49. BÖLÜM

1.1K 73 4
                                    

Herkesin bir hayat hikâyesi vardı, benimde hayat hikâyem kıyametle başlayıp kıyametin en çetiniyle devam ediyordu. Hayır ölmüyordum, uçurumun ucunda ölümü bekliyordum. Elini uzatan kişinin kaybıydı beni bu uçurumdan kurtaracak ve her an onsuzluk ayağımı kaydıracaktı.

On dakikadır tavanla bakışıyordum. Kıyametin hesabını yapmaktan vazgeçmiştim artık. Şimdi ise saniyelerin bile geçmediği anda hesabımı yapamaz haldeydim.

Eve getirilmiştim zorla. Onu gördüğümde ameliyattan yeni çıkmıştı. Durumunu öğrenememiştim çünkü buna zamanım yoktu. Tehlike o kadar dibimizdeydi ki, resmen kaçmıştık bundan. Savaşamamış, onun mücadelesine ortak olamamıştım.

Ruhumu zedeleyen, yüreğimi kan revan içerisinde bırakan bu düşünceleri bir kenara atıp yattığım yataktan kalktım. Nefes alamıyordum, ölüyordum adeta. Evden çıkıp bahçeye geçtim. Hava sıcaktı ama ben üşüyordum, en çokta yüreğim üşüyordu.

Günlerin hasretine bir de kaybetme duygusu eklenince kalbimdeki o çiçekler bir bir soluyordu. Ona ihtiyacım vardı, ona öyle bir ihtiyacım vardı ki sanki patlamada ben hasar görmüşüm gibi can çekişiyordum.

Başımı karnıma çektiğim dizlerime yasladım. Dayanılmaz bir girdabın eşiğindeydim. Olduğum yerde duramıyordum. Evden çıkıp köşede bekleyen Betül'e bakındım. Beni görünce direkt yanıma geldi.

"Kötü gözüküyorsun."

"İyiyim," dedim kısa keserek. Etrafa bakındım. Korumaların sayısı artmıştı. Betül durumu sezdiğimi görünce, "Sadece tedbir," dedi. "Şu anlık kötü bir durum yok."

"Daha ne olabilir ki?"

"Zeynep, Yiğit Bey iyi ama sen hiç iyi gözükmüyorsun. İstersen hava almaya çıkalım kendine gelirsin."

"Tamam," dedim. Buna ihtiyacım vardı çünkü. Ayağa kalkmamla birkaç arabanın avluya girdiğini gördüm. Merakla bekledim, önce Efe sonra Serkan çıktı arabadan, ardından ise Yiğit. Dizlerimin bağı çözülmüş gibi sendeledim. Yaralıydı, yarasından ötürü ise hafif kambur yürüyordu. Eli karnının üzerindeydi. Dolu gözlerle yanına koştum, sarılmak istesem de yapamadım. Dokunamadım, incinirdi çünkü. Zaten zor yürüyordu, en fazla koluna girebildim. Önce hafiften yüzünü buruşturdu. Bilse ona ne kadar hasrettim, ne kadar acı çekiyordum hiç durmaz sarmalardı beni.

Eve girdiğimizde herkes geldiğini görecek ki kapının önüne dizilmişlerdi. Aysun anne ağlar gözlerle oğlunun diğer koluna girip bizimle yürüyordu. Onu odasına çıkarıp yatağa yatırdık. Aysun anne art arda Yiğit'in saçlarından öpüyor, "Çok şükür, çok şükür," diyerek dualarını yeniliyordu. Zaten bize kızmıştı ona hiçbir şey anlatmadığımız için ama onun üzülmemesi gerekiyordu.

Herkes aralarında konuşurken ben sessizce anlatılanları dinliyordum ama sadece Yiğit'e bakarak. Durgunluğum onunda dikkatini çekecek ki yanında olduğum için elimi kavrayıp, "Geçecek," der gibi hafiften sıktı. Geçer miydi sahi? Gördüklerimden sonra geçeceğine dair ümitlerim yok olmuşken buna inanacak bir gücümde kalmamıştı. Bu yüzden tepki veremedim. Sadece keyifsizce dinliyordum, keyifsizce bakınıyordum.

"Biz gidelim artık, sen de dinlen oğlum. Bir şey olursa beni ararsınız." Kemal amca ayağa kalkınca diğerleri de kalktı. Ezgi'de aynı şekilde keyifsizdi. En son duyduğum kadarıyla Bahadır iyiydi ama Ezgi onu göremeyince rahat etmezdi bilirdim.

"Tamam amca, sizi de yorduk zaten." Kemal amca Yiğit'in omzuna şefkatle elini koyup, "Sen de bir an önce iyi olup işinin başına dönmeye bak," dedikten sonra vedalaşarak evden çıktılar. Babamlarda onlarla beraber gittiler. Uyukladığını görünce onu biraz daha yatırdım yatağa. Yıpranmıştı, bu yüzden uyuması onun için iyi olacaktı. Pikeyi üzerine biraz daha örttüm. Hafif boşluktan kalan yere rahatsız olmasın diye yavaşça oturdum. Kollarının arasına kıvrılmak istedim lakin yapamadım. Ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Ellerim gür saçlarına ulaştı. Kıyamadığım her zerresine zarar gelmesi büyük hezimetti. Bu sefer düşünmedim, kıvrıldım o ufacık yere. Seyre daldığım yüzü bembeyazdı. Benimde kapandı gözlerim, birkaç günlük yorgunluğumun sonlandığı güzel yerde belki de dinleneceğim tek yerde artık sessizliğin içine gömüldük ikimizde.

VİSALWhere stories live. Discover now