Bölüm2 Orijinal

4.8K 403 128
                                    

Nişan.. nişan... Bir şekilde bundan kurtulmalıyım.

Neden mi?

Bulunduğum zaman dilimini öğrenince neden hizmetçilerin benden korkutuğunu da anladım.

Şuan tüm aristokrasi tarafından bilinen bir kötülüğüm.

İnsanlara zorbalık; var

Halk tabakasını küçümseme; var

Başrole zorbalık; var

Takıntılı olduğu ve kimseyi yaklaştırmadığı bir adam; var

Kısacası bir kötülük olmak için gereken her şeye sahibim.

Plota göre başrol kızımız fakirdir ama bir öğrenir ki düşük rütbeli bir soylunun kayıp kızı.

Ama bu düşük rütbeli soylu dediğimiz baron kızını çok sever. Sonra onu baloya götürür.

Kız burada üç başrolle ilk kez karşılaşır. Gerek sakar, masum ve tatlı hareketleri, gerek dürüstlüğü ile onları etkiler ve ana hikaye burada başlar.

(Taamam üç kitaptır tatlı konulu plotlar uyduruyorum bence bu kitabı bırakıp pembe bir hikaye yazmalıyım.)

Başrol olan grandük yakışıklı bir abimiz ve soğuk biri. Küçükken ailesini kaybetmiş ve savaşmak zorunda kalmış klasik bir sahiplenici başrol.

Hikaye boyu sadece yakışıklı gülümsemesini başrol kıza gösteriyor. Ne büyük bir israf sadece bir resmini çiz ve tüm dünyanın yararlanmasına izin ver. Bencil olmaya gerek yok.

Ahem. Nerede kalmıştık.

Nasıl olduğunu bilmesem de kötü itibarıma rağmen yakında nişanımız olacak.

Hikayede nişanlandıktan sonra grandüklükte kalıyorum ve sürekli ikisinin ilişkisinde üçüncü parti oluyorum.

Aslında bu nişan yıllar öncesinde yapılan bir anlaşmaya dayanıyor belki de bu yüzden grandük nişanı iptal edemiyor.

Nisandan sonra grandük benimle evlenmeyecek ve uzun süre orada üçüncü parti olarak kaldıktan sonra sonunda tüm ülkeyi kendimden nefret ettirmek için yaptığım hamleler sonuç verecek ve öleceğim.

Şuan itibariyle çoktan üç başrolde kızımızla ilgileniyor yani sadece kenardan sessizce izlemeliyim.

Kitapta babamla olan ilişkime dair bir şey demiyor bu yüzden nişanı zorlamaya kalkabilir.

Sonuç olarak garndükle kendim buluşmalıyım!

Genelde webtoonlarda böyle olunca onu reddeden soğuk adam bir anda 'ne kadar ilginç' der ve kıza kapılır.

Tabi bu noktadan sonra bu imkansız çünkü başrol çoktan herkesi kaptı.

Öyleyse hemen gidip bir mektup yazalım. Ne kadar erken o kadar iyi.

Ben düşüncelere dalmışken Marie beni uyandırdı.

-Leydim kahvaltı konusunda...

-Aah evet. Marie onu odama getir. Ve bana bir mektup yazmam için kağıt da getir.

-Anlaşıldı leydim.

Şimdilik aile üyeleri ile görüşmemeye çalışacağım. Babamı bilmiyorum ama abim benden tiksiniyor olmalı. Sevdiği kızı taciz ettim sonuçta. Ama kardeş olduğumuz için çok kötü olmamalı.

Marie odama geldi ve yemeğimi verdi.

Bu sadece bir kahvaltı olamaz. Neden daha önce biri fantezi dünyasında yemeklerin parladığını söylemedi!?

Güzel bir yemekten sonra tüyü (?) Kağıdı ve mürekkebi aldım.

Nişanı boşver... Bu şeylerle nasıl yazmalıyım!?

Uzun emekler sonu bir ton kağıdı israf ettikten sonra nasıl yapılacağını öğrendim.

Şimdi tam olarak nasıl başlamalıyım...

Ben düşünürken biri odama baskına geldi.

-Lanet olsun Estelle yine neyin peşindesin!?

Giren kişi bir heykeld ..ahem yakışıklı bir çocuktu. Benimki gibi kırmızı saçları ve mavi gözleri vardı. Ah bu abim olmalı!

Peki... Bu girişin olayı ne?

Ayağa kalktım. Sanırım şimdi tüm okuduğum şeylerin meyvesini vermesinin zamanı geldi.

Webtoon etik yetenekleri: deverede

Ama Estelle ona ne diyordu? Abi?

-Bir sorun mu var abi? Ne bu acele?

-...Onu sen söylemelisin. Bu gün bir hizmetçiyle gizlice konuştuğunu ve ondan bir sürü kağıt aldığını duydum.

...

-Yine Eva (Evangeline takma ad) için sıkıntı yaratmaya mı çalışıyorsun?

Huh? Ne alaka?

Sadece mektup yazacaktım ve... Dur o bunları nereden biliyor? Yoksa bir ajan mı yerleştirdi?

-Zaten son baloda ona oldukça sorun çıkardın. Şimdi hala akıllanmadın ve yeni şeytani planlar mı yapmaya çalışıyorsun?

Karşımda bana durduk yere bağıran kişi benim abim namı değer 'Arnold Arendale'

İmparatorlukta ki en iyi şövalyelerden biri falan... Ama bu kişi kesinlikle beklediğim soğukkanlı ve ağırbaşlı kişi değil.

Yanlış bir şeyler var.

-Abi neden bahsediyorsun?

-Bilmiyormuş gibi yapma. Başka neden mektup yazasın ki!?

-Sadece bir arkadaşıma yazıyor olamaz mıyım?

-Hah? Senin mi? Kim senin arkadaşın olmak ister ki? Herkes nasıl biri olduğunu biliyor.

Hoo~ abiciğim oldukça kaba çıktı. Ne yapmalı geçmiş hayatımda bunun gibilerle çok uğraştım.

Abim dediklerinden sonra bir kaç Saniye durakladı. Dediklerinin ağırlığını sonradan anlamış gibi duruyor.

Gerçekten kırıcı cümlelerdi ve gerçek Estelle olsaydı muhtemelen şuan ağlardı. Ne yazık ki ben o değilim ama bu, bana iyi davranan abimle ilgilenmeyeceğim anlamına gelmez.

-Abi...

-Öyle demek istemedim sadece dilim...

Sözümle birlikte irkildi. Sanki bir sinir krizine falan girmeme bekliyordu. Girseydim de haklı olurdum gerçi.

Ona baktım ve gülümsedim.

-Komiktir ki kötülük olan ben bunları söyleseydim büyük ihtimalle cezalandırılırdım ama bu senin için sadece bir dil sürçmesi.

-Estelle gerçekten olayları çarpıtma bu olaylar farklı..

-Aah ama sevdiğin kızın şuan başka iki erkek oynaması senin icin iyi değil mi? Benimle ilgilenecek zamanın olduğuna göre... Dur yoksa üçlü mü...

-Estelle! Ne dediğini sanıyorsun!?

-Kızma abi öyle demek istemedim (istedim) sadece bir dil sürçmesi.

Oldukça kızgın görünüyor. Ama şimdi kendimi tatmin olmuş hissediyorum.

Eskiden ağzımı açamadım ama şimdi hastalıklı bir bedene sahip değilim. Yani iyi olmalı.

-Öyleyse hala bir leydinin odasına izinsiz girip saygısızca bağırmalarını görmezden geliyorken odamdan çık. Çünkü ne yapacağım belli olmaz.

Sonunda abim sinirle kapıyı vurup çıktı.

Sanırım pilotların çarptırıldığı webtoonlardan birindeyim. Heh. Önemli değil kötü karakter olmakta eğlenceli.

Ahh. Nerede kalmıştık? Sayın grandük demekle başlamak iyi olur.

İsim bitince mektubu teslim ettim. Bu dünya çok eğlenceli olacak gibi.

_______
Yazar:Villainesssss

Peki Ya Bir KötülüksemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin