39. BÖLÜM

995 71 33
                                    

Selamun aleyküm. Biz geldik. Heyecanlı bir o kadar sürükleyici bölümle sizlerleyim.

Ben biraz ağladım ama şimdilik yorumu size bırakacağım.

Bölüm hakkında yorumlarınızı eksik etmezseniz sevinirim.

Keyifli okumalar.

Kilitlediğim kapının ardındaki hareketliliği duyabiliyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kilitlediğim kapının ardındaki hareketliliği duyabiliyordum. Kapanan kapıların sessiz gürültüsü ve evin içindeki ayakkabının çıkardığı ses içimdeki korkunun filizlenmesinde en büyük etkendi. Elimdeki telefonu sıktığımı uyuşan elimden anlamıştım. Yiğit telefonu açmayınca en son Ezgi'yi aramıştım. Geleceğini söyleyip, korkmamam gerektiğini ve elinden geleni yapacağını söylemişti ama ben şu an kendimi bile dinleyemiyordum. Köşeye daha çok giriştiğim anda kapının kulpu yavaşça indi. Dualar mırıldandım ve pür dikkat kapıya yoğunlaştım. Karanlık olmasına rağmen dışarıdaki ışık odayı iyi aydınlatmıştı.

Uzun uğraşlar sonucunda kapı açıldı. Ezgi'ye haber vereli epey olmuştu ve ben geleceklerine dair bütün umudumu kaybetmiştim. Gelen adamların ne gibi bir planları vardı bilmiyordum ama hiç iyi şeylerin olacağını düşünmüyordum. Çekmeceden aldığım makası penyemin koluna soktum. Titriyordum, biraz daha köşeye çekilip bacaklarımı karnıma daha çok çektim. Görebildiğim tek şey bir çift siyah botlardı, onlarda çamur içindeydi; kurumuş bir çamur. Kapanan gözlerimle beraber elimi yüreğimin üstüne bastırdım.

"Cesaretini mi kaybettin Bayan Soydan?" Yabancısı kaldığım ses irademi zorluyordu. Midem kasıldıkça kasıldı. Nefesimi alıp vermekte zorlanıyordum. Köşeme daha çok sinerken adımların odada gezindiğini görebiliyordum. O kadar rahattı ki, burada oluşumun rahatlığıydı bu.

"Hadi Yiğit," diye fısıldadım. Her ne olursa olsun, telefonumu açmamış da olsa bu olanlar kulağına gidecekti biliyordum.

"Hadi ama beni uğraştırmadan çık. Eğer sen çıkarsan canını yakmayacağım söz." Sesi tiksinti getirdi. Yüzüm buruşurken kendime biraz olsun hâkim olmalıydım. Onu ne kadar oyalarsam o kadar avantajdı benim için.

Adımları bana doğru çevrildi. Fakat köşeyi dönerek diğer yönden gelmeye başladı. Eğer kapıya ulaşırsam bana yaklaşmasına engel olabilirdim. O diğer tarafa geldikçe bende kapıya doğru sürünmeye başladım. Ta ki beni görene kadar... Hızlıca kalkıp koştum. Yine de sakindi. Onun adımları benim koşuşuma denkti neredeyse. Öyle iri cüsseliydi ki, bu beni korkutmaya yetiyordu. Odadan çıkıp üst katın merdivenlerine yöneldim. Buradaki çaresizliğim bir adama güç yetiremememdi. Karşı çıkarsam canım yanardı bilirdim. Yanında öyle ufaktım ki, çaresizliğim bütün cesaretimi yerle bir ediyordu.

Koştum koştum an sonunda attığım adımla beraber bileğimden tutuldum. Adama çaktığım tekme benimde dengemi şaşırdı. Çünkü o an düşmesiyle beraber ayak bileğimi de tutmuş beni sertçe merdivene düşürmüştü. Acıyla inledim, bacağım ve kolum büyük darp almıştı. Fakat pes etmeyerek merdivenlerden süründüm. Adam tez toparlayarak kolumdan tuttuğu gibi beni kaldırdı. Hareketleri seri ve sertti. Odaya çekiştirilmem ve fırlatılmam ne ara olmuştu bilmiyordum.

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin