• 0.9 •

65.7K 4K 680
                                    

•••

(Yayımlanma Tarihi: 05

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Yayımlanma Tarihi: 05.10.2022)
•••

|Gökmen Kurt|

Gözlerini o anlardan sonra bir süre üzerinden çekemediği Vera'ya sabitlenmişken yan tarafında duran Burcu'ya ithafen buraya geldiği andan itibaren belki on, belki de on beş defa, "Durumu nasıl?" diye sordu. O anlardan sonra bir süre kızın yanından ayrılamamış daha sonra ise iyi olduğuna ve uyuduğundan emin olduğu için biraz hava almak adına kendisini bahçeye atmıştı.

"Pek iyi değil. 3 saat içinde 7 kere sıçrayarak uyandı. İlaçlar yüzünden tam olarak ayılamadan tekrar uykuya dalıyor ama o hiç iyi değil Gökmen. Ona o kadar çok şey yaşatmışlar ki, psikolojik destek alsa bile uzun süre toparlayamayacak gibi görünüyor."

"Dosyasının tamamına bakamadım." diye mırıldandı gözlerimi Burcu'nun gözlerinden kaçırıp ayaklarına indirirken. Nedenini dile getirmese de onun zaten kendisini anlayacağını tahmin ediyordu. Ki, tahmin ettiği gibi de olmuştu.

"Mahremiyeti açısından hepsine bakmadın değil mi?

Hızlı bir nefes alıp, "Görmem gereken bölgelerde zaten fazlasıyla yaraları vardı." diyerek tekrar gözlerini kaçırdığında neden içinin burulduğunu biliyordu. Bu his hiç olmadığı kadar tanıdıktı. "Yaraları olduğunu söylemiştin, bedeninin bir enkaza çevrildiğini değil."

Revirde fısıldadığı o sözlerin ardından uzun bir süre sessizlik meydana geldi. Gözlerini ağırca yumdu ve araladı. Erkek bir teröristin bedenine de şahit olmuştu ancak hiçbiri bu kadar fazla değildi. Böyle fazla ve böyle yoğun.

Kafasını kendisine çeviren Burcu'nun sessiz fısıltısı kulaklarına ilişti. "Haklısın, o daha doğru bir tabir olurmuş." İç çekerek gözlerini araladığında başını eğdiği yerden kaldırarak kolunu tutan Burcu'ya nedenini anlamak istercesine kısa bir bakış attı. "Ona artık inanıyor musun peki?"

Bu konu ile ilgili henüz bir yorum yapmak istemiyordu. İşaret ve orta parmağı ile alnını hızlıca kaşırken, "Uyandığında onunla konuşmak istediğimi söyler misin?" diye sordu. Konuyu değiştirmek istemiyordu, direkt değiştiriyordu.

Kendisine doğru dönen Burcu'nun dudaklarının aralandığını ve kendisine, "Gökmen." diye seslenmesine fırsat vermeden, "Gitmem gerekiyor. Kapımın önünde beklemesini söylediğim iki..." diyerek sertçe dilini ısırdı. Ağzına kadar gelen bir avuç dolusu küfürleri hem günaha girmemek, hem de Burcu'nun yanında öyle sözler sarf etmemek adına yutmak zorunda kalarak başını seri bir hareketle iki yana salladı. "Tövbe estağfurullah. Önündeki fazlalık çıkıntısı var diye askere aldıkları iki erkek müsveddesinin hesabını görmeyi unuttum. Onlarla ilgileneceğim."

MÜNFERİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin