11. BÖLÜM "ÖPÜCÜK"

107K 2.1K 1.1K
                                    

Yeni bölümle karşınızdayım. Umarım beğenerek okursunuz.

Keyifli okumalar dilerim♡

______

Yaşadığım hayat beni değiştiriyordu. Ben gittikçe saflığımı, masumluğumu kaybediyordum. Bir keresinde yolda patisi yaralı bir kedi bulmuştum. Eve geç kalıp dayak yiyeceğimi bile bile o kediyi veterinere götürmüş ve tedavi olmasını sağlamıştım ama şimdi karşımda kanlar içinde yatan biri vardı. Bunun sebebi de bendim. Ben yapmıştım. Bir anlık gözüm kararmış ve buna Yavuz'un umursamazlığı da eklenince vurmuştum onu. Şuan kan kaybettiğini farkındaydım. Müdahale edilmeliydi ama bunun için hiçbir şey yapmıyordum. Ben ağlamıyordum bile. Tamamen durulmuştum.

Evin kapısının açıldığını duydum. Sonra da silah sesini duyan korumalar girmişti içeriye. Hepsi telaşla bir şeyler sormuşlardı ama söylenenleri anlamayacak kadar şoktaydım. Alara'nın yanıma geldiğini gördüm.

"Esila sen ne yaptın," demişti bana.

Sahi ya, ben ne yapmıştım? Bir insanı gözümü kırpmadan vurmuştum. İrkilerek çöktüğüm yerden etrafa baktım. Korumalar Yavuz'u götürmüştü ama kanı hâlâ oradaydı. Ben akıtmıştım onu. Ben yapmıştım. Yavaşça çöktüğüm duvar dibinden kalktım. Silah hâlâ elimdeydi. Sanki zehirli bir yılan tutuyormuşçasına attım onu yere. Sonra da yavaş adımlarla çıktım salondan. Gözüm evin açık kapısına kaydı. Kimse yoktu. Herkes Yavuz'un arkasına gitmişti. Ben yine tek ve kimsesiz kalmıştım. Yavaş adımlarla çıktım evden.  Canım yanıyordu. Sabah kardeşim ölmüştü. Şimdi ise Yavuz ölüm döşeğindeydi. Ya da ölmüştü ve bunun sorumlusu bendim. Nereye gideceğimi biliyordum. O yüzden acele etmedim, sadece yürüdüm. İnsanlar dönüp dönüp bana bakmışlardı. Umursamadım.

Sonunda gelmiştim evime. Başımı kaldırarak iki katlı gecekondu evimize baktım. Eskiydi. Fazla eski. Yavaş adımlarla kapıya ilerledim ve tüm gücümü toplayarak vurdum kapıya. Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Annemle göz göze geldiğimde ağlamak, bağırmak istedim. Tüm bu yaşananlara siz sebep oldunuz demek istedim. Ama sustum. Zeynep'in öldüğünden haberi var mıydı?

"Anne..." Sözümü kesti.

"Sen nasıl geldin buraya? Hem bu halin de ne?"

Ona kardeşimin öldüğünü nasıl söyleyecektim ki? Konuşamadım sadece dolu gözlerle yüzüne baktım. 

"Esila konuşsana!" dedi kaşlarını çatarak. "Nasıl geldin buraya? Kaçtın mı kız yoksa?"

Annemin arkasından abim Samet göründü. O da kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "Ne işin var senin burada?"

"Ben," diye mırıldandım. Derin bir nefes alarak kendimi toparladım. "Benim size bir şey söylemem..."

"Abla!" Arkamdan gelen ses konuşmamı bölmüş ve şaşkınlıkla sarsılmama sebep olmuştu. Yavaşça arkamı dönerek doğru duyup duymadığıma baktım.

KALP TUTSAĞI +18Where stories live. Discover now