KALP TUTSAĞI +18

46. BÖLÜM "LOTUS ÇİÇEĞİ"

Yeni bölüme hoş geldiniz çiçeklerim. 💘

Umarım iyi ve sağlıklısınızdır. 🙏

Hepinize keyifli okumalar diliyorum...

______

Seni seviyorum.

Her ne kadar iki kelime olsa da anlamı çok büyüktü. Yavuz'un sahte mezarının başında da onu sevdiğimi söylemiştim. Ama o zaman hissettiğim duygular ile şu an hissettiğim duygular çok farklıydı. Mezarlıkta onu sevdiğim için değil, suçluluk duygusu hissettiğim için seni seviyorum demiştim. Şimdi ise Yavuz'u gerçekten sevdiğim için...

Yavuz'un bakışlarında hem şaşkınlık hem de mutluluk vardı. Bana doğru adımladı ve elini belime sararak beni kendine çekti. Yüzünü bana doğru yaklaştırırken, "Biliyorum," diye fısıldadı.

Yüzündeki keyifli ifadeye bakarak kaşlarımı çattım. Yavuz'a onu sevdiğimi söylüyorum ve onun bana verdiği cevap sadece 'biliyorum' muydu gerçekten? Yine de, "Nasıl?" diye sordum hafif bir sinirle.

Sinirlenmem onu daha da keyiflendirdi. "Biliyorum güzelim. Çünkü beni sevmeseydin değil seni öpmeme izin vermek, yanına yaklaşmama bile izin vermezdin." Dudaklarını benimkilere sürttü. "Ama sen hem seni öpmeme izin veriyorsun hem de bana karşılık veriyorsun."

Yaptığı açıklama gayet mantıklıydı. Yine de bunu Yavuz'a belli etmedim ve omzuna yumruğumu geçirerek ondan uzaklaştım. "İyi, ne güzel."

Ona sırtımı dönerek odasının içine doğru adımladım. Amacım sinirli olduğumu belli etmekti. Sonuçta Yavuz'a her gün onu sevdiğimi söylemiyordum. Ne vardı karşılık verip, o da beni sevdiğini söyleseydi?

Cidden, 'biliyorum' ne ya?

Bir anda arkamdan belime dolanan kollarla irkildim. Düşüncelerime o kadar dalmıştım ki, Yavuz'un arkamda olduğunu bile unutmuştum.

"Kızma bana," dedi yumuşak bir sesle. Boynuma hafif bir öpücük kondurdu. "Şu an bana hissettirdiğin duyguları sana tarif bile edemiyorum. Beni sevdiğini duymak... Sanki ölümün kıyısındaymışım da panzehrim dudaklarının arasındaki o iki kelimeymiş gibi..."

Hızla ona doğru döndüm. "Ölümden bahsetme." Avcumu yanağıma yasladım ve sakallarının avcumun içine batmasına izin verdim. "Yavuz ben artık o kelimeyi duymak istemiyorum. Mutlu, huzurlu olalım istiyorum."