Bu bölümde ağır olmasa da işkence sahneleri var rahatsız oluyorsanız okumayın.
İki çift göz ikimize odaklanmış diğer hamlelerimizi bekliyorlardı.
Bu durumda bile hala oldukça iyi görünüyorlar.
Yavaştan başlayalım.
-Bakın bakalım burada kimler var. Tarihin en kısa süre boyunca imparator olan kişisi ve onun metresi.
İkisi de sözlerime sinirlenmiş gibiydi. Ama ağızlarını açamadılar.
-Eh grandük. Bu da bir deneyim oldu. Evcilik oynar gibi kısa süreliğine başka bir role girdin.
Çok sinirli olduğu belliydi. Ellerini sıkıyor ve kendini sandalyeye bastırıyordu.
Evangeline de farklı değildi.
-Küçük metres sen uzun süredir bu rolü oynuyorsun yani senin canın daha çok acımış olmalı. Yanlış kişiyi seçtin. Ah doğru Caein'i çağırıcağıma söz vermiştim.
Sözlerimle Evangeline'in gözleri açıldı. Bir umut parıltısı olduğunu gördüm. Oysa bilmiyordu ki Caein ondan tamamen vazgeçti. Ve şimdiki gücümle bana karşı gelmeyecektir.
Yanımdaki askere onu çağırmasını söyledim.
-Burada hayat nasıl? Sağlığınıza dikkat ettiğiniz umuyorum çünkü bundan sonra enerjiye ihtiyacınız olacak.
Bu sırada içeri Caein geldi.
-Oldukça hızlısın. Ama kendine sandalye getirmeliydin.
Evangeline ile birbirlerine bakıyorlardı. Biri yalvarırken diğeri acıma ile bakıyordu. Ama karşısındakine değildi bu acıma, Kendisineydi.
-Caein!
Olanlardan sonra nasıl hala yardım edebileceğini düşünüyor?
Ama Caein oralı olmadı. Onun yerine parmaklarını şıklattı ve bir sandalye orada belirdi.
-Caein bize yardım edeceksin değil mi? Lütfen.
Umut, en tehlikeli silahtır.
Evangeline her zamanki timsah gözyaşlarını akıtmaya başladı.
Caein sandalyeyi karşısına koydu ve ona doğru eğildi.
Başı kulağına doğru eğildi ve elleri Evangeline'in arkada bağlı olan ellerine doğru ilerledi.
Aynı anda veliaht kılıcını çekmeye kalkıştı ama onu durdurdum.
Caein'in elleri tam onunkilere değecekken durdu ve kulağına hafifçe fısıldadı.
-Hala seni sevdiğimi mi sanıyorsun?
O an Evangeline'in suratında ki umutsuzluk ifadesi zihnime kazındı.
Göz bebekleri titriyor ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Sonra Caein kendini sandalyesine bıraktı.
-Sana ne dedi bilmiyorum ama Caein, böyle yapma lütfen...
-Nasıl yapmayayım?
-Hani beni seviyordun? Yalan mıydı hepsi!?
Bu sözlerle Caein'in gözlerindeki hayal kırıklığı arttı.
-Sen biliyordun... Sana olan sevgimin derinliğini biliyordun... Ama yine de benimle oynadın ve şimdi çıkmış bunları diyorsun.
Şu sandalye numarası iyiydi. Patlamış mısır da yapabilir mi? Bu görüntüyle iyi gider.
-Ben bunu kastetmedim... Seni seviyorum. Gerçekten, sadece seni seviyorum.
Bu sefer ayaklanan grandük oldu.
YOU ARE READING
Peki Ya Bir Kötülüksem
Historical FictionBir Webtoon bağımlısı olarak başıma gelebilecek en iyi şey geldi ve bir Webtoon'a (favori webtoon'um) kötülük olarak girdim! Tamam bazı eksileri olabilir mesela ölecek olmam gibi ama başrollere bir şey yapmadan uzaktan izlemenin sakıncası olmaz deği...