Bedenini öne doğru büktü ve koyu kahvelerini kısarak dudaklarını büyük bir yavaşlıkla alnıma dokundurdu. Tam da o anda midemin aniden kasıldığını hissettim. "Eğer benden istediğin gerçekten buysa, abin olurum." Sarfettiği sözler ile kulaklarımda bir...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(Yayımlanma Tarihi: 06.11.2022) •••
| Vera Atlas |
Bazı mutluklar vardır, sadece hayal ettiğin ve hak etmediğin için Rabbinden dileyemediğin. Ben kendimi, konumumu tam da bu durumda hissediyordum. Bir pisliğin içine doğup, o bataklıkta sadece annem gibi bir çiçekle seneler boyunca solup gitmeye yüz tutmuş olsam da şimdi bir şekilde oradan kurtulmuş olmam hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Ben o pisliğe bir kere bulanmıştım ve temizlenmem bu bu saatten sonra çok zordu. Belki imkansız değildi ama zordu. Çok zordu.
Mesela bundan seneler önce bana dokunmaya çalışan baba kelimesine dilim varmasa da o sıfatı taşıyan adamın, onun kardeşinin, yakın arkadaşının yaptıklarını sindirmem ve onları geride bırakmam çok zordu. Beni, bir canlıya davrandıklarını unutup, istedikleri şekilde onlara karşılık vermediğim için duvardan duvara vurmalarını, tenime bıraktıkları bıçak izlerini, izmarit lekelerini, morlukları ve daha nicesini unutmam çok zordu. Benden onlarca yaş küçük bir erkek çocuğu gördüğümde onun ileride potansiyel bir tacizci, zorba ve katil olacağını düşünerek onlara olan korkumu atlatmam çok zordu.
Hazmedemediğim kelimeler, hak etmediğim sıfatları bedenimi yapıştırmalarını, beni kötü bakışlarla süzmelerini unutmam zordu. Beni bu hale getirenler, şimdi ayaklarını uzatıp kahvelerini yudumlarken benim her hemcinsleri ile karşılaşmamda tir tir titremem, köşeme çekilip büzüşmem, o ortamdan kaçmak, yok olmak istemem, çaresiz hissetmem ve bunların geçeceğinden emin olamamam ilerideki hayatım için çok zordu.
Bildiğim tek şey ilahi adaletin yerini er ya da geç kesinlikle bulacağıydı.
Gökmen Üsteğmenin, gözlerimin içine baka baka sarf ettiği cümlelerin hemen ardında henüz beni kabullenme belirtisini sindirememişken beni korkutmamak adına yavaş hareketlerle saçlarımın üzerine uzattığı eli sebepsiz yakınlaşmamız yüzünden olduğum yerde kasılmama sebep oldu. Gerilen bedenimi fark etse de uzattığı elini geri çekme gibi bir girişimde bulunmadan işine kaldığı yerden devam ederken sağ eli hafifçe saçlarımın üzerinden arkama doğru uzandı ve parmakları bir süre orada oyalandı. Neredeyse omuzlarına denk gelen başım, biraz daha bana yaklaşması ile daha da aşağılara düşerken bir an için kendimi küçük bir çocuk gibi hissetmeme sebep oldu. Artık ancak göğüsüne denk gelebiliyordum ve bu yaklaştığı her santimde biraz daha aşağıya kayacak gibiydi.
"Böyle daha rahat edersin." Bir kolu saçlarımın yanından usulca arkaya uzandı ve ben gerilen bedenimle birlikte yerimden milim kıpırdamadan put gibi durup onun ne yapacağını izlemeye devam ettim. Bir kopma sesi ve ardından geri çekilen kolu ile ne zaman tuttuğumu fark etmediğim nefesimi aniden dışarıya verirken gözleri elinde tuttuğu şeyden hızlıca gözlerime tırmandı. Sanırım nefesimi fazla hızlı bırakmış ve bu yüzden de dikkatini çekmiştim. Gözlerime sabitlenen gözleri hafifçe kısılırken utanç an itibariyle bütün bedenimdeydi.