Onların ..."

LANET OLSUN! Estefaras büyüyle engellemişti. Hiçbir şey duyamadım. Yakalanmamak için masaya geri döndüm. 10 dakika sonra geldiklerinde ikisi de oldukça mutsuz görünüyorlardı. Kimse hiçbir şey konuşmadan yemeklerimizi yedik.

"Kızım şimdi nereye gidiyoruz?"

"Ray'in evine baba. Arkadaşlarım da akademide."

"Tamam ama deden rahat durmayacak biliyorsun."

"Evet biliyorum zaten önce onun yanına gideceğiz ve güçlerini ondan geri alacağız. Aynı zamanda senin de mührünü kaldıracağız Lora."

Herkes hazırlanmıştı ve Lora'nın tarif ettiği yola koyulduk. Mühürlendiğinden beri onları takip ediyormuş. Nerede olduklarını bildiğini söyledi. Yaklaşık 3 saattir yürüyorduk.

"Bundan sonra yolumuz çok tehlikeli. Azon'un tam güçlerine ihtiyacımız var."

"OLMAZ."

"Neler oluyor?" Sorumu kimse cevaplamamıştı. Babam kolumdan tutup beni yanına çekti.

Pisagor'un Gelini /TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin