17.FESTİVAL

4 0 0
                                    

Sonunda beklenen ama benim hiç gelmesini dilemediğim o festival günü geldi çattı. Bugün güneş doğmadan kalktım ve duş aldım. O kadar gergin hissediyordum ki birkaç kilo vermiş olabilirdim. Kapının çalmasıyla derin bir nefes aldım ve kapıya yöneldim. Apella elinde birkaç atıştırmalıkla beni karşıladı. O benden daha gergin duruyordu. Bugün hava oldukça pusluydu ve ben pencereden dışarıdaki kalabalığı izliyordum. Çeşitli akademilerden gelmiş birçok öğrenci büyük coşkuyla bir oradan bir oraya gidip gülerek birbirlerine bir şeyler anlatıyorlardı. En azından birileri eğleniyor... Çalan kapı ile derin düşüncelerimden ayrıldım. Tanımadığım bir kadın belirmişti kapıda.

"Merhaba Aymira Hanım. Ben festivalin kostümlerinden sorumluyum. İsmim Bella. Bugün giyeceğin kostümleri getirdim ve herhangi bir sorun olursa festivalin girişindeki çadırdan bana ulaşabilirsiniz. Kutuyu açmadan bedeninizi kutuya söylemeniz yeterli olacaktır. Başarılar." Karşımda hiç durmadan konuşan kadını incelerken elime verdiği kutuyla kalakalmıştım. Teşekkür ettikten sonra kapıyı kapattım ve kutuyu açmak için bedenimi söyledim. Kutuda hiçbir farklılık olmamıştı. Kutuyu açmamı sabırsızlıkla bekleyen Apella'ya göz devirdikten sonra kutunun üstündeki kurdeleyi çözdüm. Gri bir kurdeleydi ve kutu da beyazdı. Kutuyu açtığımda içinde siyah bir kıyafet beni karşıladı. Kıyafeti incelemek için kutudan çıkarttığımda bunun siyah bir tulum olduğunu fark ettim. Bir de siyah uzun bir pelerin vardı. Festival alanına geldiğimde benim gibi giyinmiş diğer öğrencileri gördüm. Onlar gayet sakin duruyorlardı. O sırada yanıma küçük bir çocuk gelmişti. Daha ben onu inceleyemeden fotoğrafımı çekmişti.

"Yılın en genç ve deneyimsiz yarışmacısı nasıl hissediyorsunuz?"

"N-ne?"

"Gergin görünüyorsun canım, hangi seviyeye kadar gelebilmeyi düşünüyorsun?"

"Sen de kimsin?"

"Ama ben onu sormadım ki. Neyse madem merak ediyorsun söyleyeyim. Ben Çekçek Robert."

"Çekçek?"

"Oooooo sen daha bunu bile bilmiyor musun? Çekçek gelen yarışmacıları ve ziyaretçileri çekip bilgilerini halka duyuran kişi."

Dediği bir nevi gazeteci gibi bir şeydi.

"Sana iyi şanslar diliyorum tatlım. Bolca ihtiyacın olacakmış gibi duruyor."

"Nasılsın Aymira?" Yanıma gelen Profesör Parsh'tı.

"Ben iyiyim, sadece biraz gerginim ama bunu doğal buluyorum."

"Sevindim. Ben başaracağına inanıyorum." Gözlerinde hiçbir kuşku olmadan bunu söylemesi beni şaşırtmıştı.

"Profesör Parsh..." "Ben teşekkür ederim." Son kelimelerim silik çıksa da onun duyduğuna emindim çünkü gülümseyerek bana bakıyordu. O sırada ortadan kaybolan Apella yanıma gelmişti.

"Neredeydin?" Hafif kızgın çıkan sesimle Apella da şaşırmıştı.

"Aymira şurada çok güzel çörekler vardı bize onlardan getirecektim ama vazgeçtim." Bu kız...

"Neden?"

"Çünkü festival alanının içine beraber girmeliyiz. O kadar güzel ki!"

"Peki gidelim. Profesör Parsh bana destek olduğunuz için teşekkür ederim. Biz ayrılıyoruz."

"Peki keyfinize bakın." Prof. Parsh gülümsedikten sonra oradan ayrıldık. Beni peşinden sürükleyerek götüren Apella'ya göz devirmeden duramıyordum.

"Apella tamam dur yavaş..."

Sonunda Festival alanının olduğu büyük kapıya gelmiştik. Burası ziyaretçiler için oluşturulmuş eğlence amaçlı bir yerdi. Kapı devasa büyüklükteydi ve oldukça ihtişamlıydı. Kapısı bile böyleyken içeriyi düşünemiyordum. İçeriye adım attığım anda çeşitli kokular etrafımı sarmıştı. Lezzetli kokuların nereden geldiğini takip ederken içerisinin cıvıl cıvıl olan ihtişamı karşısında büyülenmiş gibi hissediyordum. Her tarafta insanlar vardı ve çeşit çeşit yemekler, şekerlemeler, pastalar, çörekler, oyuncaklar, festivale ait eşyalar...

Pisagor'un Gelini /TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now