Bedenini öne doğru büktü ve koyu kahvelerini kısarak dudaklarını büyük bir yavaşlıkla alnıma dokundurdu. Tam da o anda midemin aniden kasıldığını hissettim. "Eğer benden istediğin gerçekten buysa, abin olurum." Sarfettiği sözler ile kulaklarımda bir...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(Yayımlanma Tarihi: 02.09.2022) •••
Korku, iç veya dış dünyadan kaynaklanan bir tehlike olasılığı ya da birey tarafından tehlike olarak algılanıp yorumlanan herhangi bir durum karşısında yaşanan evrensel bir duygudur. • Kaygı, birey tarafından sebebi bilinmeyen, nesnesiz tehlikelere karşı verilen tepkilerdir.
Bu iki terim tam anlamı ile benim hayatımın özetiydi. Tek suçum ise onların arasında doğmuş olmak olmalıydı ki bundan bir türlü kaçamıyor, onlardan ne kadar istersem isteyeyim kurtulamıyordum. Oraya ait değildim ancak zorla oraya ait kılınıyordum. Kadına bir mal gözü ile bakan cahil, şeref yoksunu bir toplulukta yaşamış ve orada zar zor 23 sene geçirmiştim. Yorucu bir hayatımın olması yanı sıra dayandığım, sığınak bildiğim kim varsa elimden alınmıştı.
Üstelik bunun bir suç olmadına rağmen ceza bile almamışlardı.
~ Kadına kalkan her bir elin kırk bin kere Allah belasını versin! ~
İşkenceye, tacize ve zorbalığa maruz kalmanın yanında en kötüsü de buna alışmaktı. Yapılan her iyiliğin ardında bir çıkar aramak, her baş kaldırıda bir ceza almak alışkanlık haline gelmişti. Bu çok kötü bir durumdu. Şu anda bana yardım eden tüm bu insanlardan, tam da bu yüzden çekiniyordum.
Çünkü hiçbir iyilik, karşılıksız kalmıyordu.
Yaklaşık yarım saat süren araba yolculuğumuzun ardından hastanede geçirdiğimiz saatler inanılmaz derecede yavaş akmaya başlamıştı. Hayatımın en zor anlarından biriydi ancak yanımda bana yardımcı olan, destek olan bir nefesin daha var olduğunu bilmek hiç tahmin etmeyeceğim kadar rahatlatıcıydı. Bedenimi Burcu Teğmen'in özel ricası üzerine bayan doktorlar muayene etmişti. Vücudumdaki çürüklerin, yanık ve kesiklerin incelenmesi bana seneler gibi gelen o utanç dolu dakikaların ardından bittiğinde doktorun ısrarı üzerine hastaneye yatışım verilmişti.
Ama... Kalamazdım. Beni orada kolayca bulabilirlerdi.
Burcu Teğmen'in kısa bir telefon görüşmesi sonucunda hastaneye verilen yatışım bir şekilde askeriyenin revirinde gözetime çevrilmişti. Midemdeki kasılma o an itibari ile gevşemiş ve beni kısa bir süreliğine de olsa rahat bırakmıştı. Yanımda birinin olmasının, destek olmasının bana bu kadar iyi hissettireceğini hiç tahmin etmemiştim. Güzeldi. Fazlasıyla.
Sırtıma dayanan avuç içi ile geriye doğru çevrilirken bana gülümseyerek yolu işaret eden Burcu Teğmene hafifçe gülümsedim. Bana bugün hiç kimsenin olmadığı kadar destek olmuştu. "Buradaki işimiz bitti Vera ama artık Gökmen Üsteğmene yaşadığın bu kötü şeylerden her ne kadar zor olsa da bahsetmem gerekiyor. Bilmesi gerekenlerin en başında o var. Senin ifade ve raporlarınla en çok o ilgileniyor. Bu içindeki şüpheden kaynaklı olsa da ona güvenebilirsin. Ona benden daha çok güvenebilirsin Vera."