Bedenini öne doğru büktü ve koyu kahvelerini kısarak dudaklarını büyük bir yavaşlıkla alnıma dokundurdu. Tam da o anda midemin aniden kasıldığını hissettim. "Eğer benden istediğin gerçekten buysa, abin olurum." Sarfettiği sözler ile kulaklarımda bir...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(Yayımlanma Tarihi: 03.07.2023) •••
|Vera Kurt|
Dudaklarının arasından bir rüzgar misali kulağıma çarpan sözleri ile tam anlamıyla dumura uğramış bir vaziyette yaklaşık yarım dakikadır boşluğa bakıyordum. Gecelik diyordu. Kim giyerse giysin en çok sana yakışır diyordu. Kelimelerinin üzerimdeki akıl almaz etkisini görebiliyor muydu? Emin değildim ancak beni gözünü bile kırpmadan pür dikkat incelediğini varsayarsak bir şeyleri fark ettiği aşikârdı.
Derin bir nefes eşliğinde sakinleşmeyi umarak bakışlarımı ağırca Ömer abiden tarafa, karşıya çevirdim. Bütün bakışların bir anda odağı haline geldiğimizi ise işte tam o anda yeni farkına varıyordum. Bir panik dalgası bedenimi ele geçirirken parmaklarım titreye titreye yükselerek masanın ucundan destek aldı ve az önce odaya gitmek yerine vazgeçip yeniden sandalyeye bedenimi bıraktığım için kendime kötü birkaç kelam etmek için nefeslendim.
Eğer gitseydim bana bunları söylememiş olurdu değil mi? Tamam. Gitmemem iyi olmuştu ama yine de heyecanıma dur diyemiyor, fazlasıyla utanıyordum.
Peki... Beni nasıl görmüştü? Üzerime giydiğim o ince trençkotun açılan küçük bir kısmı sayesinde yalnızca çıplak bacaklarımın ve geceliğin ancak uç kısmını görebilirdi...Yoksa tamamını mı görmüştü? Nasıl?
"İyi misin abicim? Rengin beyazladı." Ömer abinin sorusu ile açılan algılarım, Gökmen tarafından önüme uzatılan su bardağını fark etmeme ve hızlıca parmaklarımı bardağın etrafına sarmama neden oldu. Bir cevap beklediklerini anladığım anda gözlerimi açıp kapatırken bardağı dudaklarıma ulaştırarak birkaç yudum su içtim. İyiydim. Kötü hissetmiyordum, sadece... nefesim sıklaşmış, kalp ritmim düzensizleşmişti. Ve o, bana bunu yalnızca birkaç güzel kelime ile yapmıştı.
"Yenge, eline koluna sağlık çorba bir harika olmuş. Her gün olsun, her gün içilir." Bakışlarım gayriihtiyari bir şekilde bana seslenen Yasir abiye dönerken kurduğu övgü dolu sözleri ile dudaklarımda küçük bir tebessüm filizlendi. Ömer abi ve Onur abi de onu onaylar tarzda mırıltılar çıkardığında kafam biraz olsun dağılmıştı ancak yanımdaki varlığını iliklerime kadar hissettiğim bu güzel adamdan yemekle ilgili hiçbir ses çıkmaması, bakışlarımın odağı olmaya hak kazanması için yeterli gelmişti. Beni izliyordu. Gözünü bile kırpmadan, kimseden çekinmeden öylece beni izliyordu. "Afiyet olsun. Yine yaparım, Yasir abi."
Onur abinin yerinde kıpırdanışı ile Gökmen'in bakışlarının odağı zor da olsa benden ayrılırken, az önce tamamlanmamış bir konuşmaları olduğunu hatırlayarak bakışlarımı ben de onlardan tarafa çevirdim. "Komutanım. İzin durumumu Arhan Yüzbaşı ile konuşmadan evvel size danışmak istedim."