• 3.1 •

74.3K 5.2K 2.6K
                                    

•••

(Yayımlanma Tarihi; 18

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Yayımlanma Tarihi; 18.04.2023)
•••

| Gökmen Kurt |

"İnceleme son süratle sürüyor ancak şunu söyleyebilirim ki kapıda herhangi bir zorlama ya da eve giriş çıkışlarda bir anormallik tespit edilemedi. Savcılık, olay yeri inceleme ve emniyetle sıkı bir çalışma içinde. İntihar olmayacağı çok net ancak evde incelemeye yolladıkları numunelerden herhangi yabancı bir parmak izine ya da salgıya ulaşılamamış."

Bedenindeki gerginliğin git gide arttığını hissederken göğüsündeki ağırlık sebebi ile zar zor çıkan sesiyle, "Ailesine haber verilmiş mi?" diye sordu. Hasta anne ve babasının ilaçlarını almak için kendisinden izin almaya geldiği günü daha dün gibi hatırlıyordu. İlyas, sessiz ve emirlere harfiyen uyan, iyi bir çocuktu. Sigara içip ciğerlerine yazık etmesi dışında kötü sayılabilecek hiçbir özelliği bile yoktu. En azından görmemişti. Peki, bu hale nasıl gelmişti? Ya da onu bu hale kim getirmişti?

Daldığı düşüncelerden sıyrılmasına ve silkelenmesine sebep olan şey, Ömer'in yanına yaklaşarak, "Ailesi 6 sene önce bir trafik kazasında hayatını kaybetmiş." kelimeleri oldu. "Tek yakını olan amcası ve kuzenleri de şehir dışındaymış. Bu akşam burada olmuş olurlar."

Bakışları kısırken zihnine çarpan sert şok dalgaları ile başını hafifçe sağa doğru eğdi. Ailesi seneler önce hayatını mı kaybetmişti? Birkaç ay önce ilaçlarını bulmak için Ankara ve İstanbul'daki bütün eczaneleri arattığı anne ve babasından mı bahsediyordu? Nasıl? Kaşları alnının ortasında derin bir yarık oluştururken dişlerini sıkı sıkıya birbirine bastırdı ve şaşkınlığını dışa vuracak şekilde gözlerini aralayarak, "Ne?" dedi. "Emin miyiz Ömer? Bir yanlışlık olmasın?"

Ömer, son derece emin bir ifadeyle başını iki yana salladığında ise gözlerini yumarak derin, kendisini sakinleştirmesini umduğu sert bir nefes çekti ciğerlerine. "Eminiz abi. Teyit edildi. Neden sordun?" Çünkü yalan söylemişti. Ona bir abi gibi, bir kardeş gibi yaklaşıp yardımcı olmaya çalışmasına, ona güvenmesine rağmen karşısına geçip gözlerinin içine baka baka yalan söylemişti. "Neler oluyor abi? Neden bu kadar şaşırdın?"

Bakışlarını odanın mermer zeminden ayrıldı ve öğrendiği bilgiler sayesinde bir anda içinde var olan öfkesi ile birlikte Ömer'e dönerek, "Birkaç ay önce anne ve babasının ilacını almak için benden izin almıştı." dedi. "İlaçları bulamadığı için birkaç tanıdık araya sokup ben araştırmıştım. Ailesi seneler önce vefat etmiş ise ilaç meselesi tamamen yalandan ibaretti."

Ömer kaşlarını çatarak kendisine bir adım daha yaklaşırken, "İzin aldığı günü hatırlıyor musun abi? Tarihi net ise hemen araştırabilirim." dedi. Tarihi hatırlamak için bakışlarını kısarak sol tarafa meyillendirirken hatırladığı ayrıntı ile hızlıca başını salladı. "İzin günü 19 Ocak, Cumartesi. Bir gün öncesinde namazdan çıktıktan sonra odamın kapısında karşılaşmıştık." Aklına düşen ayrıntı ile aniden duraksadı. "Vera, ifadesinde senin onu kendi telefonundan aradığını ve benim hastaneye kaldırıldığımı senin ona haber verdiğini söylemişti."

MÜNFERİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin