48. BÖLÜM "ÇİFTLİK VE BAZI İTİRAFLAR"

15.9K 1.1K 644
                                    

Yeni bölüme hepiniz hoş geldiniz çiçeklerim.🌸

Kurban bayramının yoğunluğundan dolayı bölüm gecikti ama tekrar aynı düzenle devam ediyoruz. Yani bölüm günlerimiz, bir aksilik çıkmadığı takdirde çarşamba ve pazar.

Hepinize keyifli okumalar diliyorum...

________

Elif'ten

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Elif'ten

Aceleyle evden çıkarak otobüs durağına doğru ilerledim. Dün izin günümdü ve geç yattığım için sabah uyanamamıştım. Bugün ise yine nöbet günümdü ve yarın sabaha kadar hastanedeydim. Durağa geldiğimde çantamdan küçük aynamı çıkardım ve kahverengi saçlarımı ellerimle düzeltmeye başladım. Kabarmıştı ve sabah tarayamadığım için iyice çığırından çıkmış duruyordu. Ellerimle biraz düzeltip, sıkı bir at kuyruğu yaptım. Durak iyice kalabalıklaştığında biraz yola doğru ilerledim. İnsanlar koluma çarpıyordu ve rujumu rahat süremiyordum. Tam rujumu sürdüğüm sırada koluma birinin çarpmasıyla öne doğru sendeledim ve ellerimin arasındaki telefonum yola doğru savruldu.

Gözlerim korkuyla irileştiğinde telefonumu almak için hemen yola doğru baktım ve bir arabanın hızla bu tarafa doğru geldiğini gördüm. Arabanın gideceği yolu gözlerimle takip ettiğimde tam telefonumun üzerinden geçeceğini gördüm.

"Hayır," diye fısıldadım ve arabayı süren kişiye el kol yapmaya başladım. Ancak arabayı süren kişi yola değil, elindeki telefona bakıyordu. "Senin gibi sürücünün..."

Telefonumu almak için öne doğru atılsam araba hızla bana çarpacaktı. O yüzden hareket de edemiyordum. Gözlerimin önünde araba hızla telefonumun üzerinden geçtiğinde sinirle çığlık attım. Duraktaki insanların çoğu yüzünü buruşturarak benden uzaklaştığında yola dikkatle baktım ve paramparça olmuş telefonumu elime aldım. Telefonumu ezerek geçen sürücü çığlığımı duymuş olacak ki arabasını sağa çekerek durmuştu. Telefonumu incelerken, sırf yetişmek için evden aceleyle çıktığım otobüsün durakta durmadan gitmesiyle bir çığlık daha atacaktım ki kendimi zor frenledim. Kolumdaki saate baktım ve hastaneye yetişmek için sadece on dakikamın kaldığını gördüm.

Elimle yüzümü sıvazladım ve, "Sakin ol Elif," dedim kendi kendime. "Otobüsü kaçırmadın, telefonun kullanılamaz hale gelmedi sakin ol."

Her ne kadar kendimi avutmaya çalışsam da sinirim birazcık olsun bile azalmıyordu. Kendime çatacak birini bulmak için etrafıma baktığımda arabasıyla telefonumu ezen, son derece yakışıklı adamın bana doğru geldiğini görmemle sinirle gülümsedim ve hızlı adımlarla bende ona doğru yürüdüm. Karşı karşıya geldiğimiz anda içimde patlamak üzere olan öfkeyle suratına tokadı geçirdim.

Adam şaşkınca elini yanağına koyarak bana baktığında, "Nasıl bir sürücün sen?" diye bağırdım öfkeyle. "Bu kadar kalabalık bir yolda giderken nasıl yola değil de, telefonuna bakarsın?" Elimdeki artık hiçbir işe yaramayacak olan telefonu karşımdaki adamın göğsüne fırlattım. "Ya yola bakmadan telefonumu almak için eğilseydim de beni ezseydin?"

KALP TUTSAĞI +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin