• 2.4 •

65.5K 4.3K 1.2K
                                    

•••

(Yayımlanma Tarihi; 28

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Yayımlanma Tarihi; 28.01.2023)
•••

| Gökmen Kurt |

Zaman her şeyin ilacıdır derler. Ancak bu sözü söyleyenler hiç yara almamış olanlardır.

Yarayı tam kalbinin üzerinde hisseden bir adam olarak biliyordu ki; Değil zaman, hiçbir ilaç bu acıyı dindirecek, zihnindeki o ana ait kötü görüntüleri unutturacak bir etkiye ya da güce sahip değildi. Tamı tamına 13 senedir her gece, her saniye gözlerini kapattığı her an o gece gördüğü görüntüler zihninde tekrarlanan bir video kaydı şeklinde tekrar tekrar başa sararak acımazsızca oynuyordu.

Gerilen bedeninin farkına vararak dizinin üzerine kalçasını yaslayan kızın beline sardığı parmaklarını aniden gevşetti. Küçük, meraklı gözlerinin üzerinde olduğunun da, tepkisi sebebiyle küçük bir şok dalgası ile sarsıldığının da farkındaydı ancak zihninin içi tam da o anlarda o gecenin görüntüleri ile çalkalandığı için tepkileri donuktu. Yutkundu. Saçlarının arasından şakağına, oradan da boynuna bir ter damlası indiğini hissetti ve kucağındaki bedenin kendisine, "İyi misin?" diyen kadifemsi sesi kulaklarına ilişti. Bakışları usulca endişe ile kendisini izleyen, hafifçe aralanmış gözlerine çevrildi. Değildi. Gerçek anlamda tamı tamına 13 senedir iyi değildi.

Gözlerini usulca kapatıp açarak ona sözlü herhangi bir yalan söylemekten kaçındı. "Abi? Abi beni duyuyor musun? Yarım saatimiz var. Hangardan çıkış yapmamız için az bir zamanımız kaldı." Ömer'in tarazlı, boğuk sesi en az kendisi kadar kısıktı. Sessiz kalarak içinde bir yerlerde kaybolan sesini bulmak için vakit kazanmaya çalıştı. Annesinin göğüsünden karnına doğru aldığı 5 bıçak darbesi yalnızca 3 saniye gözlerinin önüne düştü. Boğazına bir el yapışmış ve var gücüyle sıkmaya başlamış gibi hissetti. Renginin attığını, ifadesinin donuklaştığının son derece farkındaydı ancak bu şekilde olması kendisi tercihi değildi. Dizinin üzerindeki küçük bedenin biraz daha hareketlendiğini hissetti ve içine girdiği transtan çıkması, kızın hızlı nefeslerinin arasında kolları arasında hareketlenerek kucağından kalkışı ile son buldu. "Ben odama gideyim. Siz rahat konuşun."

Dudaklarını herhangi bir kelime mırıldanmak için araladı ancak hiçbir şey söyleyemedi. Başını önüne eğdi. Vera arkasını dönerek koşar adımlarla odasına ilerlediği esnada bir şey oldu. Yaklaşık birkaç dakikadır süren nefes darlığı ve kalp ağrısı elleri yanaklarında, birbirine dolanan adımları ile yeni doğmuş bir ceylan yavrusu gibi görünene kız sayesinde, olağanüstü bir şekilde boğazındaki yumrunun yumuşamasını ve nefes almasını sağladı. İçinde yaşadığı bu kargaşaya bir anlam verememesinin yanı sıra zihnini saran zehirli sarmaşığın dallarını bir an için zihninden çekildiğine şahit oldu. Bu nasıl olmuştu? Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi?

MÜNFERİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin