45. BÖLÜM

1.2K 70 20
                                    

Selamun aleyküm, bugün biraz aktif biraz yoğun bir şekilde wattpaddayim.

Umarım keyifle okuyacağınız bölüm olur ve bazı gerçekler yavaş yavaş ortaya çıktığını size söyleyebilirim.

Apar topar Samsun'a döndüğümüzde ilk geldiğimiz yer Yiğit'in evi oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Apar topar Samsun'a döndüğümüzde ilk geldiğimiz yer Yiğit'in evi oldu. Aysun annenin hastalandığını ve Efe'nin doktor çağırdığını biliyorduk sadece. Aysun annenin neyi vardı bilmesem de Yiğit'in tavrı hiçte hafife alınacak gibi değildi.

Evin önüne geldiğimizde duraksadım. Uzun zamandır gelmediğim ev, o eşikten adım atmamda beni zorluyordu. Her an bir boşluğa basıp düşecekmişim gibi hissediyordum. Daha gelmem dediğim eve gelmiştim. Kapıdan içeriye girsem yeniden geri dönülmez bir yarayı tazeleyecekmişim gibi hissettiriyordu.

Elimi tutan ele baktım. Yiğit'in kabul etmemi ister gibi bakması parmak uçlarımdan bütün bedenime yayılan bir ürpertiye meyil verdi. Elimi çekip yavaşta olsa ondan önce eve adımladım. Bütün bunlara Aysun anne için katlanıyordum. Yanına gitmezsem ona karşı büyük bir saygısızlık olurdu bu. Severdim Aysun anneyi, en önemlisi de özlemiştim.

İçeriye girdik. Bakışlarım evde dolandı, dolan gözlerim ise şimdiden bütün geçmişle yüzleşti. Kendime verdiğim bu eziyeti sonlandırdım ve merdivenlerden yukarıya çıktım. Yiğit konuşmuyordu, konuşsa her an ona patlayacakmışım gibi geliyordu.

Önce o girdi odaya birkaç saniye sonra ben. Uyuyordu, son gördüğümden bu yana epey zayıflamıştı. Bu haline üzüldüm, hatta ağlamamak için kendimi zor tuttum.

"Neyi var?" diye sordum hemen köşedeki sandalyede oturan Yiğit'e.

"Doktor tümör demişti ama bu kadar hızlı gelişeceğini tahmin etmemiştim. Biraz sonra görüşeceğim tekrar." Aysun annenin gözleri yavaştan açıldı. Beni görünce heyecan yaptı ve kalkmak istediği an engelledim. Hemen yatağın ucuna oturup ellerini tuttum. Ne kadar zayıflamıştı böyle.

"İyi misiniz?" Ona hastalığından yana dem vurmayarak yaklaştım.

"Ah güzel kızım, gelmişsin."

"Geldim," dedim. Hem ellerini okşuyor hem de ona kocaman gülümsüyordum. Hastalığı güzelliğinden hiçbir şey çalmamıştı bilakis daha da güzelleşmişti. "Siz de iyi olacaksınız." Solgun yüzüne düşen gülümseme sızlanması ile soldu. Ağrısı vardı, en önemlisi de yorgundu.

"Siz biraz daha uyuyun, ben buralardayım." Yorgunluğu ile gözleri kapandı. Odadan çıktım. Aşağıya indiğimde Yiğit doktorla görüşüyordu. Mutfaktan çıkan Halime abla ile bakışlarımı Yiğit'ten çektim. Halime abla hızla yanıma gelip, "Zeynep'im," deyip sıkıca bana sarıldı. Birbirimize sarılmamız ve ortamdaki şen dolu heyecan en azından içimdeki kasveti alıp götürmüştü. "Hoş geldin canım benim." Giderken çok şey yaşamıştık, şimdi ise burada oluşum onları mutlu etmişti. "Hoş buldum," deyip mutfağa geçtik. Beraber sandalyeye oturduk.

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin